|
2020, Cilt 10, Sayı 3, Sayfa(lar) 461-473 |
|
DOI: 10.5961/jhes.2020.406 |
Akademisyenlerin Yaşam Doyumları ve İş Doyumlarını Etkileyen İş Kaynaklı Faktörlerin İncelenmesi |
Volkan ÖNGEL1, Hasan Sadık TATLI2 |
1Beykent Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İktisat, İstanbul, Türkiye 2Beykent Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İşletme (İngilizce), İstanbul, Türkiye |
Anahtar Kelimeler: İş amaçlı akıllı telefon kullanımı, Aşırı iş yükü, İş-aile çatışması, Yaşam doyumu, İş doyumu |
|
Araştırmanın amacı, akademisyenlerde aşırı iş yükü, iş amaçlı akıllı telefon kullanımı ve iş-aile çatışmasının yaşam doyumu ve iş doyumuna
etkisinin tespit edilmesidir. Araştırmanın örneklemini Türkiye genelinde yükseköğretim kurumlarında görevli olan 413 akademik personel
oluşturmaktadır. Araştırmada veri elde edebilmek için anket tekniği kullanılmıştır. Veriler SPSS 25 istatistik paket programı ile analiz
edilmiştir. Verilerin analizinde faktör analizi, güvenilirlik analizi, tanımlayıcı istatistikler, korelasyon ve regresyon analizi kullanılmıştır.
Araştırma bulgularına göre, akademisyenlerde iş arkadaşlarının desteği yaşam doyumunu artırmakta, iş aile çatışması ise yaşam doyumunu
azaltmaktadır. İş-aile çatışması, işin genel yapısından kaynaklı doyumu azaltırken, iş amaçlı akıllı telefon kullanımı ve iş arkadaşı desteği,
işin genel yapısından kaynaklı olarak elde edilen doyumu artırmaktadır. İş-aile çatışması bireyin işindeki roller ve kişisel değerlerden dolayı
elde ettiği doyumu azaltırken, iş arkadaşlarının desteği ise söz konusu doyumu artırmaktadır. İş-aile çatışması iş yerindeki amir/çalışan
ilişkilerinden elde edilen doyumu azaltırken, iş arkadaşlarının desteği amir/çalışan ilişkilerinden elde edilen doyumu artırmaktadır. İşaile
çatışması işin doğasından kaynaklı doyum düzeyini azaltırken, iş amaçlı akıllı telefon kullanımı işin doğasından kaynaklı doyumu
artırmaktadır. Araştırma Türkiye’deki yükseköğretim kurumlarındaki akademik personellerle gerçekleştirilmiştir. Örneklemin sadece
akademik personeli kapsaması yönünden araştırma sınırlıdır. Ayrıca kolayda örneklem yöntemi kullanımı araştırmanın sonuçları açısından
diğer bir kısıttır. |
Başa Dön
Öz
Giriş
Materyal ve Metod
Bulgular
Tartışma
Kaynaklar
|
|
Akıllı telefon kullanımının artması ve iş yapış şekillerinin akıllı
telefonlarla uyumlu hâle gelmesine bağlı olarak söz konusu
cihazlar iş hayatında yoğun olarak kullanılmaya başlanmıştır.
Akıllı cihazlar artık kişilerin iş ve özel hayat ayrımlarının ortadan
kalkmasına sebebiyet verebilecek şekilde kullanılmaya başlandığından
çalışanların stres düzeylerini etkilemektedir. Bununla
birlikte çalışanların aynı anda birden fazla role sahip olması da
(eş, baba, anne, yönetici, ast vb.) iş hayatı ve sosyal hayat dengesinin
kaybolmasına neden olabilmektedir. Küreselleşmenin
ve bilgi kapasitesinin artmasına bağlı olarak iş yükünün artması
bireylerin özellikle iş doyumunu olumsuz etkilemektedir.
