|
2016, Cilt 6, Sayı 2, Sayfa(lar) 261-267 |
|
DOI: 10.5961/jhes.2016.162 |
Denizcilik Programlarının İstihdam Boyutunun Öğrenci Görüşlerine Göre Değerlendirilmesi |
Mehmet ŞEREMET |
Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Deniz Ulaştırma ve İşletme Mühendisliği Bölümü, Van, Türkiye |
Anahtar Kelimeler: İstihdam, Denizcilik eğitimi, Genel yetenekler, Mühendislik eğitimi |
|
Bu araştırma kapsamında, denizcilik fakülteleri içerisinde yer alan deniz ulaştırma işletme mühendisliğinde öğrenim gören 4. sınıf
öğrencilerinin ilgili programın istihdam boyutuna yönelik görüşlerinin ortaya konulması amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda, üç farklı
üniversiteden, 2014-2015 eğitim-öğretim döneminde son sınıf öğrencisi olan 154 vardiya mühendisi adayının görüşlerine göre nitel bir
değerlendirme yapılmıştır. Araştırma bulgularının başında staja dayalı mesleki deneyimin, gemi kaptanı aday adaylarının mesleğe yönelik
algılarında ve meslek seçimlerinde çeşitli değişimler meydana getirdiği yer almaktadır. Bununla birlikte, öğrencilerin kariyerlerinde
çok daha iyi yerlere gelmelerine yardımcı olabilecek olan yetenekler arasında bulunan yabancı dil becerilerini geliştirme noktasında
bekledikleri seviyeye ulaşamadıkları da görülmüştür. Sonuç olarak, öğrenciler tarafından özellikle uygulamalı dersler ile staj imkânlarının
programın mesleğe en fazla katkı sağlayan yönler olduğu şeklinde yorum yapmak yanlış olmayacaktır. Ayrıca mezuniyet sonrası kariyer
süreçlerinde kendilerini çeşitli zorlukların beklendiğine yönelik öngörülerde (iş arayan sayısının artması ve maaşların azalması gibi)
bulunmak mümkündür. Araştırma kapsamında programın istihdam boyutunun ve öğrenci deneyiminin kalitesinin artırılmasına yönelik
çeşitli öneriler geliştirilmiştir. |
Başa Dön
Öz
Giriş
Materyal ve Metod
Bulgular
Sonuç
Kaynaklar
|
|
Modern yükseköğretimin temel amaçları arasında mezunlarını iş
piyasasında istihdam edilebilecek şekilde gerekli yetenek, beceri
ve bilgilerle donatmak yer almaktadır (BIS, 2009). Dünya'nın
bütün rekabetçi ekonomilerinin, yükseköğretim sistemlerinden
en önemli beklentisi öğrencilerini iş piyasasındaki giriş düzeyindeki
işler başta olmak üzere, çalıştığı kuruma önemli katkılar
sunabilen bireyler olarak yetiştirmeleri ve sektörün ihtiyacına
hazır hale getirmeleridir. Bu anlamda yükseköğretimin artık
sadece elit insanların eğitim aldığı, entelektüelliğin ve bilginin
üst düzeyde erişildiği eğitim kurumları olarak düşünülmesinin
üzerinden uzun zaman geçtiğini söylemek pekâlâ mümkündür.
Birçok farklı coğrafyadaki hükümetlerin kendi ülkelerindeki
insan kaynağının yetenek ve beceri ile yaratıcılığının geliştirilmesinin
rekabetçi ekonomilerin gereği olduğunun net olarak
farkında oldukları da görülecek olursa, yükseköğretimin sadece
akademik bilgi üretimine yönelik rollerinden sıyrıldığı ve ülke
ekonomilerinin kalbine yerleştiğini söylemek çok da yanlış
olmayacaktır. Özellikle üniversite eğitiminin amaç ve kapsamı
arasına mezunlarının istihdamına odaklanmasının gerektiği ve
buna ise gelişmekte olan ülkelerin her zamankinden daha fazla
ihtiyacı olduğuna dikkat çekmek gerekmektedir (Harvey, 2000).
Ancak üniversitelerin eğitim ve öğretim sürecinde geliştirmeyi
hedefledikleri farklı önceliklerinin (örneğin, kişisel ve akademik
gelişim) de olduğu düşünülürse, istihdam edilebilirlik konusuna
ağırlık verilmesi hususunun tartışma yaratabilecek bir durum
olduğunu da vurgulamak gerekmektedir. İstihdamın yükseköğretimin
amaçları arasına yerleşmesindeki en fazla motive edici
gücü destekleyen sürecin temel olarak Amerika ve Avrupa'da
yaşanan ekonomik krizden sonra başladığı ifade edilebilir.
Literatürde ‘mezun istihdamı' kavramı için farklı tanımlamalar
bulunmaktadır, ancak aşağıdaki tanım en fazla karşılaşılan ve
kullanılanlar arasında yer almaktadır:
‘Mezun istihdamı (‘employability'); birçok kazanımın (yetenek,
bilgi ve beceri) birleşiminden oluşan, bireyleri iş bulmak ve
istedikleri mesleği yapabilme noktasında kendilerini başarıya
ulaştıran, ortaya çıkan kazanımların konunun paydaşları olan
bireyin kendisi, ekonomi, işveren ve toplum tarafından da erişilmesini
sağlayan bir süreçtir' (Yorke, 2004: 410).
Günümüzde istihdam kavramı şüphesiz ki yükseköğretimdeki
birçok akademik disiplini en fazla ilgilendiren konulardan bir
tanesidir. Mesleki yönü uzun yıllardır güçlü olan ‘denizcilik' alanının
da göreceli olarak bu disiplinler arasında yer aldığı söylenebilir.
