|
2019, Cilt 9, Sayı 3, Sayfa(lar) 460-473 |
|
DOI: 10.5961/jhes.2019.346 |
Kamu Üniversitelerinde Kayıtlı Öğrencilerin Sosyo-Ekonomik Statüsü Üzerine Bir Araştırma: Şırnak Üniversitesi Örneği |
Filiz GÖLPEK1, Kamuran YILDIZ2 |
1Hasan Kalyoncu Üniversitesi, İktisadi İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi, İktisat Bölümü, Gaziantep, Türkiye 2Şırnak Üniversitesi, Silopi Meslek Yüksekokulu, Finans Bankacılık ve Sigortacılık Bölümü, Şırnak, Türkiye |
Anahtar Kelimeler: Yükseköğretim, Sosyo-ekonomik statü, Eğitim harcamaları, Fırsat eşitliği |
|
Bu araştırma, 2016-2017 eğitim-öğretim döneminde Şırnak Üniversitesi’nde kayıtlı öğrencilerin sosyo-ekonomik statüsünü belirlemeyi
amaçlamaktadır. Bu amaç doğrultusunda, kayıtlı 2696 öğrenciden kolayda örnekleme yöntemi ile seçilen 597 öğrenciye, sosyal ve ekonomik
durumu tespit etmek için iki kısımdan oluşan anket uygulanmış ve tamamı değerlendirilmiştir. Ekonomik duruma ait gelir ve harcama
verileri, 2017 yılı fiyatlarına göre Türk Lirası ( ) cinsinden ifade edilmiş, verilerin analizinde SPSS 24 paket programı kullanılmıştır.
Sosyal verilere göre öğrencilerin çoğunluğunu, meslek yüksekokullarında kayıtlı (1388 öğrenci), 21 yaşından büyük (%40.9) erkek
öğrenciler (%51.6) oluşturmuştur. Bu öğrenciler, okuyan kardeş sayısı 7 veya 8 (%26.5) olan çok çocuklu ailelerden gelmiş, anne-babanın
eğitim seviyesi 2017 yılındaki Türkiye geneline göre çok düşük, babaları serbest meslek sahibi (%22.4), anneleri ev hanımı (%90), baba
veya kardeşlerden biri olmak üzere ailelerinde bir veya iki kişi çalışmış ve evin harcamalarını karşılamıştır. Bunların çoğunluğu, kamu
ortaöğretim kurumlarından mezun olmuş (%97), iyi bir gelir ve gelecek için üniversite okumak istemiş (%60.5), bunun için eğitimöğretmenlik
(%26.8) ve mühendislik (%26.1) alanlarını tercih etmiş, sınava ilk kez girmiş (%49.7) ve 6. ve daha sonraki tercihlerine
yerleştirilmiştir (%40). Ekonomik verilere göre, çoğunluğunun aileleri (%46), 2017 yılındaki asgari ücret (1404 ) ve altında geliri olan,
çocukları için hazırlık harcamalarına katlanmış (%88,1) ve dershane (%15.9) için en fazla harcamayı yapmıştır (yıllık toplam 1000-2000
). Yükseköğretim sürecinde de öğrencilerin çoğunluğu, özel harcamalar için yılda asgari ücretten biraz fazla (1800 = 300 x 6 ay)
harcamıştır. Bu veriler, düşük sosyo-ekonomik statünün teorik özelliklerini taşıdığını açıkça gösterirken, öğrencilerin çoğunluğunun
Şırnak ilinde ikamet etmesi (%76), bu ilin 2016 yılı Yükseköğretime Geçiş Sınavı başarı sıralamasında 81. il olmasını da açıklamaktadır.
Buna göre, Şırnak Üniversitesi’nde kayıtlı öğrencilerin düşük sosyo-ekonomik statülü ailelerden geldiği söylenebilir. |
Başa Dön
Öz
Giriş
Materyal ve Metod
Bulgular
Tartışma
Kaynaklar
|
|
Sosyo-ekonomik statü, bir öğrencinin alt yapısını ve sonunda
elde edeceği mesleği arasındaki karmaşık ilişkinin anlaşılmasına
yardım eden gelir, meslek, eğitim, ırk, din ve etnik grup olarak
tanımlanmaktadır. Buna göre, ailenin gelir ve eğitim seviyesi,
okuldaki başarıyı çok güçlü bir şekilde önceden belirleyen sosyo-
ekonomik statüdür ve yüksek sosyo-ekonomik statü, yüksek
gelir ve eğitim seviyesi anlamına gelmektedir (Blöndal, Field, &
Girouard, 2002).
Hem gelişmiş, hem de gelişmekte olan ülkelerde ailenin sosyo-
ekonomik statüsü, çocukların eğitime bağlı kazançlarını çok
güçlü bir şekilde belirlemekte ve eğitim fırsatlarındaki farkları
yaratmaktadır. Anne-babanın hem gelir hem de eğitim seviyelerinin
yüksek olması, pozitif yönde etki yaparak çocukların eğitimlerini
sürdürebilmesini ve yükseköğretim seviyesine kadar
gelebilmesini sağlayabilmektedir (Gölpek, 2011).
Aile geliri, çocukların eğitim ile ilgili kararlarını güçlü bir
şekilde etkilemektedir. Yüksek gelir grubuna ait bir öğrenci
bir yükseköğretim kurumuna gitmeyi planlayabilirken, düşük
gelir grubuna ait öğrenci bir yükseköğretim kurumuna gitmeyi
düşünmemektedir. Düşük gelir, kısa süreli programlarda bile
kayıtlı bir öğrencinin okulu bırakmasını güçlü bir şekilde etkileyerek
okula geç başlamayı pozitif, okulu terk etmeyi negatif
yönde etkilemektedir (Sauer, 2004; Psacharopoulos & Papakonstantinou,
2005). Okulun yerleşim yerine yakın olması da
okula gitmeyi etkilemektedir. Örneğin, İngiltere’de en çok talep
edilen ve öğrenci sayısı bakımından da en büyük olan üniversitelerin
çoğunun, yerleşim alanlarına yakın olduğu görülmüştür
(Abbott & Leslie, 2004).
Çocuğun eğitim sürecinde öğrenim ücretleri, giyim, barınma,
yemek, ulaşım, ders kitapları ve diğer ders araç-gereçleri için
yaptığı satın alımlar olan özel harcamaları doğrudan; gelişmiş
bölgelerde ikamet etme, iyi akran grubu içinde yer alma ve iyi
eğitim veren okullara gidebilme olanağı sağlaması açısından da dolaylı olarak gelire bağlıdır. Bu yönüyle gelir, eğitimde
fırsat eşitliğini belirleyen önemli bir faktördür. Öğrenim ücreti
olmadığı, cep harçlığı, kıyafet, ulaşım harcamaları, kitaplar ya
da diğer eğitim materyalleri ve vazgeçilen kazançları da karşılayacak
mali yardımlar yapılmadığı durumda, alt gelir grubuna
ait ailelerin okul masraflarını karşılamada zorluk çekecekleri
söylenebilir. Ayrıca, bu ailelerin büyük olasılıkla kırsal bölgelerde
yaşaması ve bu bölge ile okul arasındaki mesafenin uzak
olması çocuğun okula geç başlamasına veya gitmesine engel
olabilmektedir (Coombs & Hallak, 1994; Çiftçioğlu, 2013).
Bununla birlikte aile geliri, ailedeki birey sayısına bağlı olarak
çocuğun okula devamlılığını da belirlemektedir. Örneğin, aile
sayısının az olduğu bir ev ortamı, bir çocuğun sağlığını olumlu
etkileyebilmektedir. Ailenin yaşadığı ev, en azından ona çalışmak
ve okula gelmeden önce iyi bir gece uykusu için imkân vermelidir.
