|
2015, Cilt 5, Sayı 3, Sayfa(lar) 335-346 |
|
DOI: 10.5961/jhes.2015.135 |
Web 2.0 Uygulamalarının Eğitim Süreçlerine Etkisi: Çanakkale Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu Örneği |
Dilek KEKEÇ MORKOÇ, Cumhur ERDÖNMEZ |
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Çanakkale Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu, Büro Hizmetleri ve Sekreterlik Bölümü, Çanakkale, Türkiye |
Anahtar Kelimeler: Web 2.0, Sosyal ağ, Eğitim, Meslek yüksekokulları |
|
Öğretim alanında kullanılan metodolojilerin çağımızın vazgeçilmez bir tutkusu haline gelen teknolojinin hızına paralel gelişimi ile birlikte
tek yönlü iletişim süreci olan Web 1.0 yerine, içeriğin değiştirilebildiği, geliştirilebildiği Web 2.0 kullanılmaya başlanmıştır. Günümüzde
birçok sosyal ağ sitesi ortaya çıkmış ve bu sosyal ağların kullanımı özellikle genç kullanıcılar arasında hızla artış göstermeye başlamıştır. Web
2.0 uygulamaları her türlü bilgiyi ve öğretim içeriğini kolay ve hızlı ulaşılabilir bir platforma taşıyabilmektedir. Çanakkale Onsekiz Mart
Üniversitesi, Çanakkale Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu 2013–2014 eğitim-öğretim yılı (bahar) II. yarıyılında, tüm programlarda 1.
ve 2. sınıfı okumakta olan 1140 öğrenci çalışmaya alınmıştır. Bu ana kitleden ulaşılabilen 651 kişilik bir örneklem (%57) oluşturulmuş
ve araştırmaya katılımları sağlanmıştır. Çalışmada Akıncı-Vural ve Bat'ın ‘sosyal medya kullanım bilgileri detaylandırılarak hangi sosyal
ağları kullandıkları ve kullanım alışkanlıklarını' saptanmaya yönelik anket çalışmaları ile Onyebuchi tarafından hazırlanan ‘sosyal
medyanın öğrenim ve öğretim süreçlerine etkisini belirleme anketi' referans alınmıştır. Çalışmaya katılan öğrencilerinin bilgi iletişim
teknolojilerinden internet ve sosyal medya kullanım alışkanlıklarını, sosyal medya bilgi düzeylerinin saptanması ve üniversite düzeyindeki
eğitim süreçlerinde sosyal medyanın kullanımının etkinliği ve faydalanılabilirliğinin tespiti amaçlanmıştır. |
Başa Dön
Öz
Giriş
Materyal ve Metod
Bulgular
Tartışma
Kaynaklar
|
|
Sosyal medya kavramı; medya, kullanıcı ve teknoloji gibi boyutları
olan bir kavramdır. Sadece bir boyut ile sosyal medyayı
değerlendirmek eksik ve yanlış olacaktır. Sosyal medya tüm
bu boyutlarının bütünleşik bir şekilde ele alınması ile anlaşılacaktır.
Sosyal medyanın medya boyutu, geleneksel medyadan
farklı özelliklere sahip yeni medya ile açıklanırken, kullanıcı
boyutu kullanıcı tabanlı içerik ve teknoloji boyutu Web 2.0 ile
açıklanmaktadır (İşlek, 2012: 5). Sosyal medya, en basit tanımıyla;
Web 2.0 teknolojilerinin kullanıldığı iletişim ortamlarıdır.
Konuşmalar, bağlantılar ve katılımlardan kaynaklanan Web
2.0 durakları, iletişim araçları, siteleri ve çevrimiçi yayınlar
(Gunelius, 2011: 10; akt: İşlek, 2012: 12) olarak da tanımlanan
sosyal medya; insanların sosyalleşmek için kullandıkları medya
türüdür.
Sosyal medyanın ortaya çıkışı, herşeyden önce Web teknolojilerindeki
değişime dayanmaktadır. İnternet 1960’lı yıllarda
gelişmeye başlasa da, “world wide web” (dünyayı saran ağ)
1989-91 yılları arasında Dr. Tim Berners-Lee tarafından geliştirilmiştir.
Internet’in gelişimi sonrasında bazı yazarlar kullanıcıların
serbestçe bilgiyi tarayabilecekleri, birbiriyle bağlantılı
sayfaların oluşturulabileceği fikrini ortaya atmışlardı. Bu fikirlerden
hareketle Berners-Lee ve ekibi tarafından web’in en
temel dört unsuru olan ‘html’, ‘http’, bir ‘web server’ ve bir
tarayıcının (“browser”) ilk versiyonu oluşturulmuştur. Oluşturulan
ilk web sayfaları, siyah-beyaz olup, tamamen metne
dayalı bir yapıdadır. Bu dönemde ortaya çıkan web siteleri de
temelde bilgi verme amaçlıdır. Web 1.0 olarak adlandırılan
bu dönemde oluşturulan web siteleri, statik bir yapıya sahip
olan ve sadece okumaya elverişli sayfalardır. Okuyucuların bu
sayfalar üzerinden web sitesinin sahibiyle ya da birbirleriyle
etkileşime girmesi mümkün değildir. Web 1.0 dönemi etkileşimin
olmadığı, dolayısıyla kullanıcının söz hakkının bulunmadığı
ve tek taraflı bilgi aktarımının olduğu bir ortamı ifade etmektedir.
1 Web 1.0 ile gelişimine başlayan web; web 2.0 ile internet
kullanıcılarının tek taraflı iletişimi bırakıp, içeriği değiştirebildikleri
konuma geldikleri nokta olup (Bozkurt,2013); Web 2.0
kavramı ‘world wide web (www)’in ikinci kuşağını tanımlamak
için kullanılmaktadır. Bu kavram ilk kuşak web araçlarından
farklı özelliklere sahip araçları tanımlamada kullanılmaktadır
(Horzum, 2010: 605). Web 2.0 tabanlı ortamlar, sunucularda
barındırılan ve internet aracılığı ile tarayıcılarda görüntülenen
bireysel sistemlerdir. Bu yüzden bu ortamlar Web 2.0 sistemleri,
Web 2.0 servisleri ya da Web 2.0 uygulamaları olarak da
adlandırılmaktadır. Bu adlandırmaların hepsi, bu ortamların
grup çalışmalarına olan yatkınlığından dolayı sosyal yazılımlar
etiketi altında toplanmaktaysa da, son zamanlarda sosyal
yazılım kavramı yerini ‘sosyal medya kavramına’ bırakmaktadır
(Duffy, 2008; akt: Mıcık, 2011: 19). Yapılan çalışmalarda web
2.0 kavramının sosyal medya kavramıyla eşanlamlı olarak kullanıldığı
görülmektedir (Lenhart et al., 2010; akt: Baran & Ata,
2013: 195).