Buna ek olarak hukuk, tıp ve mühendislik alanlarının da
mesleki yönü güçlü olan diğer akademik programlar olduğunu
da ifade etmek gereklidir (Turhan & Akman, 2013; Yıldırım et
al.,2011). Denizcilik alanı için bu durumun ortaya çıkmasının
nedenleri arasında taşımacılık sektöründeki birçok kariyerle ve
sektöre lojistik sağlayan karasal işlerle doğrudan ilgisi olması
sayılabilir (Cicek & Er, 2008). Bunların yanı sıra, özellikle sektörün
uluslararası boyutunun güçlü olması ve yetiştirilen mezunların
uluslararası sektöre yönelik bazı standartları taşıması
gerekliliği yine bu sektörün mesleki yeterliliklerini ön plana
çıkaran nedenlerden bazılarıdır. Bu standartların oluşturulması
amacıyla Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) tarafından yayınlanmış çeşitli konvansiyonlar bulunmaktadır (STCW 82, 87, 92
ve 2010) (IMO, 2010). Bu anlaşmaların temel amaçlarından bir
tanesi bütün Dünya'da ulusal düzeyde denizcilik eğitimi veren
kurumların eğitim-öğretim altyapılarının belli standartlara ulaştırılması
ve sektörün ihtiyacı olan ‘gemi adamlarının' nitelikli bir
şekilde yetiştirilmesine olanak sağlamaktır. Bu nedenle çeşitli
eğitim-öğretim yaklaşımları aracılığıyla, başta iş-tabanlı öğrenme
(“work-based learning”) olmak üzere, ileri uzmanlık düzeyinde
teknik yeteneklerin geliştirilmesine uzun zamandır önem
verilmektedir. Bu yeteneklerin ve yeterliliklerin aynı zamanda
işveren tarafından da istenilen kapsamda ve seviyede olması
eğitimcilerin de bir anlamda ne kadar haklı olduklarını göstermektedir
(Branine, 2008; Beer & Meethan, 2008). Bununla
birlikte, yurtdışındaki programlarda genel yetenekler olarak
ifade edilebilecek becerilere de ilginin dikkat çekici bir düzeyde
giderek arttığı görülmektedir. Benzer becerilerin denizcilik
sektörü için de ön plana çıkan beklentiler içerisinde fazlasıyla
yer almaya başlamasıyla gelişmiş ülkelerinin denizcilik eğitimi
veren kurumlarında kabul gören bir yaklaşım haline gelmektedir
(Dinwodie, 2000). Mezunların istihdam edilebilirlik yönlerinin
güçlendirilmesi adına deniz taşımacılığına yakın sektörler
olan denizcilik ekonomisi ve denizcilik yönetimi alanında da
artan ihtiyaçtan ötürü, bu tarz yeteneklere yönelik verilebilecek
eğitimlere ilişkin algının gelişmekte olan ülkelerde de değiştiği
söylenebilir (Branine, 2008; Beer & Meethan, 2008).
Bu anlamda, bu araştırmanın temel amacı denizcilik eğitimi
alan öğrencilerin genel yeteneklerinin geliştirilmesi noktasında
ilgili programların hangi düzeyde bu becerilerin geliştirilmesine
katkı sunduğuna yönelik bir değerlendirme yapmaktır.
Potansiyelin teorik düzeyde çok iyi ifade edildiği düşünülürse,
bu araştırma kapsamında daha çok uygulama boyutunda karşılaşılan
konuların neler olduğu aşağıdaki dört temel soruya
odaklanarak ortaya konulacaktır:
1. Denizcilikle ilgili programlar öğrencilerini denizcilikle ilgili
bir kariyere hangi düzeyde hazırlamaktadır?
2. Denizcilik programları öğrencilerinin beklentilerini hangi
düzeyde karşılamaktadır?
3. Deniz deneyimi (staj), öğrencilerinin mesleğe ve geleceklerine
bakışlarını hangi yönde değiştirmektedir?
4. Denizcilik programı mezunu öğrencilerin istihdam yönlerinin
güçlendirilmesi noktasında genel yeteneklerin öğretimine
yönelik hangi ek önlemler alınabilir?
Denizcilik eğitimi alanında eğitim ve öğretim süreçleriyle ilgili
çok geniş bir literatür olduğunu söylemek göreceli olarak pek
mümkün değildir. Buna rağmen, özellikle 1990'larda literatürün
önemli bir bölümünün STCW konvansiyonunun uygulanması
ile ilgili konulara odaklandığını söylemek pekâlâ mümkündür
(Young, 1995; Muirhead, 1996; McCarter, 1999). İlk STCW
konvansiyonunun (1978) uygulanmasından sonra, eğitim ve
öğretim konularına yönelik artan bir ilgi olduğu söylenebilir.
Denizcilik eğitiminde, bilgisayar tabanlı eğitim ve öğrenci merkezli
(problem çözme, deneyimsel ve aktif öğrenme) konularının
ön plana çıktığı görülmektedir (Asyalı, 2003; Tuna et al.,
2002; Kalkan et al., 2012). Bu konuların ise Denizcilik Eğitiminin önemli bir parçası olan staj dönemleri ve uygulamalı derslere
odaklandığı ifade edilebilir (Muirhead, 1997; Asyalı et al., 2004;
Oanta et al., 2011; Asyalı et al., 2005; Jurian et al., 2006).
İstihdam konusuna yönelik araştırmalara bakılacak olursa, Beer
ve Meethan (2007), işverenlerin görüşlerini yansıtan çalışmalarında,
genel yeteneklerin (esneklik, pazarlama, problem
çözme ve proje yönetimi) işverenlerin (spesifik olarak gemi
operasyonu ve taşıma sektöründe yer alan) önem verdiği
yetenekler arasında olduğunu ortaya koymuşlardır. Sektördeki
işverenlerin beklentilerinin karşılanması noktasında, mesleki
(“vocational”) disiplinlerin müfredatlarının uygulanmasında en
fazla ön plana çıkan tartışmaların başında, teknik yeteneklerin
ve mesleki pratiklerin uygulamalı olarak öğretimi ile teori ve
prensiplerin aktarılması arasında uygun olan dengeyi yakalayabilmek
bulunmaktadır (Beer & Meethan, 2007; Emad & Roth,
2008; Dinwoodie, 2000). İstenilen yetenek seviyesinin teknik
yeteneklerin uygulanması sürecinde bir uzmanlığa yönelik
olmasının yanı sıra, denizcilik alanındaki teknolojik değişimin
ve yazılımlardaki güncellemelerin hızı gibi faktörlerin olumsuz
etkileri nedeniyle bazı zorluklarla karşılaşılabilmektedir. Bu
anlamda, Whyatt ve ark. (2011) tarafından ifade edildiği gibi,
teknik yeteneklerin uygulanmasındaki akıcılığın geliştirilmesi
için uygulamaların ne zaman devreye alınacağının kavratılması
ve bu yetkinliğin etkililiğinin yükseltilmesini destekleyecek
teorik altyapı prensipleriyle eşgüdümlü uygulanması önemlidir.