Eğer aile geliri sabit tutulursa, aile bireylerinin sayısının
çok olması buna karşılık aile gelirinin düşük olması çocuğun
eğitimini olumsuz etkileyecektir. Birey sayısının çok olduğu ailelerden
gelen çocuklara ebeveynleri, küçük ailelerdeki çocuklara
verilen önem kadar değer veremeyebilir. Bu ise, çocuğun ilave
bir dezavantaja sahip olması anlamına gelmektedir. Ortalama
olarak alt gelir grubuna ait bu ailelerin yüksek gelirli ailelerden
daha fazla sayıda çocuğa sahip olması, onların daha fazla sayıda
çocukla ilgilenmesine neden olmaktadır. Ebeveynin, özellikle
de babanın eksikliği aileyi ekonomik yönden daha da fakirleştirebilir.
Bu durumda çocuk, ailenin gelirini devam ettirmeye
yardım etmek için ağır baskı altında kalacak ve okulu bırakıp
daimi bir iş arayacaktır (Gölpek, 2008).
Aile geliri, eleme sisteminin olduğu bir ülkede sınavda başarılı
olmak için özel ders alarak veya kursa giderek hazırlanmayı
etkilemektedir (Lewis & Dündar, 2002; Gölpek & Uğurlugelen,
2013). Hazırlık harcamaları ve yükseköğretim sürecindeki özel
harcamalar öğrenci ve aileleri için önemli bir maliyet unsuru
oluşturmaktadır. Yükseköğretim kurumunun bulunduğu bölge
bile öğrenci tercihlerini etkilemektedir. Genel olarak öğrenciler, evlerine yakın ve yaşamın ucuz olduğu yerdeki bir yükseköğretim
kurumunu tercih etmektedir (Abbott & Leslie, 2004).
Düşük sosyo-ekonomik statüdeki aileler cep harçlığını, kitap
ve yol masraflarını karşılasa bile öğrenim ücretlerini ödemede
zorlanacaktır. Bu aileler, koleje gitmek ve mezun olmak için
gereken nitelikleri sağlamak amacıyla yaptıkları harcamaları
karşılayamayacaklardır. Düşük gelir grubundan gelen ve
ortaöğretimden sonra eğitimini devam ettirmek isteyen bir
öğrencinin bu kurumlara kabul edilebilme olasılığı çok düşük
olabilmektedir. Örneğin, yüksek gelir grubuna ait bir öğrenci
bir yükseköğretim kurumuna gitmeyi planlayabilirken, alt gelir
grubuna ait bir öğrenci bir yükseköğretim kurumuna gitmeyi
düşünmemektedir (Gustman & Pidot, 1973; Gölpek, 2014).
Aile geliri ile çocuğun eğitime katılımı arasındaki ilişki biçimi
eğitim seviyelerine göre farklılık göstermektedir. Ancak düşük
eğitimli ailelerden gelen öğrencilerin üniversite dışı yükseköğretim
kurumlarında daha çok yer aldıkları ya da yüksek sosyoekonomik
özelliklere sahip öğrencilerin prestijli mesleklere
götüren alanları seçerken, düşük sosyo-ekonomik özelliklere
sahip olanların daha düşük prestijli iş piyasasında hızlı gelir
getirici konumlara erişim sağlayan uygulamalı alanları tercih
ettikleri gözlenmektedir (Ekinci, 2011).
Sosyo-ekonomik statüyü belirleyen bir diğer faktör olan annebabanın
eğitim seviyesi, çocuğunun eğitim seviyesini belirleyebilmektedir.
Anne-babaları eğitimli olan çocuklar büyük bir
olasılıkla yüksek bir eğitim düzeyine ulaşacaklardır (Gölpek,
2015). Anne-babanın eğitim seviyesinin çocuklarının başarılarını
çok güçlü bir şekilde etkilediği ve düşük gelir seviyesi ile
birlikte bireyin yetersiz ve dengesiz beslenmesi, barınma, sağlık
hizmetleri, eğitim ve sosyal hayatın gereklerinden yoksun
kalmasına neden olacaktır. Bu durumda çocuk, temel gereksinimlerini
yeterince karşılayamayacak, topluma aktif katılım
sağlayamayacak ve toplumdan kopacaktır (İzgi & Dineri, 2018).
Anne-babanın hem gelir hem de eğitim seviyelerinin yüksek
olması çocukların eğitimlerini sürdürebilmesini ve böylece
yükseköğretim seviyesine kadar gelebilmesini sağlamaktadır.
Bu ise, yükseköğretim hizmetinden yüksek gelir grubuna ait
öğrencilerin yararlanması ve fakir ailelerin çocuklarının daha
fazla eğitim görmesini engellenmesi anlamına gelmektedir.
Başka bir deyişle, çocukların eğitim seviyesinin aile geliri tarafından
şekillendirilmesi eğitimde eşit fırsatlar sağlamadığını
açıkça göstermektedir. Bu nedenlerden dolayı, kamu yükseköğretim
kurumlarında kayıtlı öğrencilerin anne-babalarının
sosyo-ekonomik durumlarının tespiti yükseköğretimde kayıtlı
öğrenci statüsü hakkında anlamlı bilgiler verebilir (Gölpek &
Uğurlugelen, 2013).
Bu araştırma, 2016 yılı Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS)
başarı sıralamasında 80. İl olan Şırnak’ta kamu üniversitesinde
kayıtlı öğrencilerin sosyo-ekonomik statüsünü ortaya çıkarmayı
amaçlamaktadır. Özellikle, elemenin olduğu bir sistemde bu
araştırmanın yapılması yükseköğretimde fırsat eşitliği hakkında
anlamlı sonuçlar verecektir. Bu çerçevede araştırma,
2016-2017 eğitim-öğretim döneminde Şırnak Üniversitesi’nde
kayıtlı öğrencilerin sosyo-ekonomik statüsünü tespit etmek
için anket uygulanmıştır. Araştırmanın sonucunda, öğrencilerin çoğunluğunun meslek yüksekokullarında kayıtlı ve düşük sosyo-
ekonomik statüye sahip olduğu, iyi bir gelir ve gelecek elde
etmek istedikleri, bunun için eğitim-öğretmenlik alanını tercih
ettikleri, bulunduğu yerde ikamet ettiği, yükseköğretim sınavına
hazırlık sürecinde ve yükseköğretim sürecinde asgari ücret
ve altında harcama yaptığı, gelir seviyesi arttıkça bu tür harcamaların
azaldığı görülmüştür. Yani, düşük sosyo-ekonomik
statüdeki aileler gelirlerine oranla daha fazla eğitim harcaması
yapmıştır.
Literatür İncelemesi
Literatürde, öğrencilerin sosyo-ekonomik statüsü üzerine yapılan
birçok araştırmaya rastlamak mümkündür. Bunların içinde
öğrencilerin neden yükseköğretim okumak istedikleri, hangi
alandan ve kaç kez sınava girdikleri, kaçıncı tercihine yerleştiği,
mezun olduğu okul türü, ailelerindeki birey ve çalışan sayısı,
evin mülkiyeti, sınava nasıl hazırlandığı ve ne kadar harcama
yaptığı, özellikle yükseköğretim sürecindeki yeme, giyim,
ulaşım, öğrenim ücreti, barınma ve ders materyalleri için ne
kadar harcama yaptığı ile ilgili araştırma sayısı oldukça azdır.
Yükseköğretimde kamusal harcamalara ait verilere ulaşmak nispeten
daha kolayken, özel harcamalara ait verilere ulaşmak daha
zordur. Öğrencilerin yaşam maliyetleri ve eğitimle ilgili birçok
maliyetler kamu politikalarının konusu olmadığından, bunlara ait
veriler de düzenli bir şekilde yayınlanmamaktadır. Bu alandaki
bazı araştırmalar aşağıda özetlenmiştir:
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) (1997) tarafından yapılan çalışmada,
öğrencilerin %13.6’sı tıp; %16.1’i elektrik-elektronik,
bilgisayar ve endüstri mühendisliği ve %14.6’sı da eğitimi ilk
tercih olarak yapmışlardır. Öğrencilerin yaklaşık %60’ı, bu genel
alandaki programlardan bir tanesini birinci tercihleri olarak
belirtmişlerdir. Öğrencilerin yaklaşık %43’ü hemen iş bulabilecekleri
ve %19’unun daha yüksek gelir elde edeceği beklentisi
içinde oldukları görülmüştür (YÖK, 1997).