Web 2.0 kavramı ilk olarak 2004 yılında, Dougherty ve O’Reilly
ile MediaLive International şirketi tarafından organize edilen, Google, Yahoo, msn, Amazon, Ebay gibi Web dünyasının
önde gelen şirketlerinin de katıldığı web konferansında, web
alanında yaşanan gelişmeler ve web dünyasının geleceği
tartışılırken ortaya çıkmıştır.2 Web 2.0 uygulamalarıyla birlikte
ortaya çıkan araçlardan en önemlilerinden birisi de çevrimiçi
sosyal ağlardır (Boyd ve Ellison, 2007, akt: Uçak & Çakmak,
2010: 44). Sosyal ağ (“social network”) bireylerin birbirlerine
çeşitli ilişkilerle bağlı olduğu bir yapıyı temsil eder. İlk sosyal site
1997’de kurulan “Sixdegrees.com” dur ve kullanıcılarına ilk kez
profil oluşturabilme ve mesaj gönderme olanağı sağlamıştır.
2001’den itibaren ortaya çıkan “Asianavenue”, “Blackplanet”,
“Migente” ve “Cyworld” de etkili bir politika ile arkadaşlık ilişkilerine
daha farklı boyutlar eklemişlerdir. 2004 ve sonrasında
ise internet kullanıcıları “Myspace”, “Facebook” ve “Bebo”
ile tanışmışlardır.3 Sosyal ağlar, herkes tarafından erişilebilen
veya belirli bir kullanıcı kitlesi ile sınırlandırılmış bir sistem
içinde kullanıcı profili oluşturma, diğer kullanıcıların belirttiği
bağlantıları görebilme ve paylaşım olanağı sağlayan web
tabanlı hizmetler olarak tanımlanmaktadır (Boyd & Ellison,
2007, akt: Uçak-Çakmak, 2010: 44). Web 2.0 sisteminin web
hizmetini iyileştirmek amacıyla ziyaretçilerin siteye katılımını
sağlamak ve ziyaretçilerle işbirliği yapmak fikrine dayanan
bir akım olduğu da söylenebilir. Web 2.0 teknolojisinin sosyal
ağlar ve güçlü işbirliği bakımından klasik hale gelmiş bir örneği,
kullanıcıların etkileşimli oldukları ve içeriği birlikte yarattıkları
“online” ansiklopedi olan “Wikipedia”dır (Gross & Leslie, 2008:
791; akt: Akıncı-Vural & Bat: 2010 3354) ). Web 2.0 teknolojileri
içinde genel olarak birçok farklı uygulama da mevcuttur.
En çok kullanılan uygulamalardan bazıları olarak “Facebook”,
“YouTube”, “MySpace”, “Linkedin”, “Twitter”, “Google” uygulamaları,
“Wikipedia” ve “blog” sayfaları sayılabilir. Sosyal medya
araçları olarak adlandırılan web 2.0 teknolojileri zaman ve
mekân sınırlaması olmaksızın paylaşımın, etkileşimin ve tartışmanın
esas olduğu bir iletişim şeklidir (Erkul, 2009: 3). Web
2.0 teknolojileri sayesinde kullanıcılar bilgilerini metin olarak
paylaşmanın yanı sıra fotoğraflarını, videolarını ve ses dosyalarını
da paylaşma imkanına erişmektedirler. Ses ve görüntüleme
aygıtlarının ucuzlamasıyla milyonlarca insan kendi medyasını
yaratıp yayınlamaktadır. Multimedya paylaşımının artmasıyla
sadece paylaşım için özelleşmiş sitelerin sayısı da artmaya
başlamış olup, bunlar içinde en bilinenleri “YouTube” (video),
“Flickr” (fotoğraf) ve “Odeo” (“podcast”) siteleridir (Durusoy,
2011: 23). Web 2.0 standartlarını kullanarak üretilen teknolojiler
arasında paylaşımın ve etkileşimin en önemli etkinlik olduğu
ortamlar sosyal ağlardır. Halen dünya üzerinde en çok ziyaretçi
çeken sitelere bakıldığında sosyal ağların üst sıralarda yer
aldığı görülmektedir. “Sixdegrees.com” ardından “Livejournal”,
“Friendster”, “Myspace” gibi popüler sosyal ağlar geliştirilmiş,
son olarak 2004 yılında kurulan “Facebook” da çok kısa zamanda
büyük bir kullanıcı popülasyonuna ulaşmıştır (Durusoy,
2011: 24).
Eğitimcilerin, araştırmacıların, öğrencilerin kolaylıkla ve çoğunlukla
ücretsiz ulaşabilecekleri ikinci nesil internet teknolojileri
eğitimde yeni olanaklar sunmaya başlamıştır (Rhoades et al.,
2009; Williams and Chinn, 2009; akt: Mıcık, 2011: 26). Web 2.0 tabanlı ortamların işbirliği ile çalışmayı, bilgiye erişimi, sosyal
etkileşimi ve geri bildirimi oldukça kolay hale getirmesi, eğitim
alanında kullanılmalarına yol açmıştır (McLoughlin & Lee,
2007; akt: Mıcık, 2011: 26). Bu alandaki çalışmalarda “blog”,
“wiki”, “podcast”, video paylaşım siteleri ve sosyal ağlar sık
kullanılmaktadır (Davies & Merchant, 2008; Griffiths & Wall,
2011; Kuzu, 2007; Meyer, 2010; Usluel & Mazman, 2009; akt:
Baran & Ata, 2013: 195). Bu uygulamaların hangi amaçlarla
kullanılabileceğine dair örnekler aşağıdaki tabloda belirtilmiştir
(Grosseck, 2009: 478: akt: Durusoy, 2011: 24).