Bu anlamda iki sürecin birbirinden kopuk olması öğrencinin
öğrenme deneyiminin geliştirilmesi konusunda çeşitli sorunları
beraberinde getirebilir.
Bu zamana kadar alan yazında araştırılmamış konuların başında
istihdam kavramının denizcilik müfredatı içerisinde (öğrencilerin
gemi kullanmayı gerçeğe yakın ortamlarda denediği, teorik
bilgiler öğrendiği ve en az 12 aylık bir staj dönemi geçirdiği
etkileşimli bir süreç olan yaparak/deneyimleyerek pratik yetenekler
kazanma gibi) nasıl yer aldığı konusu olduğu söylenebilir.
Bu nokta itibariyle, denizcilik öğrencileri Türkiye'deki diğer
üniversite programlarıyla karşılaştırıldığında sektöre yönelik
bilgileri ve deneyimleri mezuniyet öncesi kazanan nadir öğrenci
gruplarından bir tanesidir. Buna rağmen Fei ve Lu (2015) yaptıkları
araştırmada, sektördeki maaşların iş piyasasındaki diğer
alanlara göre görece daha yüksek olmasına rağmen denizcilik
programı öğrencilerinin bu alandaki kariyerlerini erken terk
etme eğiliminde olduklarını ortaya koymuşlardır. Böyle bir
sonucun ortaya çıkmasındaki temel sebepler arasında ise ‘aile
kurmanın' ön plana çıktığını ifade etmektedirler. Aynı araştırmacılar
tarafından konunun diğer bir boyutu olan denizcilik
programlarının seçilmesinde ise, başta ‘yeni yerler görme' ve
‘deniz sevgisi' gibi nedenler olduğunu vurgulamaktadırlar.
Diğer taraftan, Türkiye'de eğitim-öğretime devam eden denizcilik
programlarının müfredat içeriklerine ve programlarla ilgili
detaylara bakılacak olursa, programların doğası gereği ve Yükseköğretim
Kurulu (YÖK)'nun mühendislik formasyonu gerekliliklerinden
dolayı matematik, fizik ve kimya gibi temel bilimler
derslerine de programda yer verilmektedir. Programların içeriğindeki
temel alan dersleri arasında ise ilk dönemden itibaren
verilmeye başlanan simülatör uygulamalarını içeren ‘gemi
yönetimi' ile ilgili dersler ağırlığı oluşturmaktadır (Kuleyin et al., 2014). Bu derse ek olarak, sosyal bilimler alanı içerinde yer
alan deniz hukuku, uluslararası sözleşmeler ve gemi adamlığı
gibi benzer derslerin de müfredatlarda yer aldığı görülmektedir.
Bu müfredatın oluşturulmasında ise Manila konvansiyonuyla
(STCW, 2010) güncellenen “STCW 95” hükümleri ve gereklilikleri
uygulanmaktadır. Sonuç olarak, bu araştırma kapsamında
bu dersleri ve program gerekliliklerini deneyimleyen öğrencilerin
düşünceleri ve fikirleri çerçevesinde yukarıda ifade edilen
araştırma sorularına yanıt aranacaktır. |
Başa Dön
Öz
Giriş
Materyal ve Metod
Bulgular
Sonuç
Kaynaklar
|
|
Araştırmanın giriş kısmında amaç ve araştırma sorularına
yönelik bilgiler verildikten sonra, burada araştırmada öğrenci
gruplarından verileri elde etmek amacıyla kullanılan araştırma
araçlarına ve veri analiz yöntemine ilişkin bilgiler sunulacaktır.
Bu araştırmada öğrencilerden gerekli verileri toplamak amacıyla
Türkiye'de dört yıllık eğitim veren üç deniz ulaştırma işletme
mühendisliği (güverte) bölümünden veri toplanmasına karar
verilmiştir. Cousin (2005) tarafından da ifade edildiği gibi tek
bir örnek grup üzerinden veri elde etmek yerine, sonuçların
güvenirliğini ve geçerliliğini artırmak amacıyla çoklu örnek
bölümler tercih edilmiştir. İnternet üzerinden yapılan müfredat
taramalarında ve ECTS formları üzerinden yapılan detaylı
incelemelerde, bu üç programın da birbirine benzer olduğu
sonucuna varılmıştır. Bu anlamda, Türkiye'nin bu alanda eğitim
veren köklü eğitim kurumlarının programlarında öğrenim
gören son sınıf öğrencileri arasından stajlarını tamamlamış
olan toplam 154 öğrenciye yönelik bir anket uygulaması
gerçekleştirilmiştir. Anket uygulamasında zamanlama olarak
öğrencilerin ders dönemini tamamlama zaman aralığında yer
alan Bahar yarıyılının son haftaları, öğrencilerin programın
bütün yönlerine yönelik değerlendirme yapabilmelerine olanak
sağlamak amacıyla, özellikle tercih edilmiştir. Anketin tasarımında
araştırmacının kurumunda çalışan ve sektörde deneyimli
öğretim elemanlarından gerekli destekler sağlanmış ve
uzman görüşlerine başvurulmuştur. Gerçek anket uygulaması
geçilmeden önce programda daha önce eğitim görmüş yüksek
lisans öğrencilerine de pilot uygulaması yapılarak anketin zayıf
yönleri uygulama öncesi giderilmiştir. Son olarak anket geliştirme
sürecinde anket tasarımında ve uygulama prensipleri
konusunda literatürde ifade edilen yaklaşımlardan da ayrıca
yararlanılmıştır (Oppenheim, 2000; Cohen et al., 2007).