Akademisyenlerin iş amaçlı akıllı telefon kullanımları yaptıkları
işlerin koordinasyonunu kolaylaştırmasının yanında iş dışındaki
saatlerde de meşguliyet yaratabilmektedir. Özellikle ülkemizde
akademisyenlerin araştırma ve öğretme faaliyetlerinin yanı sıra
yöneticilik, tanıtım faaliyetleri vb. gibi sorumluluklarının bulunuyor
olması iş yüklerinin artmasına neden olabilmektedir.
İş yükünün fazla olduğunun algılanması ve işin özelliklerinin
bireysel çoklu görev tanımına uygun olmaması aynı zamanda
akademisyenlerde iş-aile çatışmasına neden olabilmektedir.
Alanyazında daha önce yapılmış çalışmalarda iş-aile çatışması
ile yaşam doyumu (Başoğlu vd. 2016; Beutell ve Witting-Berman,
1999), iş-aile çatışması ile iş doyumu (Freye ve Breaugh,
2004), yaşam ve iş doyumu ile iş amaçlı akıllı telefon kullanımı
(Son ve Chen, 2018; Tunç vd. 2020), iş doyumu ile aşırı iş yükü
(Altahtooh, 2018), iş doyumu ve yaşam doyumu ile aşırı iş yükü
(Kanbur, 2018) arasındaki ilişkiler belirlenmeye çalışılmıştır.
Ancak alanyazından farklı olarak, bu çalışmada akademisyenlerde
iş doyumu ve yaşam doyumunu etkileyen iş kaynaklı
faktörler olarak “aşırı iş yükü”, “iş amaçlı akıllı telefon kullanımı”
ve “iş-aile çatışması” kavramları aynı anda modele
dâhil edilerek incelenmektedir. Ayrıca, iş amaçlı akıllı telefon
kullanımının çalışanların aşırı iş yükü algısı ve iş –aile çatışması
ile ilişkili olabileceği, iş yükü algısı yükselen çalışanların iş-aile
çatışması yaşama ihtimallerinin de artacağı düşünülerek söz
konusu değişkenlerin bir arada kullanılmasına karar verilmiştir.
Çeşitli çalışmalarda aşırı iş yükü, iş-aile çatışması, iş amaçlı
akıllı telefon kullanımı faktörlerinin iş doyumu ve iş tatmini
ile ilişkilendirildiği görülmektedir. Söz konusu çalışmalardan
elde edilen sonuçlar şu şekildedir; iş doyumu ile aşırı iş yükü
arasında negatif yönlü ilişki (Altahtooh, 2018), iş doyumu ile
aşırı iş yükü arasında pozitif yönlü ilişki (Jalal ve Zeheer, 2017),
iş doyumu ve yaşam doyumu ile aşırı iş yükü arasında negatif yönlü ilişki (Kanbur, 2018), iş-aile çatışması ile iş tatmini arasında
negatif yönlü ilişki (Baeriswyl vd., 2016), iş-aile çatışması
ile yaşam doyumu arasında negatif yönlü ilişki, iş-aile çatışması
ile iş doyumu arasında negatif yönlü ilişki (Deng ve Gao, 2017),
akıllı telefon kullanımı ile iş doyumunu arasında negatif yönlü
ilişki (Tunç vd. 2020) bulunmaktadır.