Web 2.0 uygulamaları her türlü bilgiyi ve öğretim içeriğini kolay
ve hızlı ulaşılabilir bir platforma taşıyabilmektedir. (Deperlioğlu
& Köse, 2010: 338). Örneğin YouTube internet sitesinin kurmuş olduğu “youtube-edu”4 sistemi sayesinde ABD’deki
üniversiteler ve eğitim kurumları ders içeriklerini ve üniversite
tanıtımlarını burada kurdukları kanallar üzerinden yapmaya
başlamışlardır. Bu gibi sitelerde seyredilen ders videoları ve
eğitim materyalleri ile ilgili yorum yapabilme imkânı da vardır.
Seyredilen bir ders ile ilgili görüş ve sorular diğer kullanıcılar
ile paylaşılabilir.5 Web 2.0 araçlarıyla daha etkin bir öğrenme
sağlamak için kullanılabilecek diğer bir uygulama da‚ “google
jokey” uygulaması olabilir (Bonk, 2009). Öğrencilerden biri
sunum yaparken başka bir öğrenciyi de “google jokey” olarak
seçme mantığına dayanmaktadır, Seçilen bu öğrenci, sunumda
kullanılan fakat anlaşılamayan kavramlar, fikirler ve “web”
siteleri ile ilgili ek bilgiler sağlamaktadır; bu, sunum esnasında olabileceği gibi bunları öğrencinin not alıp bir sonraki derste
açıklaması şeklinde de uygulanabilmektedir (Elmas & Geban,
2012: 250).
Çalışmanın amacı, öğrencilerin bilgi iletişim teknolojilerini,
internet ve sosyal medya kullanım alışkanlıklarını, sosyal medya
bilgi düzeylerini saptamak ve üniversitedeki eğitim süreçlerinde
sosyal medyanın kullanımının etkinliğini ve faydalanılabilirliğini
tespit etmek, eğitim süreçlerine etkisini belirlemektir.
|
Başa Dön
Öz
Giriş
Materyal ve Metod
Bulgular
Tartışma
Kaynaklar
|
|
Genel tarama modelleri, çok sayıda elemandan oluşan bir
evrende, evren hakkında genel bir yargıya varmak amacı ile
evrenin tümü ya da ondan alınacak bir grup, örnek ya da örneklem
üzerinde yapılan tarama düzenlemeleridir. Bu nedenle
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Çanakkale Sosyal Bilimler
Meslek Yüksekokulu öğrencileri üzerinde yapılan bu çalışmada,
genel tarama modeli esas alınmıştır.
Araştırmaya katılanların ana kitlesini, 2013–2014 eğitimöğretim
yılı bahar (II.) yarıyılında Çanakkale Onsekiz Mart
Üniversitesi Çanakkale Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulunda
halihazırda eğitim ve öğretim yapılan Büro Yönetimi ve Yönetici
Asistanlığı, Yerel Yönetimler, Halkla İlişkiler, İşletme yönetimi,
Çocuk Gelişimi, Muhasebe ve Vergi Uygulamaları programlarında
eğitim alan 1140 1. ve 2. sınıf öğrencileri oluşturmaktadır.
Bu ana kitleden ulaşılabilen 651 kişilik bir örneklem (%57) oluşturulmuş
ve araştırmaya katılımları sağlanmıştır.
Ölçme Aracı
Çalışmada birinci bölümde öğrencilerin internet kullanım
bilgilerine ulaşılmaya çalışılmış; ikinci bölümde öğrencilerin
sosyal medyadan haberdar olup olmadığı araştırılmış ve eğer
haberdar ise sosyal medya kullanım alışkanlıkları belirlemek
istenmiş, üçüncü bölümde ise sosyal medya kullanım bilgileri
detaylandırılarak hangi sosyal ağları kullandıkları ve kullanım
alışkanlıklarının derecesi saptanmaya çalışılmıştır. Anket,
toplam 22 sorudan (10 tanesi kapalı uçlu olarak evet ve hayır
seçeneklerinden) oluşmaktadır. (Akıncı-Vural & Bat, 2010).
Çalışmada ayrıca, Onyebuchi (2009) tarafından kullanılan
‘sosyal medyanın öğrenim ve öğretim süreçlerine etkisini belirleme
amacıyla hazırlanan anket’ dikkate alınmış, bu anketin
‘sosyal medya’’ya ilişkin bölümleri kullanılmıştır. Anket, ‘sosyal
medyanın eğitim süreçlerindeki önemi’, ‘sosyal medyanın
eğitimde kullanımını etkileyen faktörler’, ‘sosyal medyayı
eğitimde kullanmaya yönelik tutumlar’, ‘eğitim süreçlerinde
sosyal medyanın kullanım sıklığı’, ‘eğitim süreçlerinde kullanılan
sosyal medya araçları’, ‘eğitim süreçlerinde kullanılan sosyal
ağ web siteleri’, ‘sosyal ağ web sitelerinin kullanım amaçları’
başlıklarıyla yedi bölümden ve toplam 25 sorudan oluşmaktadır
(Toğay et al., 2013).
Verilerin Analizi<7b>
Anketle toplanan verilerin güvenilirliği ve geçerliliği, veri toplamada
kullanılan bu tekniğin özellikleri ile sınırlıdır. Ölçek geliştirme
aşamasında taslak ölçek formuna ait verilerin analizleri
SPSS 16.0 programında değerlendirmeye alınmıştır. Verilerin
rastlantısallığını ölçmek ve ölçeğin analiz yapmaya uygun olup
olmadığını test etmek için güvenilirlik analizinden yararlanılmıştır.
Kişisel bilgilerin dağılımına bakmak için frekans ve yüzde analizleri çıkarılmıştır. Ayrıca, ortalamaların normal dağılım
gösterip göstermediği Kolmogorov-Smirnov ve Shapiro-Wilk
testleri ile araştırılmıştır. Ortalamaların normal dağılmadığı
belirlendiğinden farklılıklar araştırılırken non-parametrik testlerden
Mann-Whitney U testi uygulanmıştır. |
Başa Dön
Öz
Giriş
Materyal ve Metod
Bulgular
Tartışma
Kaynaklar
|
|
Güvenilirlik analizinin amacı verilerin rastlantısallığını ölçmektir.
Ankete verilen cevaplar rastgele dağılım gösteriyorsa anket
sonuçlarının güvenilir olduğuna karar verilir. Güvenilirlik analizi
seçilen örneğin güvenilirliğini, tesadüfîliğini ve tutarlılığını test
etmekte kullanılır. Sonucun güvenilir olup olmadığına Cronbach
Alfa (α) değerine göre karar verilir (Sağır, 2011: 91).