Anket sorularında öğrencilerin bilgi ve deneyimlerini daha iyi
ifade etmelerine olanak sağlamak amacıyla çoktan seçmeli
soruları takiben, açık uçlu sorular ile derinlemesine bilgi edinilmesi
yoluna gidilmiştir. Öğrencilerin sorulara vermiş olduğu
yanıtlar, betimsel istatistiksel teknik (oran) ve nitel (içerik
analizi) yöntemi aracılığıyla çözümlenmiş ve bulgular kısmında
sunulmuştur. |
Başa Dön
Öz
Giriş
Materyal ve Metod
Bulgular
Sonuç
Kaynaklar
|
|
Öğrenci anketinin ilk ortaya çıkan ve istihdam bakış açısıyla
ilgili olan bulgularının başında öğrencilerin eğitim gördükleri
programı tercih etme nedenlerine yönelik soru gelmektedir.
Öğrencilerin %84'ünün verdikleri yanıtlarda ‘istihdam' ve
bağlantılı nedenleri, programı tercih etmede ana faktör olarak
vurguladıkları görülmektedir. Bu nedeni takiben ‘gezme olasılığı
ve yeni yerler görme isteği' (%8) ile ‘denizi sevme' (%3.4)
gibi nedenlerin de öğrencilerin ‘güverte' programlarını tercih
etmelerinde etkili olduğu söylenebilir. Bununla birlikte, daha
fazla kategorize edilemeyen çeşitli nedenlerin (%4.6) arasında
‘aile teşviki' ve ‘kişisel gelişim' ile benzeri nedenlerin olduğu
görülmektedir. Buradan da görüleceği üzere öğrencilerin dörtte
üçünün programı tercih etmelerindeki temel nedenin programın
sunmuş olduğu istihdam bakış açısı ve mesleğin sunduğu
maddi imkânlar olduğu söylenebilir. Diğer taraftan, öğrencilere
sektörde bir kariyer hedefleyip hedeflemedikleri sorulduğunda
benzer şekilde öğrencilerin büyük çoğunluğunun (%84) bu sektörde
bir kariyer hedeflediklerini de onaylamaktadırlar. Buna
rağmen, kariyer planlarına yönelik tercihleri sorulduğunda ise
öğrencilerin %59'unun deniz seyri-seferini içeren bir kariyer
hedefledikleri görülmektedir. Bu seviyede bir oranın çıkmasında
öğrencilerin son sınıfta bulunmaları ve hâlihazırda deniz
deneyimini elde etmiş olmalarının da büyük bir etkisi bulunduğu
söylenebilir. Anket sonuçlarının bulgularından ortaya
çıkan istihdam ile ilgili diğer önemli bir sonuç ise öğrencilerin
denizcilik alanındaki istihdam olanakları konusunda büyük bir
bilinç sahibi olduğudur. Bunun da en önemli destekleyici göstergelerinden
bir tanesi; azımsanmayacak bir oranda birçok
öğrencinin ‘gemi zabitliğini' içeren bir işte çalışmak istememesidir.
Bu durum önemli bir bulgu olarak ortaya çıkmaktadır.
Sonucun temel nedeninin ne olduğuna ilişkin bir öngörü şu
şekilde ifade edilebilir: Öğrenciler bölümü veya programı her
ne kadar denizcilik sektörünün istihdam potansiyelini görerek
tercih etseler de, gemideki staj deneyimi sonrası bu fikirleri
değişmiştir. Bu yorumun destekleyici bulguları arasında ise,
birçok öğrencinin ileri kariyer düşünceleri arasında ifade ettikleri
en yaygın düşüncenin ‘denizde' geçirilecek üç ile beş yıllık
zaman sürecinin ardından gemideki işlerinden ayrılarak, karada
daha çok denizcilikle ilgili bir sektörde çalışmaya yönelik bir
eğilimleri olduğudur. Öğrencilerin bu şekildeki düşünceleri aynı
zamanda profesyonel denizcilerin, aile kurma ve daha sosyal
bir hayata dönmenin de yöntemi olarak da görülebilir. Sonuç
olarak programın istihdama yönelik en önemli katkıları arasında,
özellikle deniz deneyiminin (iş-tabanlı öğrenme) öğrenciler
için önemli ve değerli tecrübeleri kazandırabilecek potansiyele
sahip bir olanak olduğu görülmektedir.
Ankete yanıt veren katılımcılar arasında cinsiyet dağılımı
arasında belirgin bir dengesizlik olduğu görülmektedir. Oran
erkeklerin lehine yüzde 87 civarındadır (%13 kadın). Bu durum
gemi adamı yetiştirilme sürecinde dikkat çekici konulardan
biridir (Horck, 2010). Anket yanıtlayıcıları arasında erkeklerin
çoğunlukta olması, sadece ankete yanıt verenler arasındaki bir
dengesizliği değil, bu programlarda eğitim gören öğrencilerin
de benzer bir şekilde dağılım gösterdiğini ortaya koymaktadır
(%10 kadın; %90 erkek) (ÖSYM, 2013). Bu da mesleğe yönelimde
erkeklerin daha baskın cinsiyet grubu oluşturduğunu
göstermektedir. Yine de, son yıllarda kadınların da denizcilik
mesleğine yönelik özel bir ilgi göstermesi dikkat çekicidir.
Çalışmanın başında da ifade edildiği gibi öğrencilerin denizcilik
sektöründeki gerek gemi işletmesi gerekse denizcilik ekonomisi
ile ilgili alanlarda, genel beceri ve yeteneklerinin kendilerine
sektörde yardımcı olacak en önemli donanımlardan olduğu ifade edilmiştir. Bu anlamda, öğrencilerin kendi ifadeleri çerçevesinde
yapılan değerlendirme sonuçları, öğrenciler açısından
gayet olumludur. Öğrencilere genel beceri ve yeteneklerini
hangi düzeyde geliştirildiklerine yönelik yöneltilen sorularda
ise, öğrencilerin yüzde 51'den fazlasının liderlik, adaptasyon
ve esneklik, takım çalışması ile problem çözme yeteneklerini
‘önemli ölçüde' geliştirdiklerini ifade etmişlerdir. Buna rağmen,
öğrencilerin üçte iki çoğunluğu programın ortalama düzeyde
geliştirdiği yetenekler arasında yabancı dil yeterlilikleri,
proje yönetimi ve kişiler arası iletişim becerilerinin olduğunu
ifade etmişlerdir. Özellikle modern iş dünyasının en önemli
gereksinimlerinden olan bu becerilerin geliştirilmesi adına,
öğretim elemanları eğitim-öğretim sürecinde daha fazla grup
çalışmasına dayalı uygulamalara yönelmelidir. Benzer şekilde,
dil becerileri ile yukarıda ifade edilen genel yeteneklerin nasıl
geliştirilebileceğine yönelik öğretim yöntemleri tercihleri de
tekrar gözden geçirilebilir.