Erayman (2004) tarafından yapılan “Kahramanmaraş Sütçü
İmam Üniversitesi öğrencilerinin sosyo-ekonomik yapılarının
başarıları üzerine etkisi” adlı araştırmaya göre, babaları çalışan
öğrencilerin %57.6’sı fakültelerde, babaları çalışmayan öğrencilerin
ise %44.3’ü meslek yüksekokulunda kayıtlıdır (Erayman,
2004).
Türk Eğitim Derneği (2005) tarafından yapılan “Türkiye’de
üniversiteye giriş sistemi araştırması ve çözüm önerileri” adlı
araştırmada, öğrencilerin %21.6’sı mühendislik; %17.5’i eğitim-
öğretmenlik; %16.5’i siyasal bilimler-hukuk; %12.4’ü tıpeczacılık
alanlarında okumayı hedeflediklerini belirtmişlerdir.
Eğitim-öğretmenlik, tıp-eczacılık ve mühendislik tercihlerde
ilk sıralarda yer almıştır. Ayrıca, öğrencilerin %54.4’ü meslek
sahibi olmak, %6.5’i daha kolay iş bulabilmek ve %4.5’i iyi bir
diploma sahibi olabilmek için üniversite okumak istediklerini
belirtmişlerdir (TED, 2005).
Benzer sonuçlar, Kesik (2003) tarafından yapılan “Türkiye’de
yükseköğretimde yeni bir finansman modeli önerisi” adlı
araştırmada da saptanmıştır; öğrencilerin %43.4’ü iş bulmak
ve %6.7’si daha çok kazanmak için üniversite eğitimi görmek
istediklerini belirtmiştir (Kesik, 2003).
Akın, Şimşek ve Erdem (2007)’ in yaptığı çalışmada eğitim
fakültesi öğrencilerinin %45’inin öğretmenliği altıncı ve üzerindeki
tercih olarak yazdığı ve iş olasılığı yüksek olduğu için
öğretmenliği tercih ettiği görülmüştür (Akın, Şimşek, & Erdem,
2007).
Polat (2008) tarafından yapılan “sosyo-ekonomik değişkenlerin
yükseköğretim öğrencilerinin akademik başarısı üzerindeki
etkisi” adlı araştırmada, erkek öğrencilerin genel akademik
not ortalaması ile okumakta oldukları bölüme giriş puanı ve
ailelerinin aylık ortalama geliri (-.106) arasında negatif yönlü;
kız öğrencilerde ise, okudukları bölüme giriş puanları ile mezun
oldukları lise türü (.288), genel akademik not ortalamaları ile
ailelerinin geliri (.126) arasında pozitif yönlü bir ilişki olduğu
görülmüştür. Ayrıca bu araştırmada öğrencilerin fen bilimleri
alanında %44.4’ünün; sağlık bilimlerde %%38.1’inin ve sosyal
bilimlerde %36.9’unun babası emekli ya da çalışmayan olduğu
bulgusuna ulaşılmıştır (Polat, 2008).
Tomul ve Çelik (2009) tarafından yapılan “the relationship between
the students’ academics achievement and their socioeconomic
level: cross regional comparison” adlı gelir gruplarına
göre eğitime katılım düzeyinin ölçüldüğü araştırmada, en alt
gelir grubundaki 18–23 yaş arası eğitime katılım oranı erkeklerde
%9, kadınlarda %4; en üst gelir grubunda bu oranın sırasıyla
%41 ve %33 olduğu görülmüştür (Tomul & Çelik, 2009).
Özkan ve Yılmaz (2010) tarafından yapılan “üniversite öğrencilerinin
üniversite yaşamına uyum durumları (Bandırma
örneği)” adlı araştırmada, Bandırma Sağlık Yüksekokulu ve Bandırma
MYO öğrencileri üzerine anket uygulanmıştır. Bu araştırmada,
öğrencilerin %8.6’sının annesinin %52’sinin babasının
okur-yazar olmadığı; %68.6’sının annesi %60.3’ünün babasının
ilköğretim mezunu olduğu ve %22.8’inin annesinin %34.4’ünün
de babasının lise ve üzeri eğitim aldığı görülmüştür (Özkan &
Yılmaz, 2010).
Keskin, Koraltan ve Öztürk (2010) tarafından yapılan “Pamukkale
Üniversitesi Buldan MYO öğrenci profili” adlı araştırmada,
öğrencilerin annelerinin %3.8’inin memur, %9.5’inin
işçi, %2.2’sinin esnaf, %0.5’inin öğretmen/öğretim görevlisi,
%2.2’sinin serbest meslek erbabı, %6.8’inin işsiz, %75.1’inin ev
hanımı olduğu görülmüştür (Keskin, Koraltan, & Öztürk, 2010).
Ekinci (2011) tarafından yapılan “bazı sosyoekonomik etmenlerin
Türkiye’de yükseköğretime katılım üzerindeki etkileri” adlı
Cumhuriyet, Erciyes ve Hacettepe üniversitelerinde öğrenim
gören 4910 öğrenci üzerinde yapılan bir araştırmaya göre,
lisans programlarında eğitim gören öğrencilerin annelerinin
%53.1’i ilkokul ve daha düşük eğitim seviyesinde, %16’sı
yükseköğretim seviyesinde; babalarının ise, %26.5’i ilkokul
ve daha düşük eğitim seviyesinde ve %34.7’si yükseköğretim
seviyesinde eğitime sahiptir. Ön lisans programlarındaki
öğrencilerin annelerinin %68.6’sı ilkokul ve daha düşük
eğitim seviyesinde ve %3’ü yükseköğretim seviyesindedir. Bu
öğrencilerin babalarının %42.6’sı ilkokul ve daha düşük eğitim
seviyesinde ve %11.9’unun yükseköğretim seviyesinde eğitim
görmüştür (Ekinci, 2011).
Sandal ve Karademir (2013) tarafından yapılan “Kahramanmaraş
Sütçü İmam Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü öğrencilerinin profili, beklenti ve sorunlarının değerlendirilmesi”
adlı araştırmaya göre, öğrencilerin annelerinin
%1.3’ü lisans ve lisans üstü; %5.2’si lise; %8.5’i ortaokul;
%46.8’i ilkokul mezunu olup, %32’si hiç eğitim görmemiştir.
Öğrencilerin babalarının ise, %3.9’u lisans ve üstü; %14.7’si
lise, %13.2’si ortaokul, %58.4’ü ilkokul mezunu olup, %9.8’i hiç
eğitim görmemiştir (Sandal & Karademir, 2013).
Çiftçioğlu (2013) tarafından, Gaziantep ili’nde sosyo-ekonomik
faktörlerin yükseköğretim talebi üzerine etkileri araştırılmıştır.
Bu araştırmada, 2013 yılı fiyatlarına göre, yükseköğretime
hazırlanan öğrenci ailelerinin yaklaşık %7’sinin geliri 750 ’den
az, %6’sının aylık geliri 5000 ’den fazla; %25’inin aylık geliri
2001-3000 arasındadır. 2013 yılı fiyatlarına göre, yükseköğretimde
kayıtlı öğrencilerin ailelerinin yaklaşık %5’inin aylık
geliri 750 ’den az, yaklaşık %26’sının aylık geliri 5000 ’den
fazladır. Ayrıca, öğrencilerin yaklaşık %89’unun kendi evlerinde
oturdukları ve yaklaşık %61’inin ailedeki birey sayısının 4-5 kişi
olduğu, bu öğrencilerin yaklaşık %47’sinde çalışan sayısı bir,
%30’unda iki kişi olduğu görülmüştür Bu veriler, yükseköğretimde
kayıtlı öğrencilerin üst gelir grubuna ait olduğunu göstermektedir
(Çiftçioğlu, 2013).