- 0.00≤ α < 0.40 ise güvenilir değildir
- 0.40≤ α < 0.60 ise düşük güvenilirliktedir.
- 0.60 ≤ α < 0.80 ise oldukça güvenilirdir.
- 0.80 ≤ α ≤ 1.00 ise yüksek derecede güvenilirdir.
Hazırlanan 22 maddelik ölçeğin güvenilirliği araştırılmış,
ölçekte ölçeği bozan herhangi bir soruya rastlanılmamıştır.
Ölçek güvenilirdir, güvenilirlik katsayısı α=0.929 bulunmuştur.
Yapılan çalışmanın anket sonuçlarına ilişkin verilere bakıldığında
toplam 1140 öğrenciye anket uygulanması hedeflenmiş,
ancak 651 öğrenciye (%57) uygulanabilmiştir. Çalışmaya katılan
öğrencilerin %66.2 (431) kız, %33.8’i (220) ise erkek öğrencilerdir.
Öğrencilerin yaşları incelendiğinde; %64.1’i (18-20) yaş
aralığında, %34.6’si (21-24) yaşa aralığında, %0.8’i (25-30) yaş
aralığında iken %0.5’i de 31 yaş ve üstü olarak tespit edilmiştir.
Öğrencilerin okudukları bölümlere göre katılım oranları Tablo 3’de verilmiştir.
toplanmasıÖğrencilerin
%65.9’u (429) ÖSS sınavı ile okula kaydolmuşlar;
%34.1’i (222) sınavsız geçiş sistemi ile gelmişlerdir.
Öğrencilerin anket sorularına verdikleri cevaplar incelendiğinde;
İnternet kullanıyor musunuz? sorusuna %5’i hayır cevabı
verirken %99.5 öğrenci internet kullandığını ifade etmiştir.
İnterneti hangi amaçla kullanıyorsunuz sorusuna alınan cevaplar
ise; “resmi amaçla kullanırım” 438 kişi (%67.3); “download”
326 (%50.1), “bankacılık” 288 (%44.3), “eğlence” 202 (31.0),
“sosyal ağlar” 167 (%25.7), “bilgi alışverişi” (hobi, haber, ödev,
vb.) 133 (%20.4), “video izleme” 122 (%18.8) olarak tespit edilmiştir.
Çalışmaya katılan öğrencilerin %79.4’ü (517) interneti
her gün kullandıklarını, %19.2’si (125) haftada 3-4 gün internet
kullandıklarını, %1.2’si (8) ayda bir iki gün kullandığını ve
%0.2’si interneti 3-4 ayda bir kullandığını belirtmiştir. İnternette
ortalama kaç saat zaman harcadıkları sorusuna, öğrencilerin
%48.7’si 1-3 saat, %23.5’u (153) 3-5 saat, %14.1’i (92) 1 saatten
az, %8.1’i (53) 7 saatten fazla ve %5.5’i (36) 5 ile 7 saat olarak
cevap vermişlerdir.
Çalışmaya katılan öğrencilere ‘sosyal medya’ kavramını bilip
bilmedikleri de sorulmuştur. %97.4 öğrenci sosyal medyayı
bildiklerini, %0.3’ü sosyal medya kavramını bilmediğini, %2.3
ise sadece duyduklarını belirtmişlerdir. Öğrencilere sosyal
ağları (“facebook”, “netlog”, “myspace”, “orkut”, “yonja” vb.)
kullanıp kullanmadıkları sorulduğunda katılımcıların %95.4’ü
(621) sosyal ağları kullandıklarını, %4.6’sı (30) kullanmadıklarını
ifade etmişlerdir. Öğrencilere sosyal ağları kullanıyorlarsa
en fazla hangisinde zaman geçirdikleri sorulduğunda %87.3’ü
(568) “facebook”, %21.5’i (140) “twitter” %4.8’i (31) “msn”
kullandığını belirtmiş, %6.1’i (45) diğer seçeneğini tercih etmiştir.
Öğrencilerin %79’u (514) sosyal ağları her gün kullandığını,
%18.3’ü (119) haftada 3-4 gün, %2.3’ü (15) ayda 1-2 gün ve
%0.5’i (3) 3-4 ayda bir kullandıklarını ifade etmiştir.
Öğrencilerin %45.3’ü (295) profillerini güncellemek için, %38.3’ü
(249) interaktif olmayan oyunları oynamak için, %35.9’u (234)
“online” sohbet amaçlı, %17.8’i (116) yeni arkadaşlar bulmak
amacıyla %17.4’ü (113) arkadaşlarının ne yaptığına bakmak ve
%16.7’si (109) interaktif oyunlar oynamak için ve %7.2’si (47)
zaman geçirmek amacıyla sosyal ağları kullanmaktadır.
Öğrencilerin %78.8’i (513) devamlı takip ettikleri en az bir blog
olduğunu; %21.2’si (138) takip ettikleri blog olmadığını belirtmiştir.
%36.6’sı (238) herhangi bir iş ağında (“linkedln”, “bizebiz”,
“xing”, “pronected”, vb.) profillerinin olduğunu, %63.4’2ü
(413) ise olmadığını ifade etmişlerdir.
Öğrencilere sosyal ağlarda yeni kişilerle tanışılan platformlar
olduğunu ve öğrencilere sanal ortamda tanışılan kişilerle yüz
yüze görüşme yapıp yapmadıkları da sorulmuştur. Buna göre,
%65.4’ü (426) yüz yüze görüşme yapmadıklarını, %34.6’sı (225)
ise sanal ortamda tanıştıkları kişilerle yüz yüze görüştüklerini
belirtmişlerdir. Öğrencilerin %36.6’sı (238) sosyal imleme
(“social bookmark”) sitelerini kullandıklarını, %63.4’ü (413)
kullanmadıklarını ifade etmişlerdir. Video paylaşım sitelerini
takip edenler %37.6 (245) iken, takip etmeyenler %62.4 (406)
olarak tespit edilmiştir. Öğrencilerin %67.5’i (439) video paylaştıklarını,
%32.6’sı (212) ise paylaşmadığını belirtmiştir.