Öğrencilere, eğitim-öğretim sürecindeki uygulamalı dersleri
ve teorik dersleri arasında bir uyum ve kendilerini bu sektördeki
profesyonel yaşama hazırlayacak düzeyde bir denge olup
olmadığı konusunda görüşleri sorulmuştur. Öğrencilerin yüzde
85'i uygulamalı dersleri ve staj uygulamalarını denizcilik eğitimi
programının en değerli kısımları olarak ifade etmişlerdir. Doğrudan
mesleki deneyim kazanmaları ve resmi olmayan tarzda bir
öğrenci - öğretim elemanı ilişkisinin olması, bu uygulamaların
en fazla sevilen yanları olarak ortaya çıkmaktadır. Diğer taraftan,
öğrencilerin yüzde 46'lık bir bölümü, servis derslerini ve
teorik tabanlı dersleri, programın en verimsiz kısımları olarak
değerlendirmektedir. Öğrencilerin temel olarak eleştirdikleri
noktalar temel bilimler dersleri ile kendi alanlarındaki uygulamalar
arasında doğrudan ilişki kuramamaları ve derslerin daha
çok pasif yöntem ile sıkıcı bir şekilde işlenmesidir. Literatürde
bu konuda yapılan araştırmalar (örneğin, Şeremet & Chalkley,
2015) işverenlerin ve akademisyenlerin düşüncelerinin farklılaştığını
göstermektedir. Bu anlamda, öğrencilerin bu konuda
sektördeki deneyimleri arttıkça düşüncelerinde bir farklılaşma
olması beklenebilir.
Anketin diğer bir bölümünde ilgili programların öğrencilerin
beklentilerini hangi düzeyde karşıladığına ve bunun istihdam
konusuyla olan ilişkisine bakılmıştır. Öğrencilerin yapmış olduğu
değerlendirmede programın içerdiği yüksek orandaki uygulama
ve staj deneyimi, öğrencileri motive eden ve beklentileri
karşılayan seviyededir. Buna rağmen, öğrencilerin memnuniyetini
tam olarak karşılamayan noktaların ise bazı derslerdeki
uygulama boyutunun az veya hemen hemen hiç olmaması ile
yabancı dil eğitiminin beklentileri tam anlamıyla karşılamaması
olarak ifade edilmektedir. Bunlara ek olarak, özellikle öğrencilerin
birinci yılın yaz döneminden itibaren geçirdikleri staj
sürelerinin bazı öğrenciler için çok da olumlu karşılanmadığı da
söylenebilir. Yukarıda da ifade edildiği gibi, her ne kadar programı
seçerken mezunların iş bulma oranının yüksek olması ve
maddi anlamdaki doyuruculuğu öğrenciler için önemli çekim
nedenleri arasında olsa da, deniz deneyimi sonrasında öğrencilerde
aslında meslek seçiminde hata yaptıklarına yönelik bir
düşünce oluştuğu da söylenebilir. Öğrencilerde bu nedenle de
mesleklerini hem erken bırakma, hem de sektörün gemi denelığıyimi içermeyen ve daha çok yerleşik olan yan sektörlerinde
çalışma isteğinin ön plana çıktığı görülmektedir.
Öğrencilerin programdaki deneyimlerine yönelik verdikleri
genel memnuniyet değerlendirme sonuçları önemli ölçüde
olumludur. Öğrencilerin yaklaşık yarısı (%49.3) programdaki
deneyimlerine ‘memnunum' ve ‘yüksek düzeyde memnunum'
kategorilerinde yanıtlar vermiştir. Bu öğrenciler bu yanıtları
çerçevesinde memnuniyet durumlarını açıklamak için çeşitli
faktörler öne sürmüşlerdir. 154 kişilik anket sonuçlarında
öğrencilerin programdan beklentilerinin çeşitlilik göstermesi
normaldir, bu çerçevede öğrenciler gemide edindikleri güzel
arkadaşlık ilişkilerinden öğretim elemanlarının öğretim yöntemlerine
kadar değişen yelpazede farklı nedenleri ortaya
koymaktadırlar. Öğrenci yanıtları arasında en fazla ön plana
çıkanlara bakılacak olursa, uygulamaya dayalı derslerin mevcudiyeti,
stajların ve iş olanaklarının fazla olması (gemi yönetimi ve
idaresine yönelik operasyon ve yönetimsel yeteneklerini geliştirmeleri
sayesinde) şeklinde sıralanabilir. Buna karşın, düşük
seviyede memnuniyet düzeyine sahip öğrencilerin yorumlarına
bakılacak olursa, teorik derslerin mevcudiyeti, alan dışı derslerin
yararlılığı konusundaki endişeleri genel anlamda ön plana
çıkan nedenlerdir. Bununla birlikte, bazı öğrencilerin yabancı
dil yeteneklerinin geliştirilmesi konusundaki endişelerine de
dikkat çekmek gerekmektedir. Bunun da temel nedeninin Türk
gemi adamlarının sektörde yaşadıkları sıkıntıların başında
yabancı dil yeteneklerinin uluslararası sektörde rekabet ettikleri
diğer uluslardan gelen gemi adamlarına göre görece olarak
daha zayıf kalması olabilir. Benzer bir olgu örneğin Şeremet ve
Chalkley (2016) tarafından bilgi teknolojileri (IT) sektöründeki
işverenlerin beklentilerine yönelik araştırmada da vurgulanmaktadır.