Çiftçi ve Çağlar (2014) tarafından yapılan “ailelerin sosyo-ekonomik
özelliklerinin öğrenci başarısı üzerindeki etkisi: Fakirlik
kader midir?” adlı araştırmada, Denizli’de 2012 yılında mezun
olan lise öğrencilerinin, YGS sayısal ve eşit ağırlık puanlarını
etkileyen faktörlerin analizi yapılmıştır. Bu araştırmada, YGS
sayısal ve eşit ağırlık puan türlerindeki başarı ile gelir düzeyi
arasında anlamlı bir farklılık olduğu ve aylık gelir düzeyi yüksek
olanların, düşük olanlara göre 1.543 kat daha başarılı oldukları
bulunmuştur. Annesi lise mezunu olan öğrencilerin, annesi
ilköğretim mezunu olan öğrencilerden 1.336 kat; üniversite ve
üstü mezun olanların da 2.277 kat daha başarılı olduğu görülmüştür.
Babanın eğitim düzeyi için de benzer bulgulara ulaşılmış;
babası üniversite ve üstü mezun olan öğrenciler ilköğretim
mezunu olanlardan 1.570 kat; lise mezunu olanlardan da 0.862
kat; mezun olan lise öğrencilerden aylık gelir düzeyi yüksek
olanların, düşük olanlardan 1.543 katı kadar daha başarılı
bulunmuştur (Çiftçi & Çağlar, 2014).
Gölpek ve Çiftçioğlu (2014) tarafından yapılan “social-economics
factors in demand for higher education: Sample of Gaziantep
province” adlı araştırmaya göre, yükseköğretimde kayıtlı
öğrencilerin babalarının %53.3’ü ön lisans, lisans ve lisansüstü,
annelerinin de yaklaşık %70.7’si lise ve altı eğitim düzeyine
sahiptir. Yükseköğretime giriş sınavına hazırlanan öğrencilerin
babalarının %79.5’i ve annelerinin de %89.1’i ilköğretim ve altı
eğitim düzeyine sahiptir (Gölpek & Çiftçioğlu, 2014).
Aslanargun, Bozkurt ve Sarıoğlu (2016) tarafından yapılan
“sosyo-ekonomik değişkenlerin öğrencilerin akademik başarısı
üzerine etkileri” adlı araştırmada, aile geliri değişkenine Kruskal-
Wallis testi uygulanmış ve not ortalamaları ile aile geliri
arasında anlamlı bir fark olduğu (x2 (sd=3, n=691)=46.421;
p<.05); anne mesleği değişkenine uygulanan Manny-Whitney
U testinde de not ortalaması ile anne mesleği değişkeni arasında
anlamlı fark olmadığı görülmüştür (U=48192.000; p>
.05). Öğrencilerin başarısına etki ettiği düşünülen baba mesleği değişkenine uygulanan Kruskal-Wallis testi sonucunda, öğrencilerin
not ortalamaları ile baba mesleği arasında anlamlı bir
fark bulunmuştur (x2 (sd=5, n=691)=23.959; p<.05) (Aslanargun,
Bozkurt & Sarıoğlu, 2016). |
Başa Dön
Öz
Giriş
Materyal ve Metod
Bulgular
Tartışma
Kaynaklar
|
|
Bu araştırmanın amacı, 2016-2017 eğitim-öğretim döneminde
Şırnak Üniversitesi’nde kayıtlı öğrencilerin sosyo–ekonomik
statüsünü belirlemeye çalışmaktır. Bu amaç doğrultusunda,
ilgili literatürde yer alan benzer araştırmalardan yararlanılarak
iki kısımlı anket oluşturulmuştur. Birinci kısım, cinsiyet, yaş,
ailedeki birey ve çalışan sayısı, okuyan kardeş sayısı gibi öğrencilerin
sosyal statüsü ile ilgili toplam 19; ikinci kısım, ailenin
geliri, yükseköğretime giriş sınavına hazırlık harcamaları ve
yükseköğretim sürecinde katlanılan harcamaları belirlemeye
yönelik öğrencilerin ekonomik statüsü ile ilgili toplam 11 sorudan
oluşmaktadır. Bu sorularda, öğrencilerin çoktan seçmeli
seçenekleri işaretlemeleri istenmiş ve 2017 yılı fiyatlarına göre,
gelir ve maliyetler cinsinden ifade edilmiştir. Verilerin analizinde
SPSS 24 paket programı kullanılmış, çözümlemesinde
yüzde ve frekans dağılımından yararlanılmıştır.
Araştırmanın Evreni ve Örneklemi
Araştırmanın evreni, 2016-2017 eğitim-öğretim döneminde
Şırnak Üniversitesi Ziraat Fakültesi, İktisadi ve İdari Bilimler
Fakültesi, Mühendislik Fakültesi, İlahiyat Fakültesi, İdil, Cizre,
Silopi ve Şırnak Meslek Yüksekokulu’nda kayıtlı 2696 öğrenciden
oluşmaktadır. Örneklemi, kolayda örnekleme yöntemi ile
seçilen 597 öğrenciden oluşmaktadır. 2696 öğrenciden oluşan
evreni temsil edebilecek örneklem büyüklüğü, ana kütleden %95 güven aralığında ve %5 hata payına göre minimum 337
kişidir. Buna göre, 597 öğrenci ile yeterli örneklem büyüklüğüne
ulaşılmış, anketlerin tamamı analize tabi tutulmuştur. Bu
anketlerden elde edilen veriler Tablo 1’de yer almaktadır.
 Büyütmek İçin Tıklayın |
Tablo 1: 2016-2017 eğitim-öğretim döneminde lisans ve ön lisans öğrenci sayısı ve geçerli uygulama sayısı (kişi) |
|
Başa Dön
Öz
Giriş
Materyal ve Metod
Bulgular
Tartışma
Kaynaklar
|
|
Anketin birinci kısmında, öğrencilerin sosyal statüsünü ortaya
koymak için cinsiyeti, yaşı, ailedeki kişi sayısı, bir eğitim kurumunda
okuyan kardeş sayısı, anne-babanın eğitim seviyesi
ve mesleği, ailede çalışan kişi sayısı, evin harcamalarını kimin
karşıladığı, oturdukları evin mülkiyeti, mezun oldukları ortaöğretim
türü, neden üniversite eğitimi görmek istedikleri, hangi
alanda eğitim görmek istedikleri, sınava girdikleri alan, sınava
hazırlanma biçimleri, yükseköğretime giriş sınavına kaç kez
girdiği, kaçıncı girişinde yerleştirildiği, kaçıncı tercihi olduğu
ve kayıtlı olduğu meslek yüksekokulu/fakülte ile ilgili sorular
yöneltilmiştir.
Araştırmaya katılan öğrencilerin cinsiyet ve yaş dağılımı Şekil
1’de yer almaktadır.
Şekil 1’e göre, öğrencilerin yaklaşık %48’i kız ve yaklaşık %52’si
erkek; yaklaşık %41’i 21 yaşından büyük, yaklaşık %1’i 17 yaşındadır.
Buna göre, kayıtlı öğrencilerin çoğunluğunu 21 yaşından
büyük erkek öğrenciler oluşturmaktadır.
Bu öğrencilerin ailelerindeki kişi sayısı ile bir eğitim kurumunda
kayıtlı kardeş sayısı verileri Şekil 2 ve Şekil 3’de yer almaktadır.
Şekil 2’ye göre, öğrencilerin %64.7’sinde (%12.4+%18.1+
%17.8+%16.4) kişi sayısı 5’den az; %25.6’sında (%12.1+%6+
%4+%3.5) 5 ve 5’ten fazladır.
Şekil 3’e göre, öğrencilerin %68.6’sında (%26.5+%23.8+%18.3)
okuyan kardeş sayısı 7 ve 7’den fazla; %31.4’ünde (%5+%12.2+
%14.2) kardeş sayısı 7’den azdır.