Web 2.0 uygulamalarından biri olan fotoğraf paylaşım sitelerini
takip eder misiniz? sorusunu öğrencilerin %48.8’i (318) evet,
%51.2’si (333) hayır olarak cevaplamıştır. Fotoğraf paylaşım sitelerinde, fotoğraf paylaşan öğrencilerin oranı %67.0 (436),
paylaşmayan öğrencilerin oranı ise %33 (215) olarak saptanmıştır.
Anlık ileti uygulamalarından (“msn”, “gtalk”, “yahoo”,
vb.) en az birini kullanan %66.4 (432), kullanmadığını ifade
eden öğrenci ise %33.6’dır (219).
Çalışmaya katılan öğrencilerin %70’i (456) sosyal medyalarda
yer alan içeriklere yorumlar yazdıklarını, %30’u (195) ise
yazmadıklarını belirtmişlerdir. Sosyal medyalarda markalarla
ilgili içeriklere yazılan yorumlar o marka ile ilgili düşüncenizde
bir farklılık yaratmakta mıdır? sorusuna öğrencilerin %51.8’i
(337) evet, %32.4’ü (211) hayır ve %15.8 (103)’i bazen cevabı
vermişlerdir.
Öğrencilere ‘sosyal medyanın öğrenim ve öğretim süreçlerine
etkisini belirleme’ye yönelik yapılan ankette, öğrencilerin ankete
verdikleri cevaplar Tablo 4’de verilmiştir. “Sosyal medyanın
eğitim amaçlı kullanımını faydalı bulmuyorum” ifadesine
verilen cevapların ortalaması 2.65 olarak hesaplanmıştır.
Cevapların “kararsızım” yönünde ağırlık kazandığı söylenebilir.
“Sosyal medyada deneyimli bir kullanıcı haline gelmek benim
için çok kolay oldu” ifadesine verilen cevapların ortalaması 3.67
olarak hesaplanmıştır. Cevaplar “katılıyorum” yönünde ağırlık
kazanmıştır. Katılımcılar, sosyal medyayı kullanım şekillerinde
‘deneyimli’ olduklarını ifade etmektedirler. “Eğitimim sırasında
ulaştığım internet erişim imkanları, sosyal medyayı kullanmamı
kolaylaştırıyor” ifadesine verilen cevapların ortalaması 3.57’dir.
Katılımcıların cevapları “katılıyorum” yönünde ağırlık kazanmıştır.
Ölçekte yer alan sorulardan 1 ile 9. sorular ‘sosyal medyanın
eğitim süreçlerindeki önemini’, 10-16 arası sorular ‘sosyal
medyanın eğitimde kullanımını etkileyen faktörleri’, 17-20
arası sorular ‘sosyal medyayı eğitimde kullanmaya yönelik
tutumları’ ve 21-22. sorular ‘sosyal medyanın kullanım sıklığını’
ölçmektedir. Tablo 4 incelediğinde katılımcılar sosyal medyanın
eğitim süreçlerindeki önemi ile ilgili sorularda sosyal medyanın
eğitim amaçlı kullanımını faydalı bulup bulmama konusunda
“kararsız” görülseler de, diğer sorularda, örneğin, ödevlerini
yapmada sosyal medya kullanımında deneyimli olduklarını
ve eğitimde sosyal medya kullanımının verimliliği arttırdığını
ifade ettiklerinden 2.65 ortalama ile “katılıyorum” cevabına
yakındırlar. Sosyal medyanın eğitimde kullanımını etkileyen
faktörler incelendiğinde öğretim görevlilerinin ve okul yöneticilerinin
eğitim süreçlerinde sosyal medya araçlarının kullanımı
konusunda katılımcıları teşvik ettikleri; bir sosyal ağın üyesi ve
kullanıcısı olmanın, katılımcı açısından bir topluluğun parçası
olduğu hissini uyandırdığı, katılımcının sosyal ağ topluluğu
ile arasındaki arkadaşlık ilişkilerinin ve birlikteliğin katılımcı
için çok şey ifade ettiği anlaşılmıştır. Sosyal medyayı eğitimde
kullanmaya yönelik tutumlar için, genel olarak öğrencilerin
sosyal medyayı eğitimde kullanmaya yönelik tutumlarının
“olumlu” olduğu söylenebilir. Katılımcılar eğitim etkinlerinde
sosyal medyayı kullanmanın öğrenmelerine yardımcı olduklarını
ifade etmektedir. Sosyal medyanın kullanım sıklığı ile ilgili
ifadeler incelediğinde, öğrenciler geçmiş öğretim yıllarında
okullardaki eğitim etkinliklerinde sosyal medyayı sıklıkla kullandıklarını
ve okuldaki eğitim süreçlerinde de sosyal medyayı bu
öğretim yılında sıklıkla kullandıklarını ifade etmişlerdir.
E-portfolyo ya da dijital portfolyo çalışmaların, sertifikaların ve
kanıtların elektronik ortamda kullanıcı tarafından toplanmasıdır. Çalışmaya katılan öğrencilerin %85.4’ü e-portfolyo kullanmadıklarını
belirtmişlerdir. “Delicious” (sosyal imleme alanı) sık
kullanılan internet sitesi bağlantılarını depolamak, paylaşmak
ve yeni siteleri keşfetmek için sık kullanılan bir yoldur. “Delicious”
herkese açık olup, sık kullandığınız linkleri, makaleleri,
blogları müzikleri saklayabilir ve herhangi bir bilgisayardan
rahatlıkla ulaşabilirsiniz. Katılımcıların %83.9’u bu aracı kullanmadıklarını
ifade etmişlerdir. Sonuçlar Tablo 5’de verilmiştir.
Öğrencilerin eğitim süreçlerinde kullanılan sosyal medya araçlarına
ilişkin veri analiz sonuçları incelendiğinde, eğitim süreçlerinde
öğrenciler tarafından en fazla sosyal ağ web sitelerinin
(“Facebook”, “MySpace”, “Bebo”, “LinkedIn”, “Google+”, vb.)
kullanıldığı gözlenmektedir. Öğrencilerin en çok kullandıkları
web sitesinin Facebook olduğu görülmektedir. “Sconex” ve
“Windows of Life” kullanımının daha az olduğu görülmektedir.
Sonuçlar Tablo 6’da verilmiştir.