Bu durum bir öğrenci tarafından şu şekilde ifade
edilmiştir:
“Bu programda, İngilizcemi geliştirmeye yönelik fırsatlar ve
olanaklar eğitim sürecim boyunca çok fazla ön plana çıkmadı.”
Burada ifade edilmesi gereken diğer önemli bir konu STCW
gerekliliklerinden dolayı güverte programlarının İngilizce hazırlık
verme zorunlulukları ve yeni YÖK gereklilikleri çerçevesinde
ise programın kısmi olarak İngilizce uygulama zorunluluğu
bulunmaktadır. Ancak hem öğrencilerin çoğunluğunun Türk
olması hem de akademik personelin yabancı dilde eğitim verme
konusunda çok fazla istekli olmaması nedeniyle, programda
İngilizce olarak geçen birçok dersin Türkçe olarak işlendiği,
araştırmacının gayri resmi olarak yapmış olduğu görüşmelerle
de desteklenmiştir.
Anket kapsamında katılımcılara sorulan son soru, aynı programı
tekrar tercih edip etmeyecekleridir. Bu anlamda, ilginç bir
şekilde öğrencilerin %48'lik bir bölümü bu soruya ‘hayır' yanıtı
vermişlerdir. Daha önce de ifade edildiği gibi literatürde yapılan
araştırmalarda birçok öğrencinin yükseköğretime yönelik program
seçiminde meslek seçimine yönelik çok fazla bilgi sahibi
olmadan tercih yaptıkları görülmektedir. Ancak, denizcilik alanını
seçen birçok öğrenci programın potansiyeli ve meslek bilgisi
konusunda bilgi sahibidir. Örneğin, gemi kaptanı olma hayali
bunların en önemlilerinden birisidir. Bununla birlikte öğrenciler
mesleğin şartlarını ve detaylarını birçok yükseköğretim programının aksine üniversite eğitimi süresince deneyimleme fırsatına
da sahip olmaktadır. Bu anlamda, öğrencilerin programı
tercih ederken çok heyecanlı gelen gemi kaptanı olmaya yönelik
idealist ve gençlik heyecanıyla dolu meslek seçiminin eğitim
sürecinin sonuna doğru kısmen azaldığı, bu araştırma bulgularıyla
da desteklenmektedir. Bu durum, öğrenci yanıtlarında
öğrencilerin mezuniyet aşamasında daha çok gemide çalışmak
yerine sektörün lojistik ve pazarlama kısmında çalışmayı tercih
edeceklerine yönelik düşüncelerle ifade edilmektedir. Bunun
da temel nedeni olarak öğrenciler tarafından “mesleğin zorlukları”
öne sürülmektedir. Bu zorlukların da başında “aileden
uzak olmak” ve “vardiyalı çalışma şartları” gibi özel nedenler
gelmektedir. Buna rağmen, bir öğrenci tarafından aşağıdaki
ifadede farklı bir durum da ortaya konmuştur:
“Güverte bölümü yerine gemi makine mühendisliği okumayı
tercih ederdim. Çünkü onların çalışma koşulları bizimkilerden
daha iyi ve bizimle hemen hemen aynı parayı kazanıyorlar.”
Bölümü yeniden tercih etmeme açısından bir neden olarak
sıralanmasa da, öğrencilerin sektördeki iş deneyimini öğrencilikleri
sırasında kazanmaları kendilerinde sektöre ve iş piyasasına
yönelik çeşitli öngörüler oluşturmaktadır. Bu anlamda,
öğrenciler sektörde mezun sayısının hızlı artmasına bağlı olarak
iş arayan kişi sayısının arttığına ve bundan dolayı iş piyasasında
maaşlarda bir azalma olduğuna yönelik görüşler ifade etmektedirler.
Bu nedenle, Türkiye'de birçok üniversite öğrencisi
mezuniyet aşamasına geldiği zaman mezuniyetten sonra ne ile
karşılaşacağı konusunda çok fazla fikir sahibi değilken, denizcilik
programı öğrencilerinin son sınıfta sektöre yönelik ifade
etmiş oldukları öngörüler, kendilerinin mesleğe ve istihdama
yönelik bilgili olduklarını göstermektedir. Öğrencilerin bu konudaki
yetkinliklerinin oluşmasında uzun süreli staj deneyiminin
farklı bir katkısı da ortaya çıkmaktadır.
Yukarıda ifade edilen durumların ortaya çıkmasındaki en
önemli nedenlerden biri de denizcilik programlarında ve buna
bağlı olarak Türkiye genelinde mezun sayısında yaşanan hızlı
artıştır. Genel olarak sektörde yetişmiş ve nitelikli elemana
olan ihtiyaç, program sayısının artmasında önemli motivasyon
nedenleri arasında sıralanabilir. Ancak sektörün uluslararası
bir sektör olması nedeniyle ülkenin kendi ihtiyaçlarının yanı
sıra yurtdışındaki sektörün ihtiyaçlarının da dikkate alınması
gereklidir. Bu noktada, ülkemizde yükseköğretimdeki özelleşme
eğiliminin etkisinin bu alanda da görüldüğü söylenebilir
(Şeremet, 2015). Denizcilik alanına yönelik kurulan bir vakıf
üniversitesi bu misyonu üstlenme noktasında faaliyete geçmiş
durumdadır. Bu durum, devlet ve vakıf üniversiteleri arasındaki
rekabetin artmasına bir örnek olarak verilebilir. Zira, denizcilik
sektöründeki işverenlerin oluşturduğu bir yükseköğretim
kurumunun mezunlarıyla devlet üniversiteleri mezunlarının
rekabet etme gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Denizcilik eğitiminin
‘çıktı' hedefleri arasında ulusal sektörün ihtiyaçlarından,
ziyade uluslararası sektörün ihtiyaçlarını ve beklentilerini de
dikkate alarak buna yönelik bir istihdam edilebilirlik stratejisi
ve politikası benimsenmelidir. Bu nokta itibariyle sorulması
gereken en önemli sorulardan biri de, her ne kadar bu araştırma
kapsamında yer almasa da, denizcilik programlarının nasıl
uluslararasılaştırılması gerektiğidir. |
Başa Dön
Öz
Giriş
Materyal ve Metod
Bulgular
Sonuç
Kaynaklar
|
|
Bu araştırma kapsamında deniz deneyimine sahip ‘uzak yol
vardiya zabiti' aday adayı öğrencilerin mevcut üniversite eğitim
deneyimlerine göre mezuniyet sonrası istihdamlarına yönelik
bir değerlendirme yapılmıştır. Daha özel olarak ifade etmek
gerekirse, istihdam konusunda önü açık olduğu düşünülen
denizcilik programlarına yönelik olarak, hem sektörü hem
de üniversite eğitimini tecrübe etmiş öğrenciler tarafından
öğrenme deneyimlerini dikkate alarak eleştirel bir bakış açısı
yansıtılmaya çalışmıştır. Öncelikli olarak programların her ne
kadar çeşitli eksikleri olsa da, öğrencilerin üniversite eğitim
deneyimlerini dikkate alarak yaptıkları değerlendirmenin
sonucuna göre, programa yönelik memnuniyetlerinin yüksek
olduğu görülmektedir. Bu da programa bilinçli bir şekilde tercih
yapan öğrencilerin gerçek deniz deneyimi sonrasında meslekleriyle
daha da fazla bütünleştiklerini göstermektedir. Bununla
birlikte programların öğrencilere sektörde farklı iş alanları
açma noktasında, özellikle staj olanakları sayesinde önemli bir
bakış açısı sunduğu da ortaya çıkmaktadır. Bu sonuç öğrencilerin
geleceklerini planlama noktasında kendilerine üniversite
eğitimi sürecinde çeşitli planlamalar yapmak ve tercihlerini
belli noktalarda değiştirme şansı vermektedir.