Bahsedilen faktörler ışığında araştırmanın sorusu; “iş amaçlı
akıllı telefon kullanımları, aşırı iş yükü algıları ve iş-aile çatışmaları,
akademisyenlerin iş doyumu ve yaşam doyumlarını
nasıl etkilemektedir?” şeklinde oluşturulmuştur. Araştırmanın
probleminden ve alanyazında yer alan bulgulardan hareketle
araştırmanın amacı; akademik personellerin iş amaçlı akıllı
telefon kullanımı, aşırı iş yükü algıları ve iş-aile çatışmasına
bağlı olarak yaşam doyumlarında ve iş doyumlarında meydana
gelen değişimlerin tespit edilmesi olarak belirlenmiştir. Araştırma
sonunda elde edilecek bulgular, akademisyenlerin iş amaçlı
akıllı telefon kullanımına olan yaklaşımlarının, iş yükleri ve iş
arkadaşı desteği algılarının, iş-aile çatışması yaşama düzeylerinin,
işten ve yaşamdan sağladıkları doyum üzerinde meydana
getirdiği değişimi tespit etmek açısından önemlidir. Ayrıca çalışanların
örgütsel açıdan taklit edilemez bir yeteneği ifade ettiği
düşünüldüğünde, işinde ve yaşamında doyum sağlayabilen
çalışanlar, bireysel ve örgütsel açıdan daha iyi sonuçlar ortaya
koyabilecek ve taklit edilmesi zor çıktılar sunabileceklerdir. Söz
konusu unsurlar göz önüne alındığında akademik personellerin
doyumlarını etkileyen iş kaynaklarının belirlenmesi önemlidir.
Araştırma, örneklem sayısı ve örnekleme ulaşma şekli itibari
ile elde edilen sonuçların akademik personelleri temsil etmesi
açısından sınırlıdır. Araştırmanın modelinde yer alan değişkenlerin
bazı varsayımları bulunmaktadır. İş amaçlı akıllı telefon
kullanım ölçeği olumlu ifadelerden oluşmaktadır. Söz konusu
ifadelerin özelliklerinden dolayı akıllı telefon kullanımının
iş doyumunu ve yaşam doyumunu artırıcı sonuçlar vermesi
beklenmektedir. Aşırı iş yükü ölçeği iş yükü ve çalışma arkadaşlarının
desteğini içeren iki boyuttan oluşmaktadır. İş yükü
algısı olumsuz ifadelerden oluşurken, iş arkadaşlarının desteği
boyutu ise olumlu ifadelerden oluşmaktadır. İş yükü algısının
yaşam doyumu ve iş doyumunu azaltma eğiliminde olacağı, iş
arkadaşlarının desteğinin ise yaşam doyumu ve iş doyumunu
artıracağı varsayılmaktadır.
Kavramsal Çerçeve
İş Amaçlı Telefon Kullanımı: Günümüzde internet erişimine
sahip, üzerinde çeşitli uygulamaların çalışabildiği, kişilerin anlık
olarak internet/ses yoluyla iletişim kurabildikleri ve kullanıcıların e-posta hesaplarına ulaşabildiği mobil cihazlar akıllı telefonlar
olarak ifade edilebilmektedir. Özellikle mevcut internet
teknolojileri (4G/5G) söz konusu cihazlar ile birlikte zaman ve
mekân sınırlamasını ortadan kaldırarak akıllı telefonları birer
mobil bilgisayar hâline getirmiştir (Altunel ve Akova 2016, s.
344). Akıllı telefonların iş amacı ile kullanımı artık olağan olarak
görülmektedir. Çalışanların akıllı telefonları iş amaçlı kullanımını
etkileyen faktörlerin başında örgütlerin prosedürleri ve
desteği gelmektedir (Ada ve Tatlı, 2013). Fakat bu kullanım
kişilerin telefonu iletişim amaçlı kullanımları ile ilgili sınırları
ortadan kaldırarak işyeri-özel yaşam kavramlarının çatışmasına
da sebep olabilmektedir. Hatta üzerindeki mevcut uygulamalar
ile hayatı kolaylaştırmak amacını taşıyan akıllı telefonlar aşırı
kullanımları sebebi ile kaygı ve depresyona kadar varan psikolojik
sorunlara yol açabilmektedir (Altundağ ve Bulut 2017, s.
1672).