Öğrencilerin sosyal ağ web sitelerini “fotoğraf, müzik, video ya
da diğer çalışmaları paylaşmak için” kullandıkları sonucu ortaya
çıkmıştır. Ardından “ders konularıyla ilgili olarak sınıf arkadaşları
ile iletişim kurmak” ve “arkadaşları ile bağlantı kurmak” için sosyal ağ web sitelerini kullandıklarını belirtmişlerdir. Sonuçlar
Tablo 7’de verilmiştir.
Öğrencilerin sosyal medyanın eğitim süreçlerindeki önemi
ölçeğinde yer alan üç boyut kendi içerisinde toplanarak o
boyuttaki soru sayısına bölünmüştür. Böylelikle her bir öğrencinin
boyutlara verdikleri ortalama puanlar elde edilmiştir.
Birinci boyutta güvenilirlik Cronbach Alfa 0.881, İkinci boyutta
güvenilirlik Cronbach Alfa 0.814, üçüncü boyutta güvenilirlik
Cronbach Alfa 0.815, dördüncü boyutta güvenilirlik Cronbach
Alfa 0.693 olarak belirlenmiştir. Boyutlarla ilgili kullanılan
kısaltmalar aşağıda belirtilmiştir:
ORTEO: Sosyal Medyanın Eğitim Süreçlerinde Önemi
ORTEF: Sosyal Medyanın Eğitimde Kullanımını Etkileyen Faktörler
ORTT: Sosyal Medyanın Eğitimde Kullanmaya Yönelik Tutumları
Öğrencilerin eğitim süreçlerinde sosyal medya kullanımlarının,
sosyal ağ web sitelerinin kullanılması ve kullanım amaçlarına
göre eğitimde kullanılan sosyal medya araçlarından farklı olup
olmadığı ortalama skorlar üzerinden incelenmiştir. Bunun için
ortalama skorların öncelikle normal dağılım gösterip
göstermediği Kolmogorov-Smirnov ve Shapiro-Wilk testleri ile
araştırılmış, boyutlara ait ortalama skorların normal dağılmadığı
belirlenmiştir (p<0.05). Öğrencilerin cinsiyete göre sosyal
medyanın öğrenim ve öğretim süreçlerine etkisini belirlemeye
yönelik algılamaları arasında fark olup olmadığı her üç boyut
için Mann-Whitney U testi ile araştırılmış, iki boyutta fark
bulunmuştur. Buna göre; öğrencilerin sosyal ağların eğitimde
önemi üzerine yönelik algılarında anlamlı fark bulunmuştur
(z=-1.97; p=0.049). Buna göre kadın öğrencilerde sosyal ağların
eğitimde olan önemi daha yüksek bulunmuştur.
Öğrencilerin sosyal ağların eğitimde kullanım etkilerine yönelik
algıları arasında fark olup olmadığı Mann-Whitney U testi ile
araştırılmış ve iki boyutta fark bulunmuştur. Buna göre kadın
öğrencilerin sosyal ağların eğitimde önemine yönelik algısı
daha yüksek bulunmuştur (z=-1.966; p=0.049). Benzer şekilde
kadın öğrencilerin eğitimde sosyal medyanın kullanımını
etkileyen faktörler algısı daha yüksek bulunmuştur (z=-2.154;
p=0.031). Ancak öğrencilerin cinsiyetine göre sosyal ağların
eğitimde kullanım tutumları arasında fark yoktur (z=-1.154;
p=0.079). Sonuçlar Tablo 8’de verilmiştir.
 Büyütmek İçin Tıklayın |
Tablo 8: Cinsiyet ve Sosyal Medyanın Öğrenim ve Öğretim Süreçlerine Etkisini Belirlemeye Yönelik Algılamaları |
Öğrencileri sosyal ağ web sitelerini kullanmalarına göre boyutlar
göre fark olup olmadığı Mann-Whitney U testi ile araştırılmış ve tüm boyutlarda farklılık bulunmuştur. Buna göre, sosyal
ağ web sitelerini kullanan öğrencilerde sosyal ağların eğitimde
olan önemi daha yüksek bulunmuştur (z=-2.337; p=0.019).
Benzer şekilde sosyal ağ web sitelerini kullanan öğrencilerin
sosyal medyanın eğitimde olan faktörleri algılaması daha
yüksek bulunmuştur (z=-2.668; p=0.008). Sosyal ağ web sitelerini
kullanan öğrencilerin sosyal medyanın eğitimde kullanım
tutumları da daha yüksek bulunmuştur (z=-2.906; p=0.004).
Sonuçlar Tablo 9’da verilmiştir.
 Büyütmek İçin Tıklayın |
Tablo 9: Sosyal Medyanın Öğrenim ve Öğretim Süreçlerine Etkisini Belirlemeye Yönelik Algılamalar ile Sosyal Medya Araçlarını Kullanmaya
Yönelik Algılamaları |
Öğrencilerin sosyal ağlardan “Wikiler”i kullanıp kullanmamasına
göre. sosyal medyaya verdikleri önemlerin üç boyut için
farklılaşıp, farklılaşmadığı Mann-Whitney U testi ile araştırılmış,
fark bulunmamıştır. Sonuçlar Tablo 10’da verilmiştir.
 Büyütmek İçin Tıklayın |
Tablo 10: Sosyal Medyanın Öğrenim ve Öğretim Süreçlerine Etkisini Belirlemeye Yönelik Algılamalar ile Sosyal Medya Araçlarını Kullanmaya
Yönelik Algılamaları |
Öğrencilerin sosyal ağ web sitesi (“Facebook”) kullanıp kullanmamasına
göre, sosyal medyaya verdikleri önemlerin üç boyut
için farklılaşıp, farklılaşmadığı her üç boyut için Mann-Whitney
U testi ile araştırılmış, fark bulunmamıştır. Sonuçlar Tablo 11’de
verilmiştir.
 Büyütmek İçin Tıklayın |
Tablo 11: Sosyal Medyanın Öğrenim ve Öğretim Süreçlerine Etkisini Belirlemeye Yönelik Algılamalar ile Sosyal Ağ Web Sitesi (“Facebook”)
Kullanımına Yönelik Algılamaları |
Sosyal medyanın öğrenim etkisi ile web siteleri kullanım amaçları
arasında fark olup olmadığı her üç boyut için Mann-Whitney
U testi ile araştırılmıştır. Her üç boyutta da anlamlı fark bulunmuştur.