Bu araştırma kapsamında sektörün beklentilerine yönelik
olarak işveren görüşleri yer almamasına rağmen, sektörün gidişatına
yönelik öğrencilerin yapmış olduğu değerlendirmeler ve
yükseköğretimde hâlihazırda devam eden uluslararasılaşma
politikaları birlikte incelendiğinde, karşımıza bu konuda da
çeşitli sonuçlar çıkmaktadır (bakınız Şeremet, 2015). Bu sonuçların
başında, Türkiye'deki yükseköğretim programları arasında
özel bir yeri olan denizcilik programlarının uluslararasılaşma
noktasında daha fazla yabancı öğretim elemanı çalıştırma ve
öğrenci istihdam etme gibi politikalarda biraz geride kaldığı
görülmektedir. Bu anlamda öğrencilerin özellikle ifade etmiş
olduğu yabancı dil donanımlarındaki eksikliği hissetmeleri
programların bu noktada kendilerini daha fazla geliştirmeleri
gerektiğini ortaya koymaktadır.
Sektörün çoğunlukla uluslararası olması ve ulusal sektördeki iş
olanaklarının giderek azalması mezunlara iş olanakları konusunda
alternatifler oluşturulmasını gerektirmektedir. Öğretim
elemanları, özellikle genel beceriler olarak ifade edilen bireysel
yetkinliklerin geliştirilmesi ve ön plana çıkmasına yönelik çeşitli
uygulamalar geliştirebilir. Ek olarak, öğrencinin ‘açık deniz stajı'
sonunda mesleki eğilimlerinin ve tercihlerinin de değişmeye
başladığından hareketle, bu tarz yetenek ve becerilerin geliştirilmesinin
öğrencilerin denizcilikle ilgili iş yapan kurum ve
kuruluşlarda çalışma olanaklarının artmasına yönelik önemli
katkı sunacaktır.
Sonuç olarak, öğrencilerin hem beklentilerinin hem de mezunların
sektördeki etkinliklerinin artırılması gerekliliğinden hareketle
ve örneğin İngiltere'de yaşanan öğrenci tercihi konusunda
sıkıntılarla (Gekera, 2009) karşılaşılmaması adına aşağıdaki
öneriler geliştirilmiştir:
• Eğitim programlarına yabancı dil becerilerinin geliştirilmesine
yönelik daha fazla uygulama ve etkinliklerin entegre
edilmesi gerekmektedir.
• Programlarda ilk staj deneyimi sonrası (1. yılın sonunda)
öğrencilerin program içerisinde alternatif programlara
yönlendirilmesi sağlanmalıdır (örneğin, programın modüle
edilmesi).
• Programlarda öğrencilerin teknik yeteneklerinin geliştirilmesi
için ve gemi kaptanı olacak öğrencilerin takım çalışması,
liderlik, sözlü ve yazılı sunum becerileri gibi genel
becerilerinin artırılması için ders içi/dışı aktivitelere ve
seçmeli derslere yönlendirilmesi sağlanmalıdır.
• Eğitim programlarının koordinatörleri, sektör temsilcileri
(meslek örgütleri de dâhil olmak üzere; örneğin, GEMİMO)
ile daha fazla etkileşim içerisinde çalışarak, programların
çeşitli zamanlarda güncellenmesini ve eksiklerinin giderilmesini
sağlamalıdır. |
Başa Dön
Öz
Giriş
Materyal ve Metod
Bulgular
Sonuç
Kaynaklar
|
|
1) Asyalı, E. (2003). PBL Applications in MET. Proceedings of the
Problem Based Learning in Maritime Training and Education
Workshop. (pp. 21-33). June 1-3, 2003. Izmir, Turkey.
2) Asyalı, E., Tuna, O., & Cerit, A. G. (2004). Denizcilikte Aktif Eğitim
ve Kalite Yönetimi, 1. Aktif Eğitim Kurultayı. (pp. 67-75). 29-30
Mayıs 2004. İzmir, Türkiye.
3) Asyalı, E., Saatçioğlu, Ö., & Cerit, A. G. (2005). Cooperative
Learning and Teamwork Effectiveness in Maritime Education.
Proceedings of the International Association of Maritime
Economists (IAME) 2005 Annual Conference CD. (p.
22). Limassol. Retriewed from http://www.deu.edu.tr/
UploadedFiles/Birimler/83/finished/011.pdf
4) Beer, J., & Meethan, K. (2007). Marine and maritime sector skills
shortages in the South West of England: Developing regional
training provision. Journal of Vocational Education and
Training, 59(4), 467-484.