Şekil 4’e göre, öğrencilerin babalarının yaklaşık %24’ü mezun
değil, yaklaşık %36’sı ilkokul mezunu, %9.4’ü (%3.7+%4.2+
%0.8+%0.7) meslek yüksekokul veya fakülte mezunudur.
Öğrencilerin annelerinin ise, yaklaşık %67’si mezun değil,
yaklaşık %24’ü ilkokul mezunu, %2,5’i (%1+%0.2+%0.5+%0.8)
meslek yüksekokul veya fakülte mezunudur. Yani, öğrencilerin
çoğunluğunun anne-babasının eğitim seviyesi düşüktür.
Öğrencilerin anne-babalarının meslekleri (Tablo 2), çalışan kişi
sayısı (Şekil 5), evin harcamalarını kimin karşıladığı (Şekil 6) ve
oturdukları evin mülkiyeti (Şekil 7) ile ilgili verileri aşağıda yer
almaktadır.
 Büyütmek İçin Tıklayın |
Şekil 6: Öğrencilerin ailelerinde
evin harcamalarını kimin
karşıladığı ile ilgili veriler (%). |
Tablo 2’ye göre, öğrencilerin babalarının yaklaşık %22’si serbest
meslek grubunda, yaklaşık %1’i sanayici; annelerinin yaklaşık
%90’ı ev hanımı, yaklaşık %10’u da (%3.5+%0.2+%1.3+%2+1+
1.7) bir işte çalışmaktadır. Yani, öğrencilerin çoğunluğunun
babaları serbest meslek grubunda, anneleri de ev hanımıdır.
Şekil 5’e göre, öğrenci ailelerinin %61.1’inde 1 kişi; %27’sinde 2
kişi bir işte çalışmıştır.
Şekil 6’ya göre, öğrencilerin yaklaşık %78’inde baba, yaklaşık
%10’unda kardeşi evin harcamalarını karşılamıştır.
Şekil 7’ye göre, öğrencilerin çoğunluğu (%76) kendi evlerinde
ikamet etmektedir.
Bu veriler birlikte değerlendirildiğinde, öğrencilerin çoğunluğunda
baba (%61), serbest meslek grubunda (%22.4) çalışarak
kira dışındaki harcamaları (%78.2) karşılamıştır.
Öğrencilerin mezun oldukları ortaöğretim türü (Şekil 8), neden
üniversite eğitimi görmek istedikleri (Şekil 9), eğitim görmek
istedikleri alan (Şekil 10), yükseköğretime giriş sınavında girdikleri
alan (Şekil 11), sınava hazırlanma biçimi (Şekil 12), sınava
giriş sayısı (Şekil 13), kaçıncı tercihlerine yerleştirildikleri (Şekil
14) ve yerleştirildikleri meslek yüksekokulu/fakülte (Şekil 15)
ile ilgili verileri aşağıda yer almaktadır.
 Büyütmek İçin Tıklayın |
Şekil 9: Öğrencilerin neden
üniversite eğitimi görmek istedikleri
ile ilgili veriler (%). |
 Büyütmek İçin Tıklayın |
Şekil 11: Öğrencilerin
yükseköğretime giriş sınavına
girdikleri alan ile ilgili veriler (%). |
 Büyütmek İçin Tıklayın |
Şekil 12: Öğrencilerin
yükseköğretime giriş sınavına
hazırlanma biçimi ile ilgili
veriler (%). |
 Büyütmek İçin Tıklayın |
Şekil 14: Öğrencilerin
okudukları bölüme kaçıncı
tercihlerinde yerleştikleri
ile ilgili veriler (%). |
Şekil 8’e göre, öğrencilerin yaklaşık %97’si (%33.7+%16.9+
%27.1+%0.7+%18.4) devlet okullarından; yaklaşık %1’i de özel
okullardan mezundur.
Şekil 9’a göre, öğrencilerin çoğunluğu üniversiteyi, iyi bir gelir
ve gelecek elde etmek (%60.5) için okumak istemiştir.
Şekil 10’a göre, öğrencilerin çoğunluğu üniversitede eğitimöğretmenlik
(%26.8) ve mühendislik-mimarlık (%26.1) alanlarında
eğitim görmek istemiştir.
Şekil 11’e göre, öğrencilerin çoğunluğu, eşit ağırlık (%39.5) ve
sayısal (%31.5) alanlarından sınava girmiştir.
Şekil 12’ye göre, sınava hazırlanmak için öğrencilerin yaklaşık
%46’sı dershaneye gitmiş, %27’si de sınava hazırlanmamıştır.
Şekil 13’e göre, öğrencilerin yaklaşık %50’si ilk kez, %7’si de
dörtten fazla kez girmiştir.
Şekil 14’e göre, öğrencilerin yaklaşık %39’u okuduğu bölüme
ilk tercihlerinde; yaklaşık %40’ı 6 ve sonraki tercihlerine yerleşmiştir.
Şekil 15’e göre, öğrencilerin yaklaşık %53’ü meslek yüksekokulu;
yaklaşık %20’si ilahiyat; yaklaşık %16’sı mühendislik;
yaklaşık %9’u iktisadi ve idari bilimler ve yaklaşık %2’si de ziraat
fakültesinde okumaktadır. Buna göre, öğrencilerin çoğunluğu
meslek yüksekokullarında kayıtlıdır.
Bu veriler birlikte değerlendirildiğinde, öğrencilerin çoğunluğunun,
kamu okullarından (%97) mezun olduğu, üniversiteyi iyi bir gelir ve gelecek elde etmek (%60.5) için okumak istedikleri,
bu nedenle eğitim-öğretmenlik (%26.8) ve mühendislik-
mimarlık (%26.1) alanlarını seçtikleri, bu alanlarda başarılı
olmak için dershaneye (%45.6) gittikleri, eşit ağırlık (%39.5) ve
sayısal (%315) alanlarından sınava hazırlandıkları, ilk kez (%50)
sınava girdikleri, ilk tercihleri (%39.5) olan meslek yüksekokullarına
(%53.3) yerleştirildikleri söylenebilir. Böyle bir bulgu,
aynı zamanda bu öğrencilerin sınava giriş sayısı arttıkça başarı
oranının düştüğünü ve meslek yüksekokullarını ilk tercihlerine
yazdıklarını da göstermektedir.
Anketin ikinci kısmında, öğrencilerin ekonomik statüsünü ortaya
koymak için 2017 yılı fiyatlarına göre, ailenin aylık toplam
geliri (Tablo 3), sınava hazırlık harcamalarını kimin karşıladığı
(Tablo 4), dershaneye (Tablo 5), okul kursuna (Tablo 6), özel
derse (Tablo 7), hem dershane hem de özel derse (Tablo 8) yıllık
toplam ne kadar harcadıkları, barınma durumu (Şekil 16), aylık
toplam gıda, giyim, ulaşım, barınma ve ders materyalleri için
yaptıkları harcama verileri (Tablo 9) yer almaktadır.
 Büyütmek İçin Tıklayın |
Tablo 9: Öğrencilerin Gıda, Giyim, Ulaşım, Barınma ve Ders Materyalleri Harcamalarına Ait Veriler ( - %) |
Tablo ttable3>3’e göre, öğrenci ailelerinin yaklaşık %38’inin geliri 2017
yılındaki asgari ücret1 olan 1404 ’nin altında; yaklaşık %8’i
asgari ücret düzeyindedir. Yani, öğrencilerin yaklaşık %46’sı
(%38+%8) asgari geçim düzeyinde ve altında bir gelire sahiptir,
gelir arttıkça temsil oranı düşmüştür.
Tablo 4’e göre, öğrencilerin yaklaşık %88’inin sınavına hazırlık
harcamalarını aileleri karşılamıştır.
Tablo 5’e göre, dershane için öğrencilerin yaklaşık %24’ü
(%4.2+%3.9+%15.9) asgari ücret ve altında harcama yapmış ve
yaklaşık %51’i de dershaneye gitmediği için cevap vermemiştir.