Öğrencilerin ders konuları ile ilgili olarak sınıf arkadaşları ile iletişim kurmak için sosyal ağları kullanıp kullanmamaya
göre, sosyal medyanın eğitim süreçlerindeki etki algılamaları
arasında fark bulunmuştur. Buna göre, öğrencilerin ders konuları
ile ilgili olarak sınıf arkadaşları ile iletişim kurmak için sosyal
ağları kullananların ‘sosyal medyanın eğitimdeki önemi algısı’
daha yüksek bulunmuştur (z=-.3523; p=0.000).
Öğrencilerin ders konuları ile ilgili olarak sınıf arkadaşları ile
iletişim kurmak için sosyal ağları kullananların sosyal medyanın
eğitimde kullanımını etkileyen faktörlere algısı daha yüksek
bulunmuştur (z=-3.298; p=0.001). Öğrencilerin ders konuları ile
ilgili olarak sınıf arkadaşları ile iletişim kurmak için sosyal ağları
kullananların, sosyal medyanın eğitimde kullanmaya yönelik
tutumları daha yüksek bulunmuştur (z=-3.959; p=0.0001).
Sonuçlar Tablo 12’de verilmiştir.
 Büyütmek İçin Tıklayın |
Tablo 12: Sosyal Medyanın Öğrenim ve Öğretim Süreçlerine Etkisini Belirlemeye Yönelik Algılamalar ile Sosyal Ağ Web Sitelerinin Kullanım
Amaçlarına Yönelik Algılamaları |
Öğrencilerin sosyal ağları meslekleri ile ilgili etkinlikler için
kullanıp kullanmamalarına göre sosyal medyanın eğitim süreçlerindeki
etkisi her üç boyut içinde araştırılmış ve farklılıklar
bulunmuştur. Buna göre, sosyal ağları meslekleri ile ilgili etkinlikler için kullanan öğrencilerin ‘sosyal medyanın eğitimdeki
önemi’ algısı daha yüksek bulunmuştur (z=-.3481; p=0.0001).
Öğrencilerin sosyal ağları meslekleri ile ilgili etkinlikler için
kullanıp kullanmamaya göre, sosyal medyanın eğitimde kullanımını
etkileyen faktörlere algısı daha yüksek bulunmuştur
(-5.384; p=0.0001).
Öğrencilerin sosyal ağları meslekleri ile ilgili etkinlikler için kullanıp
kullanmamaya göre, sosyal medyayı eğitimde kullanmaya
yönelik tutumları algısı daha yüksek bulunmuştur (z=-4.105;
p=0.0001). Sonuçlar Tablo 13’de verilmiştir.
 Büyütmek İçin Tıklayın |
Tablo 13: Sosyal Medyanın Öğrenim ve Öğretim Süreçlerine Etkisini Belirlemeye Yönelik Algılamalar ile Sosyal Ağ Web Sitelerinin Kullanım
Amaçlarına Yönelik Algılamaları |
|
Başa Dön
Öz
Giriş
Materyal ve Metod
Bulgular
Tartışma
Kaynaklar
|
|
Yapılan çalışmada ortaya çıkan sonuçlar şunlardır:
• İnterneti resmi amaçla kullanmak %67.3; “download”
%50.1, bankacılık %44.3, eğlence %31.0, sosyal ağlar %25.7,
bilgi alışverişi (hobi, haber, ödev vb.) %20.4, video izleme
%18.8 olarak tespit edilmiştir.
• Katılımcıların %79.4’ü her gün interneti kullandıklarını,
%19.2’si haftada 3-4 gün internet kullandıklarını, %1.2’si
ayda bir iki gün kullandığını belirtmiştir. Üç ile dört ayda bir
interneti kullanırım diyen katılımcı sayısı ise %0.21’dir.
• Katılımcıların %97.4’ü sosyal medyayı bildiklerini, %3’ü
bilmediklerini ve %2.3’ü ise sadece duyduklarını ifade
etmişlerdir.
• Katılımcıların %95.4’ü sosyal ağları kullandıklarını, %4.6’sı
kullanmadıklarını belirtmiştir.
• Çalışmaya katılan öğrencilerin %87.3’ü “Facebook”, %21.5 ‘i
“twitter” kullanmaktadır.
• Çalışmaya katılan öğrencilerin %79’u sosyal ağları her gün
kullanmaktadır.
• Katılımcıların %78.8’i devamlı takip ettikleri en az bir blog
olduğunu belirtmiştir.
• Çalışmaya katılan öğrencilerin %70’i sosyal medyada yer
alan içeriklere yorumlar yazdıklarını ifade etmiştir.
• Çalışmaya katılan öğrencilerin %51.8’i sosyal medyada
markalar ile ilgili içeriklere yazılan yorumlar, o marka ile
ilgili düşüncenizde bir farklılık yaratmakta mıdır? sorusuna
“evet” demektedir.
• Öğrenciler sosyal medyanın eğitim süreçlerinde kullanımının
faydalı olduğunu, kullandıkça deneyim sahibi
olduklarını, ödevlerini yapmada kolaylıklar yaşadıklarını,
sosyal medya uygulamalarını basit ve anlaşılır bulduklarını,
öğretim elemanlarının ve okul yönetiminin sosyal medya kullanımında teşvik edici olduklarını, geleneksel yöntemlere
ilave olarak sosyal medyanın öğretim etkinliklerinde
kullanımının daha etkili olduğunu ve eğitim etkinliklerinde
sosyal medyayı kullanmanın daha çekici olduğunu ifade
etmişlerdir.
Yapılan anket ve buna bağlı olarak sonuçlar değerlendirildiğinde
sonuç olarak, sosyal medya kavramının öğrenciler tarafından
bilindikliği arttırma ve kullanımına yönelik derslerde ve
ders dışı etkinliklerinde öğrencilere (seminer, çalıştay, proje,
ödev, vb.) bilgi verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
Öneriler
Sosyal medyanın sadece bir profil oluşturup, fotoğraf bakıp,
beğenmenin ötesinde bir uygulama olduğu bilinci geliştirilmelidir.
Öğretim elemanlarının dijital yerli (dijital çağda doğup
büyüyen genç nesil) denilen dijital çağın öğrencilerine, kendilerini
sürekli yenilemeleri gerektiğini öğretmelidirler. Bu araştırma
da göstermektedir ki, dijital göçmenlerin (dijital dünya ile
sonradan tanışanlar) verdiği geleneksel eğitim anlayışının, dijital
yerliler için yeterli olmadığı görülmektedir. Ders ve bölüm
kapsamında eğitim ve öğretimi sadece sınıfta sınırlandırmayıp,
elektronik ortamda hazırlanan sosyal ağlarda da devam edilmelidir.