5) Branine, M. (2008). Graduate recruitment and selection in the UK:
a study of the recent changes in methods and expectations.
Career Development International, 13(6), 497-513.
6) Cicek, K., & Er, I. D. (2008). Economic Constraints on Maritime
Training and Education in Turkey. TransNav: International
Journal on Marine Navigation and Safety of Sea Transportation,
2(2), 193-196.
7) Cohen L. , Manion L. & Morrison K. (2007). Research methods in
education (6th Ed.). London: Routledge Falmer.
8) Cousin G. (2005). Case study research. Journal of Geography in
Higher Education 29(3), 421-427
9) Department for Business Innovation & Skills. (BIS). (2009). Higher
Ambitions: The future of universities in a knowledge economy.
London: BIS.
10) Dinwoodie, J. (2000). The perceived importance of employment
considerations in the decisions of students to enrol on
undergraduate courses in Maritime Business in Britain.
Maritime Policy & Management, 27(1), 17-30.
11) Emad, G., & Roth. W. M. (2008). Contradictions in the Practices
of Training for and Assessment of Competency: a Case Study
from the Maritime Domain, Journal of Education and Training,
50(3), 260-272.
12) Fei, J., & Lu, J. (2015). Analysis of students' perceptions of seafaring
career in China based on artificial neural network and genetic
programming. Maritime Policy & Management, 42(2), 111-
126.
13) Gekara, V. (2009). Understanding attrition in UK maritime
education and training. Globalisation, Societies and Education,
7(2), 217-232.
14) Harvey L. (2000). New realities: The relationship between
higher education and employement. Tertiary Education and
Management 6(1), 3-17.
15) Horck, J. (2010). The Gender Perspective in Maritime Education
and Training. WMU Journal of Maritime Affairs, 9(1), 93-119.
16) International Maritime Organization (IMO). (1978, 2010 as
amended). International Convention on Standards of Training,
Certification and Watchkeeping (STCW). London: International
Maritime Organization.
17) Jurian, M., Chiotoroiu, L., & Buibas, M. (2006). Work in progress:
E-learning impact on Romanian maritime education.
Proceedings of The Frontiers in Education Conference, 36th
Annual (pp. 27-28). IEEE.
18) Kalkan, M., Deveci, D. A., Cerit, A. G., Zorba, Y., & Asyalı, E. (2012).
A Miscellaneous Adoption of Problem-Based, Task-Based,
and Project-Based Learning in Higher Maritime Education:
A Case Study at Dokuz Eylül University Maritime Faculty.
Yükseköğretim Dergisi, 2(3), 159-166.
19) Kuleyin, B., Celik, B., & Kaya, A. Y. (2013). Analyzing the Perceptions
of Students Who Take the Navigation Course for the First Time:
The Case of Dokuz Eylul University Maritime Faculty. Journal of
Eta Maritime Science, 2(2), 99-104.
20) McCarter, P. (1999). “STCW95: Implementation issues. What is the
pass mark?” Marine Policy, 23(1), 11‐24.
21) Muirhead, P. M. (1996). The revised STCW Convention and the
new simulator performance standards: Some implications for
simulator designers, operators. In Marine Simulation and Ship
Manoeuvrability: Proceedings of the international conference,
MARSIM'96, Copenhagen, Denmark, 9-13 September 1996 (p.
257). CRC Press.
22) Muirhead, P. (1997). An introduction to norm-referenced and
criterion-referenced assessment, marking and grading. In
Holder L. (Ed.), Maritimeeducation and training: a practical
guide. (pp. 173–179). London: Nautical Institute.
23) Oanta, E.; Panait, C.; Batrinca, G. & Pescaru, A., (2011). Computer
Based Educational Model of the Bent Hull in the Context of the
Maritime Education, Annals of DAAAM for 2011 & Proceedings
of the 22nd International DAAAM Symposium, ISBN 978-3-
901509-83-4, ISSN 1726-9679, pp 0503-0504, Branko Katalinic
(Ed.), Published by DAAAM International, Vienna, Austria 2011
24) Oppenheim, A. N. (2000). Questionnaire Design, Interviewing and
Attitude Measurement. London: Puster.
25) Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi. (ÖSYM). (2013).
Yükseköğretim İstatistikleri Kitabı 2013. Ankara: ÖSYM.
26) Şeremet, M. (2015) Türkiye ve İngiltere Yükseköğretimindeki
Uluslararasılaşma Politikalarına Karşılaştırmalı Bir Yaklaşım.
Journal of Higher Education and Science, 5(1), p.27-31.
27) Şeremet, M., & Chalkley, B. (2015). Student perspectives on
the teaching of geographical information systems (GIS) in
geography degrees. Journal of Geography in Higher Education,
39(1), 18-36.
28) Şeremet, M., & Chalkley, B. (2016). Geography, GIS and
Employability, Journal of Geography in Higher Education,
40(2), 1-16. DOI: 10.1080/03098265.2016.1141184
29) Tuna, O., Cerit, A. G., Kisi, H., & Paker, S. (2002). Problem Based
Learning in Maritime Education. IAMU Journal, 2(2), 14-23.
30) Turhan, C., & Akman, I. (2013). Employability of IT graduates from
the industry's perspective: a case study in Turkey. Asia Pacific
Education Review, 14(4), 523-536.
31) Whyatt, D. , Clark, G. & Davies, G. (2011). Teaching geographical
information systems in geography degrees: A critical
reassessment of vocationalism. Journal of Geography in Higher
Education, 35(2), 233-244
32) Yildirim, D., Keçeci, A., & Bulduk, S. (2011). How do Turkish
nursing students plan their career after the graduation?: a
questionnaire survey. Asia Pacific Education Review, 12(3),
373-380.
33) Yorke, M. (2004). Employability in the undergraduate curriculum:
Some student perspectives. European Journal of Education,
39(4), 409-427
34) Young, C. (1995). Comprehensive Revision of the STCW convention:
an overview. The Journal of Maritime Law and Commerce,
26(1), 1-3. |
Başa Dön
Öz
Giriş
Materyal ve Metod
Bulgular
Sonuç
Kaynaklar
|
|
|
|