Tablo 6’ya göre, okul kursu için öğrencilerin %11.8 (%11.2+
%0.3+%0.3) asgari ücret ve daha azı kadar harcama yaparken,
%87’si okul kursuna gitmemiştir.
Tablo 7’ye göre, özel ders için öğrencilerin yaklaşık %3.7’si asgari
ücret ve altında harcama yapmış, yaklaşık %94’ü de sınavına hazırlanırken özel ders almadığı için cevap vermemiştir. Bu
öğrencilerin büyük çoğunluğu özel ders almamış, alanların da
harcamaları düşüktür.
Tablo 8’e göre, dershane ve özel dersi birlikte alan öğrencilerin
%2.7’si (%1.2+%0.2+%1.3) asgari ücret ve altında harcama
yaparken, %94’ü sınava hazırlanırken dershane ve özel dersi
birlikte almamıştır.
Şekil 16’ya göre, öğrencilerin yaklaşık %42’si yükseköğretim
sürecinde ailesinin yanında, %40’ı da yurtta kalmıştır.
Tablo 9’a göre, yükseköğretim sürecinde öğrencilerin %57.8’i
aylık toplam gıda harcamaları için 300 ’den az ve %11.6’sı
500 ’den fazla; %73.2’si giyim harcamaları için 300 ’den az
ve yaklaşık %6.7’si 500 ’den fazla; %84.3’ü ulaşım harcamaları
için 300 ’den az; %5’i de 500 ’den fazla; %59.1’i 300 ’den
az; %4.5’i 500 ’den fazla barınma ve %84.3’ü 300 ’den az;
%3.2’si 500 ’den fazla ders materyalleri için harcamıştır.
Bu veriler birlikte değerlendirildiğinde, öğrencilerin çoğunluğu
asgari ücret ve altında gelire (%46) sahip, sınava hazırlık maliyetlerinin
çoğunluğunu aileler (%88.1) karşılamıştır. Ailelerin
%24’ü dershane için asgari ücret ve altında harcama yapmış,
öğrencilerin %51’i dershaneye gitmemiş, okul kursuna gidenlerin
%11.8’i, özel ders alanların %3.7’si, ikisi için de harcama
yapanların %2.7’si 1.500 ’den az ödemiştir. Yükseköğretim
sürecinde ise, öğrencilerin çoğunluğu aylık toplam gıda (%57.1),
giyim (%73.2). ulaşım (%84.3), barınma (%59.1) ve ders materyalleri
(%84.3) için 300 ’den az harcamıştır.
Başka bir deyişle, ailelerin çoğunluğunun alt gelir grubunda
bulunduğu, çocuklarının üniversite eğitimi görmesini istediği,
bunun için dershane, okul kursu ve özel ders harcamalarına
katlandığı, ama dershane için daha fazla harcama yaptığı söylenebilir.
Buna rağmen, orta ve ortanın üstü gelir gruplarındaki
aileler bunlar için daha az harcama yapmıştır.
Benzer durum yükseköğretim sürecinde de devam etmiş, alt
gelir grubundaki ailelerin çocukları özel maliyetleri oluşturan
gıda, giyim, barınma gibi harcamalara aylık 300 ’den daha az
harcamıştır. Bunların içinde, özellikle barınma harcamalarının
az olması, öğrencilerin ailelerinin yanında kalması ve evlerinin
mülkiyetlerinin de kendilerine ait olmasından kaynaklanabilir.
Ayrıca, öğrencilerin çoğunluğunun meslek yüksekokullarında
kayıtlı olduğu düşünüldüğünde, yükseköğretime hazırlık ve
yükseköğretim sürecinde katlanılan harcamaların büyüklüğü
yükseköğretimde fırsat eşitliğini önemli ölçüde etkilediğini
açıkça göstermektedir. |
Başa Dön
Öz
Giriş
Materyal ve Metod
Bulgular
Tartışma
Kaynaklar
|
|
Bu araştırma, 2016-2017 eğitim-öğretim döneminde Şırnak
Üniversitesi’nde kayıtlı öğrencilerin sosyo-ekonomik statüsünü
belirlemeyi amaçlamaktadır. Bu çerçevede, 2016-2017 eğitimöğretim
döneminde Şırnak Üniversitesi’nde kayıtlı öğrencilerden
kolayda örnekleme yöntemi ile seçilen 597 öğrenciye anket
uygulanmış ve tamamı değerlendirilmiştir. Anket verileri ile bu
öğrencilerin sosyo–ekonomik statüsü belirlenmeye çalışılmıştır.
Öğrencilerin çoğunluğunu (321) meslek yüksekokullarında,
azını da ziraat fakültesinde kayıtlı (9) öğrenciler oluşturmuştur
(Tablo 1).
Öğrencilerin yaklaşık %48’i kız ve yaklaşık %52’si erkek; yaklaşık
%41’i 21 yaşından büyük, yaklaşık %1’i 17 yaşındadır (Şekil 1).
Buna göre, kayıtlı öğrencilerin çoğunluğunu 21 yaşından büyük
erkek öğrenciler oluşturmaktadır. Böyle bir sonuç, teoriyle de uyumludur. Çünkü düşük gelir, kısa süreli programlarda bile
kayıtlı bir öğrencinin okula geç başlamasını pozitif yönde etkilemektedir.
Öğrencilerin yaklaşık %76.8’inde ailedeki kişi sayısı 5 ve daha
azı; yaklaşık %13.5’inde 5’den fazladır (Şekil 2). Benzer sonuç,
Çiftçioğlu (2014) tarafından yapılan araştırmada da elde edilmiştir.
Böyle bir bulgu, ailedeki birey sayısının çocuğun okula
devamlılığını belirlediğini ve çocuğun ilave bir dezavantaja
sahip olduğunu açıkça göstermektedir.
Öğrencilerin babalarının yaklaşık %24’ü bir okuldan mezun
değil, yaklaşık %36’sı ilkokul mezunu, %9.4’ü meslek yüksekokulu
veya fakülte mezunudur. Annelerinin ise, yaklaşık %67’si
bir okuldan mezun olmayıp, yaklaşık %24’ü ilkokul mezunu ve
%4’ü meslek yüksekokulu veya fakülte mezunudur (Şekil 4).
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2017 verilerine göre, Türkiye
genelinde, okuma-yazma bilen fakat bir okuldan mezun olmayanların
%41.82’si; ilkokul mezunu olanların %44.86’sı ve meslek
yüksekokulu veya fakülte mezunu olanların da %54.23’ü
erkektir. Kadınlarda bu oranlar sırasıyla %58.18; %55.14 ve
%45.77’dir (TÜİK, 2017).
Bu veriler, öğrencilerin çoğunluğunun babalarının eğitim seviyelerinin
annelerinin eğitim seviyesinden daha yüksek ve annebabanın
eğitim seviyelerinin Türkiye geneline göre çok düşük
olduğunu açıkça göstermektedir. Bu sonuçlar, Özkan ve Yılmaz
(2010), Ekinci (2011), Sandal ve Karademir (2013), Gölpek ve
Çiftçioğlu (2014) tarafından yapılan araştırmanın sonuçları ile
de uyumludur.
Öğrencilerin babalarının yaklaşık %22’si serbest meslek grubunda,
yaklaşık %1’i sanayici; annelerinin yaklaşık %90’ı ev
hanımı, yaklaşık %10’u bir işte çalışmaktadır. Yani, öğrencilerin
çoğunluğunun babaları serbest meslek grubunda, anneleri de
ev hanımıdır (Tablo 2). Keskin ve diğerleri (2010) tarafından
yapılan araştırmadan da benzer bulgular elde edilmiştir.
Öğrenci ailelerinin %61,1’inde 1 kişi; %27’sinde 2 kişi bir işte
çalışmıştır ve yaklaşık %78’inde baba, yaklaşık %10’unda kardeşlerden
biri evin harcamalarını karşılamıştır (Şekil 5, Şekil 6).