Dersler kapsamında ‘bloglar’ hazırlanabilir. “Youtubeedu”,
“Google-jokey”, “Google Maps”, “Prezi”, sadece eğitsel
amaçlı kullanılan “Teacher Tube”, çeşitli internet sayfalarında
yayınlanan haber, makale, fotoğraf, video, ses ve günlüklerden
oluşan içeriğin, “RSS” adı verilen teknoloji vb. gibi Web 2.0
uygulamalarının kullanımı, paylaşımı, katılımın sağlanması ile
öğreten ve öğrenenin mekansal birlikteliği gerekmeksizin, sanal
dünyada buluşmaları; projeler, yeni fikirler ve farklı ortamların yaratıldığı eğitim süreçleri oluşturulmalıdır. Bu alanlarda değişim
hızla ilerlemektedir. Web 2.0 uygulamaları Dünya’da yerini
artık web 3.0’a bırakmaktadır. Bu değişim öğretim elemanları
tarafından fark edilmeli ve hızla uyum sağlanmalıdır. Öğretim
elemanları öğrencilere bu konularda da örnek olmalıdır . Böylelikle
eğitimin kalitesinin yükselmesine katkı sağlanacağı ve bu
katkı ile nitelikli mezun öğrenciler yetiştirilebileceği düşünülmektedir. |
Başa Dön
Öz
Giriş
Materyal ve Metod
Bulgular
Tartışma
Kaynaklar
|
|
1) Akıncı-Vural, Z.B. & Bat, M. (2010). Yeni bir iletişim ortamı olarak
sosyal medya: ege üniversitesi iletişim Fakültesine yönelik bir
araştırma. Journal of Yasar University, 20(5), 3348-3382.
2) Baran, B. & Ata, F. (2013). Üniversite öğrencilerinin web 2.0
teknolojileri kullanma durumları, beceri düzeyleri ve eğitsel
olarak faydalanma durumları. Eğitim ve Bilim, 38(169),
192-208. Retrieved from http://tasam.org/Files/Icerik/File/
yeni_bir_iletisim_ortami_olarak_sosyal_medya_45f56af6-
aa86-4840-a8db-21f4bb4ab1dd.pdf
3) Bozkurt, A. (2013). Açık ve uzaktan öğretim: web 2.0 ve sosyal
ağların etkileri. Akademik Bilişim Konferansı. Akdeniz
Üniversitesi, Antalya. Retrieved from http://ab.org.tr/ab13/
kitap/AB2013_Bildiri_Kitap.pdf
4) Deperlioğlu, Ö. & Köse, U. (2010). Web 2.0 teknolojilerinin eğitim
üzerindeki etkileri ve örnek bir öğrenme yaşantısı. Akademik
Bilişim’10 – XII. Akademik Bilişim Konferansı, 10 - 12 Şubat
2010, Muğla Üniversitesi. Retrieved from http://ab.org.tr/
ab10/kitap/_AB10_ikincicilt.pdf
5) Durusoy, O. (2011). Öğretmen yetiştirmede web 2.0 ve dijital
video teknolojilerinin kullanılarak öğretmenlik öz-yeterlilik
geliştirilmesi. Yüksek lisans Tezi, Balıkesir Üniversitesi, Fen
Bilimleri Enstitüsü, Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi
Anabilim Dalı. Balıkesir.
6) Elmas, R. & Geban, Ö. (2012). 21. Yüzyıl öğretmenleri için web 2.0
araçları. International Online Journal of Education Sciences,
4(1), 243-254. Retrieved from http://www.iojes.net/userfiles/
article/iojes_795.pdf
7) Erkul, R. E. (2009). Sosyal medya araçlarının (web 2.0) kamu
hizmetleri ve uygulamalarında kullanılabilirliği. Türkiye
Bilişim Derneği, 116, 96-101. Retrieved from http://www.
digitaldevlet.org/web2.0.pdf
8) Horzum, M.B. (2010), Öğretmenlerin Web 2.0 araçlarından
haberdarlığı, kullanım sıklıkları ve amaçlarının çeşitli
değişkenler açısından incelenmesi. Uluslararası İnsan Bilimleri
Dergisi, 7(1), 603-634.
9) İşlek, M.S. (2012). Sosyal Medyanın Tüketici Davranışlarına Etkileri:
Türkiye’deki Sosyal Medya Kullanıcıları Üzerine Bir Araştırma.
Yüksek lisans tezi, Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi,
İşletme Anabilim Dalı, Karaman
10) Onyebuchi, E. E. (2009). Making Sense of Web 2.0 Technology:
Do European Students Use The Social Media Applications
For Educational Goals? Master’s Thesis in Communication
Studies, Retrieved from http://essay.utwente.nl/59499/1/
scriptie_E_Eze.pdf.
11) Sağır, G. (2011). Tüketicilerin Kurumsal Sosyal Sorumluluk
Uygulamalarını Algılaması. Yüksek lisans tezi, İnönü
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İşletme Anabilim Dalı,
Üretim Yönetimi ve Pazarlama Bilim Dalı, Malatya
12) Toğay, A., Akdur, T.E., Yetişken, İ.C., & Bilici, A. (2013). Eğitim
Süreçlerinde Sosyal Ağların Kullanımı: Bir MYO Deneyimi.
Akademik Bilişim Konferansı, 28-30 Ocak 2013, Akdeniz
Üniversitesi, Antalya. Retrieved from http://ab.org.tr/ab13/
kitap/AB2013_Bildiri_Kitap.pdf
13) Uçak-Özenç, N. & Çakmak, T. (2010). Hacettepe Üniversitesi Bilgi
ve Belge Yönetimi Öğrencilerinin Web 2.0 Araçlarını Kullanım
Özellikleri. 2. Uluslararası Değişen Dünyada Bilgi Yönetimi
Sempozyumu, 22-24 Eylül 2010, Ankara. Retrieved from
http://www.bby.hacettepe.edu.tr/yayinlar/dosyalar/bildiri_
kitap2010.pdf |
Başa Dön
Öz
Giriş
Materyal ve Metod
Bulgular
Tartışma
Kaynaklar
|
|
|
|