İş-Aile Çatışması: Rol çatışması, bireyin aynı anda birden fazla
rol üstlenmesi ve bu rollerin birbirleri ile tutarsız olmasından
kaynaklı olarak yaşanan bireysel çatışmadır. Rol çatışması ile
ilgili geleneksel bakış açısı ortaya çıkan sorunların kişilerin
sınırlı enerji ve zamanları olmasından kaynaklandığıdır. İş-aile
çatışması rol çatışmasının bir sonucudur. Bireyin yaptığı işlerin
aile ile ilgili sorumluluklarını yerine getirmesini engellemesi
sebebiyle meydana gelen veya işten aileye yönelik olan çatışma
türüne iş-aile çatışması adı verilmektedir (Öngel 2019, s.
17). Tanımlamaya göre; kişinin işinin gerektirdikleri onun kısıtlı
zamanı ve enerjisinden yoğun bir talepte bulunmakta ve kişi
aile ile ilgili sorumluluklarını yerine getiremediğinde (zaman,
gerilim ve davranış temelli çatışmalar olmak üzere) kişiyi
sıkıntıya sokan bir çatışma çıkmaktadır. Başka bir deyişle iş-aile
çatışması, iş ve aile alanlarındaki rollerin dengeli bir şekilde
yerine getirilememesinden kaynaklanır (Demircan ve Turunç
2017, s. 47).
Aşırı İş Yükü: Bir çalışanın belirli bir süre içerisinde yapması
gereken iş miktarı iş yükü olarak tanımlanmaktadır. İş yükünün
çalışanın vasıflarının üzerinde ve/veya işin gerekliliklerinin
dışında algılanması durumunda ise aşırı iş yükü algısı ortaya
çıkmaktadır. Aşırı iş yükü çalışanlar üzerinde stres sebebi olabilmektedir.
Yapılan çalışmalar bunun çalışan performansını
olumsuz etkilediğini ortaya koymaktadır. Fazla mesai, vardiya
usulü çalışma, görevin kişinin üstesinden gelemeyecek kadar
zor olması gibi durumlar bu kapsamda değerlendirilmektedir
(Çalışkan ve Bekmezci 2019, s. 386-387). Çalışanlar, günlük
yaşantılarında çatışmaya yol açmasından dolayı, çalışma saatleri
ile çalışma dışındaki saatlerin ayrımının ortadan kalkmasından
şikâyetçidirler. Bununla birlikte, yapılan çalışmalarda bu
ayrımın ortadan kalkması ve aşırı iş yükünün iş-aile çatışması ile
ilişkili olduğu sonucuna da ulaşılmaktadır (Kahraman ve Çelik
2018, s. 96).
İş Doyumu: Genellikle bir tutum değişkeni olarak ele alınan iş
doyumu kavramı kişinin yaptığı iş ile ilgili olarak memnuniyet
veya hoşnutsuzluk dereceleri olarak tanımlanabilir. Geçmişte,
iş doyumuna ihtiyaçların karşılanması perspektifinden yaklaşılmış
olmasına rağmen (işin çalışanın fiziksel ve psikolojik ihtiyaçlarını
karşılayıp karşılamadığı, örneğin; maaş vb.) günümüzde
çoğu araştırmacının, altta yatan ihtiyaçlardan ziyade bilişsel süreçlere odaklanmaya eğilimli olduğunu ifade etmek mümkündür.
Dolayısı ile iş doyumu ile ilgili literatür incelediğinde, iş
doyumunun “kapsam” ve “süreç” olarak iki farklı yaklaşımla ele
alındığı dikkat çekmektedir (Öngel 2019, s. 42-44). Çalışanların
iş doyumlarının grup ve örgüt faaliyetlerinin başarılı olması
açısından önemli olduğunu ifade etmek mümkündür (Çelikkalp
vd. 2019, s. 60). Bu çalışma, iş doyumu ve yaşam doyumunu
etkileyen faktörleri süreç yaklaşımı kapsamında ele almaktadır.