Başka bir deyişle, öğrencilerin ailelerinde baba ve kardeşlerden
biri çalışmıştır. Böyle bir sonuç, özellikle babanın eksikliği durumunda,
kardeşlerden birinin, ailenin gelirini devam ettirmeye
yardım etmek için ağır baskı altında kalacağını ve okulu bırakarak
daimi bir iş aramak zorunda olacağını açıkça göstermektedir.
Öğrencilerin çoğunluğu (%76), kendi evlerinde ikamet etmektedir
(Şekil 7). Bu, İngiltere’de en çok talep edilen ve öğrenci
sayısı bakımından da en büyük olan üniversitelerin çoğunun,
hayatın ucuz ve yerleşim alanlarına yakın yerlerde olması sonucu
ile uyumludur (Abbott ve Leslie, 2004). Ayrıca, öğrencilerin
çoğunluğunun (%97) devlet okullarından mezun olması (Şekil
8), düşük gelirin, çocukların eğitime bağlı kazançlarını çok güçlü
bir şekilde belirlediğini ve eğitim fırsatlarındaki farkları yarattığını
göstermesi açısından da oldukça önemlidir.
Araştırmada, öğrencilerin çoğunluğu (%60,5) üniversiteyi, iyi
bir gelir ve gelecek elde etmek için okumak (Şekil 9) ve üniversitede
eğitim-öğretmenlik (%26,8) ve mühendislik-mimarlık
(%26,1) alanlarında eğitim görmek istediği, eşit ağırlık (%39,5)
ve sayısal (%31,5) alanlarından sınava girdiği (Şekil 10, Şekil 11)
ve sınava hazırlanmak amacıyla da dershaneye (%46) gittiği
görülmüştür. Öğrencilerin yaklaşık %27’si de sınava hazırlanmamıştır
(Şekil 12). Benzer konuda ÖSYM (1997 ve 2005)
tarafından yapılan araştırmalarda da, eğitim-öğretmenlik,
tıp-eczacılık ve mühendislik tercihlerde ilk sıralarda yer almıştır.
Böyle bir sonuç, son yirmi yıldır tercih sıralamalarında pek bir
değişikliğin olmadığın ve bu durumun yükseköğretim talebini
sürekli artırdığını göstermesi açısından oldukça önemlidir.
Örneğin ÖSYM’nin verilerine göre, sınavsız geçiş hakkı hariç
başvuran aday sayısı, 2006 yılında 1.537.374 ve 2016’da
1.600.031’dir. Bu dönemde yükseköğretim talebi artmış ve
değişim oranı %9,4 olarak gerçekleşmiştir.
Araştırmada öğrencilerin yaklaşık %50’si ilk kez, %7’si de dörtten
fazla kez girmiş ve yaklaşık %39’u okuduğu bölüme ilk tercihlerinde;
yaklaşık %40’ı altı ve sonraki tercihlerine yerleşmiştir
(Şekil 13 ve Şekil 14). Nitekim benzer sonuçlar, Yükseköğretim
Kurulu (YÖK) (1997, 2005) ve Türk Eğitim Derneği (TED) (2005)
tarafından yapılan araştırmalarda da görülmüştür. YÖK (1997 ve
2005) verilerine göre, başvuran adayların yaklaşık %40’ı sınava
ilk, %29’u ikinci kez; TED (2005) araştırmasına göre de, %44.4’ü
ilk kez, %37.1’i de ikinci kez girdiğinde yerleşmiştir. Öğrencilerin
çoğunluğu da (%53) meslek yüksekokullarına yerleşmiştir (Şekil
15). Yani, iyi bir gelir ve gelecek elde etmek için yükseköğretim
talep eden öğrencilerin giriş sayısı arttıkça başarı oranı giderek
düşmüş, öğrencilerin çoğunluğu meslek yüksekokullarına
yerleştirilmiş ve istedikleri bölüme yerleşinceye kadar sınava
girmiştir.
Dolayısıyla, öğrenciler giriş sınavında başarılı olmak zorunda
kalmış ve bu zorunluluk, ailelerin çocukları için gelirlerine bağlı
hazırlık harcamalarına katlanmaları anlamına gelmektedir.
Öğrenci ailelerinin yaklaşık %38’inin geliri, 2017 yılındaki
asgari ücret2 olan 1404 ’nin altında; yaklaşık %8’i asgari ücret
düzeyinde; %7’sinin de (%2+%5) asgari ücretin yaklaşık 4 katı
kadardır. Yani, öğrencilerin çoğunluğu asgari geçim düzeyinde
ve altında (%46); çok azı da yüksek gelire (%7) sahiptir (Tablo
3). TÜİK’in 2006-2017 dönemindeki %20’lik gruplar itibarıyla
yıllık eşdeğer hane halkı kullanılabilir fert gelirinin dağılımına göre, ailelerin çoğunluğu yıllık ortalama geliri 15962 olan 3.
ve daha düşük düşük gelir dilimindedir.
Ailelerin yaklaşık %88’i sınavına hazırlık harcamalarını karşılamıştır
(Tablo 4). Öğrencilerin %50.6’sı dershaneye gitmediği
için hiç harcama yapmamış, gidenlerin de %15.9’u asgari ücret
olan 1404 kadar yıllık toplam harcama yapmıştır (Tablo 5).
Bu öğrencilerin %86.9’u okul kursuna gitmemiş, gidenlerin
çoğunluğu (%11.2) asgari ücretin yarısı kadar harcama (750 )
yapmıştır (Tablo 6). Benzer durum özel ders harcamalarında da
görülmüştür. Öğrencilerin %94.3’ü özel ders almadığı için cevap
vermemiş, alanların da çoğunluğu (%3.2) asgari ücretin yarısı
kadar harcama (750 ) yapmıştır (Tablo 7). Hem dershane hem
de özel ders almayanlar çoğunluğu (%94) oluştururken, alanların
da %1.3’ü asgari ücretin yaklaşık iki katı kadar harcama
yapmıştır (Tablo 8).
Yükseköğretim sürecinde öğrencilerin çoğunluğu, gıda (%57.8),
giyim (%73.2), ulaşım (%84.3), barınma (%59.1) ve ders materyalleri
(%84.3) için 300 ’den az harcamıştır. Öğrencilerin en
yüksek harcama tutarı olan 500 ve üzeri için bu oranlar sırasıyla
%11.6; %6.7; %5; %6.2 ve %3.2’dir. Bu veriler, öğrencilerin
eğitim dönemi dikkate alındığında, her bir harcama için bir
yılda, en az bir asgari ücretten (1404 ) biraz fazla (1800 =
300 x 6 ay) harcadığını göstermektedir (Tablo 9).
Görüldüğü gibi, araştırmanın bulguları bu öğrencilerin çoğunluğunun
düşük sosyo-ekonomik statünün teorik özelliklerini
taşıdığını açıkça göstermektedir. Ayrıca, öğrencilerin çoğunluğunun
Şırnak ilinde ikamet etmesi (%76), 2016 yılı YGS başarı
sıralamasında 81. il olmasını da açıklamaktadır. Bu bulgular
çerçevesinde, Şırnak Üniversitesi’nde kayıtlı öğrencilerin düşük
sosyo-ekonomik statülü ailelerden geldiği söylenebilir.
Literatürde, öğrencilerin sosyo-ekonomik statüsü üzerine birçok
araştırmalar bulunmaktadır. Bu araştırmaların çoğunluğu,
anne-babanın eğitim seviyesi, ailelerin geliri ve öğrencinin akademik
başarısı gibi konuları içermektedir. Ancak, öğrencilerin
neden yükseköğretim okumak istedikleri, hangi alandan kaç
kez sınava girdikleri, kaçıncı tercihine yerleştiği, mezun olduğu
okul türü, ailelerindeki kardeş sayısı, okuyan kardeş sayısı ve
çalışan sayısı, evin mülkiyeti, sınava nasıl hazırlandığı ve bunlar
için ne kadar harcama yaptığı, özellikle yükseköğretim sürecindeki
gıda, giyim, ulaşım, barınma ve ders materyalleri için
yapılan harcamalarla ilgili araştırma sayısı oldukça azdır.
Yükseköğretimde kamusal harcamalara ait verilere ulaşmak daha
kolayken, özel harcamalara ait verilere ulaşmak daha zordur.
Öğrencilerin yaşam maliyetleri ve eğitimle ilgili birçok maliyetler
kamu politikalarının konusu olmadığından, bunlara ait veriler de
düzenli bir şekilde yayınlanmamaktadır.
Eleme sisteminin olduğu Türkiye’de öğrenci ailelerinin sınava
hazırlık harcamaları ile yükseköğretim sürecindeki özel harcamalara
ait veriler, öğrencinin sosyo-ekonomik statüsü hakkında
detaylı bilgi verecektir. Bu nedenle, bu tür bilgileri de içeren akademik araştırmalar yapılmalıdır. Bu tür araştırmalar, politika
yapıcılara özellikle yükseköğretimde fırsat eşitliğini sağlayacak
kamu finansman politikası oluşturmaları açısından oldukça
önemli bilgiler sağlayacaktır. |
Başa Dön
Öz
Giriş
Materyal ve Metod
Bulgular
Tartışma
Kaynaklar
|
|
1) Abbot, A., & Leslie, D. (2004). Recent trends in higher education
applications and acceptances. Education Economics, 12(1):
67-86
2) Akın F., Şimşek, O., & Erdem, F. (2007). Türkiye’de eğitim sorunu.
Toplumsal aktörlerine göre eğitim sorunlarına bakış. Ankara:
Türk Eğitim-Sen.
3) Aslanargun, E., Bozkurt, S., & Sarıoğlu, S. (2016). Sosyo ekonomik
değişkenlerin öğrencilerin akademik başarısı üzerine etkileri.
Uşak Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 9(3): 214-234
4) Blöndal, S., Field S., & Girouard N. (2002). Investment in human
capital through upper-secondary and tertiary education. OECD
Economics Studies, 34(1), 41-89. Retrieved from https://ideas.
repec.org/a/oec/ecokaa/5lmqcr2k2c7c.html
5) Coombs, P., & Hallak, J. (1994). Bir sistem olarak eğitim. Eğitim
ekonomisi: Seçilmiş yazılar. (Çev. Y. Kavak, & B. Burgaz). Ankara:
Pegem Yayınları
6) Çiftçioğlu, N. (2013). Sosyo-ekonomik faktörlerin yükseköğretim
talebi üzerine etkileri: Gaziantep ili örneği (Yayınlanmamış
yüksek lisans tezi). Hasan Kalyoncu Üniversitesi, Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Gaziantep.
7) Çiftçi, C., & Çağlar, Ç. (2014). Ailelerin sosyo-ekonomik özelliklerinin
öğrenci başarısı üzerindeki etkisi: Fakirlik kader midir?
International Journal of Human Sciences, 11(2): 155-175
8) Ekinci, E., C. (2011). Bazı sosyoekonomik etmenlerin Türkiye’de
yükseköğretime katılım üzerindeki etkileri. Eğitim ve Bilim
Dergisi, 36(160), 281-297
9) Erayman, Y. (2004). Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi
öğrencilerinin sosyo-ekonomik yapılarının başarıları üzerine
etkisi (Yayınlanmamış yüksek lisans tezi). Kahramanmaraş Sütçü
İmam Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kahramanmaraş.
10) Gölpek, F. (2008). Adalet ve etkinlik amaçları bakımından
yükseköğretimde finansman politikası: Türkiye örneği
(Yayınlanmamış doktora tezi). Uludağ Üniversitesi, Sosyal
Bilimler Enstitüsü, Bursa.
11) Gölpek, F. (2011). Yükseköğretimin getirileri ve etkinlik sorunu.
Atatürk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi,
25(3-4), 77-95.
12) Gölpek, F. (2014). Rate of return to and price of higher education
in Turkey: A case study of law faculty. Education and Science,
39(175): 172-182
13) Gölpek, F. (2015). Who earnings after four years’ education in
Turkey: The society or the individual? Education and Science,
40(177), 19-30.
14) Gölpek, F., & Çiftçioğlu, N. (2014). Social-economic factors in
demand for higher education: Sample of Gaziantep province.
International Journal of Business and Social Science, 5(1),
121-134. Retrieved from https://ijbssnet.com/journals/
Vol_5_No_1_January_2014/15.pdf
15) Gölpek, F., & Uğurlugelen, K. (2013). Avrupa ülkelerinde ve
Türkiye’de yükseköğretime giriş sistemleri. Dicle Üniversitesi
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2(5), 64-77.
16) Gustman, A. L., & Pidot, G. B. (1973). Interactions between
educational spending and student enrollment. Journal of
Human Resources, 8(1), 3-23.
17) İzgi, B., & Dineri, E. (2018). Avrupa ülkelerinde yoksulluk ve
eğitim: Dinamik panel veri analizi. Türkiye Ekonomi Kurumu
Uluslararası Ekonomi Konferansı (UEK-TEK Kasım -2018).
Antalya,
18) Kesik, A. (2003). Yükseköğrenimde yeni bir finansman modeli
önerisi: Bütünsel model. Ankara: T. C. Maliye Bakanlığı
Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı
Yayınları, Yayın No: 2003/362.
19) Keskin, N., Koraltan A., & Öztürk Ö., (2010). Pamukkale Üniversitesi
Buldan MYO öğrenci profili. MYO-ÖS 2010 Ulusal Meslek
Yüksekokulları Öğrenci Sempozyumu, 21-22 Ekim 2010, Düzce.
20) Lewis, D. R., & Dündar, H. (2002). Equity effects of higher education
in developing countries: Access, choice and persistence.
Higher Education in Developing World: Changing Contexts and
Institutional Responses, USA: Greenwood Publishing Group,
Incorporated, pp.169-193
21) Özkan, S., & Yılmaz, E. (2010). Üniversite öğrencilerinin üniversite
yaşamına uyum durumları (Bandırma örneği). Fırat Sağlık
Hizmetleri Dergisi, 5(13), 153-171.
22) Polat, G. (2008). Sosyo ekonomik değişkenlerin yükseköğretim
öğrencilerinin akademik başarısı üzerindeki etkisi (Yayınlanmamış
yüksek lisans tezi). Süleyman Demirel Üniversitesi, Sosyal
Bilimler Enstitüsü, Isparta.
23) Psacharopoulos, G., & Papakonstantinou, G. (2005). The real
university cost in a –free- higher education country. Economics
of Education Review, 24, 103-118
24) Sandal, E. K., & Karademir, N. (2013). Kahramanmaraş Sütçü İmam
Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü öğrencilerinin
profili, beklenti ve sorunlarının değerlendirilmesi. Kahramanmaraş
Sütçü İmam Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi,
10(2), 129-155.
25) Sauer, R. (2004). Educational financing and lifetime earning.
Review of Economic Studies, 71, 1189-1216.
26) Tomul, E., & Çelik, K. (2009). The relationship between the students’
academics achievement and their socioeconomic level: Cross
regional comparison. Procedia Social and Behavioral Sciences,
1, 1199–1204.
27) Yükseköğretim Kurulu (YÖK). (1997). Üniversite öğrencileri aile
gelirleri, eğitim harcamaları, mali yardım ve iş beklentileri
araştırması. Ankara: Yükseköğretim Kurulu Yayınları.
28) Türk Eğitim Derneği (TED). (2005). Türkiye’de üniversiteye giriş
sistemi araştırması. Sonuç Raporu. Ankara: Türk Eğitim
Derneği Yayınları. Retrieved from http://www.yzstrateji.com/
dokumanlar/universiteye-giris-sistemi-arastirmasi.pdf
29) Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK). (2017). Türkiye istatistik yıllığı.
Retrieved from http://www.tuik.gov.tr/Start.do |
Başa Dön
Öz
Giriş
Materyal ve Metod
Bulgular
Tartışma
Kaynaklar
|
|
|
|