Yaşam Doyumu: Bilişsel düzeyde bir değerlendirme olan
yaşam doyumu, bireyin kendi kriterlerine göre yaşamını olumlu
değerlendirmesi olarak ifade edilmektedir. İçsel (kişilik, hedef
yönelimli olma, yetkinlik beklentisi, öz değer, benlik tasarımı
vb.) ve dışsal (bireyin kendisinin kolaylıkla değiştiremeyeceği
meslek, cinsiyet, sosyal statü, aile yapısı vb.) olmak üzere iki
ana grupta toplanan faktörler, kişinin yaşam doyumu ile ilgili
algılarını etkilemektedir. Yaşam doyumu, algısal ve yorumsal
temelli olması sebebi ile tutum olarak değerlendirilmektedir
(Avşaroğlu ve Koç 2019, s. 566).
Kavramlar Arası İlişkiler ve Hipotez Geliştirme
Akademisyenlerin iş amaçlı akıllı telefon kullanımı, aşırı iş yükü
ve iş-aile çatışmasının iş doyumu ve yaşam doyumuna etkisinin
tespit edilmesini amaçlayan bu çalışmada araştırmanın
hipotezlerinin oluşturulması için alanyazında yer alan önceki
çalışmalar incelenmiştir. Araştırmanın bağımsız değişkenlerinin
kendi aralarındaki ilişkiler bu çalışma kapsamında incelenmemekle
birlikte, değişkenlerin anlamlı bir bütünlük sağladığını
tespit edebilmek için alanyazında daha önce yapılmış çalışma
sonuçlarından faydalanılmıştır. Akıllı telefonların iş amaçlı kullanımının
iş-aile çatışması ile ilişkili olması Sınır Teorisi ile açıklanabilmektedir
(Ashforth vd. 2000; Derks vd. 2015). Çalışanların
iş sınırlarının telefonlar aracılığı ile esnemesi, çalışanların iş-aile
çatışması yaşama ihtimalini artırmaktadır. İş-aile çatışması ile
ilişkilendirilen diğer bir değişken ise aşırı iş yüküdür. Kahraman
ve Çelik (2018) tarafından yapılan çalışma sonuçlarına göre iş
yükü düzeyinin yüksek olarak algılanması çalışanların iş-aile
çatışması yaşama ihtimalini artırmaktadır. Alanyazında yer alan
çalışmalar incelendiğinde, akademik personellerin akıllı telefon
kullanımı, aşırı iş yükü ve iş aile çatışmalarının iş doyumu ve
yaşam doyumuna etkisini birlikte inceleyen yeteri kadar çalışmaya
rastlanamamıştır.
Yaşam doyumunu etkileyen iş faktörleri
Achour vd. (2013) tarafından yapılan araştırmada iş-aile çatışması
ve üst yönetim desteğinin kadın akademisyenlerin yaşam
doyumuna etkisinin incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırma
Malezya’da 300 kadın akademisyen ile gerçekleştirilmiştir.
Araştırma sonucunda iş-aile çatışmasının yaşam doyumunu
olumsuz yönde etkilediği, amir/yöneticinin desteğinin ise
yaşam doyumunu artırdığı sonucuna ulaşılmıştır. Dixon ve
Sagas (2007) tarafından yapılan araştırmada örgütün destek
seviyesi ve iş-aile çatışmasının akademisyenlerin iş ve yaşam
memnuniyetlerine etkisinin tespit edilmesi amaçlanmıştır.
Araştırmanın örneklemini 253 akademisyen oluşturmaktadır.
Araştırma sonucunda iş-aile çatışmasının iş ve yaşam doyumu
üzerinde olumsuz etkisi olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Mustafayeva
ve Bayraktaroğlu (2014) tarafından yapılan araştırmada iş-aile çatışması ile yaşam doyumu arasındaki ilişkilerin tespit
edilmesi amaçlanmıştır. Türkiye’den 122 ve İngiltere’den 100
akademisyen ile gerçekleştirilen çalışma sonucunda Türkiye’deki
akademisyenlerin İngiltere’deki akademisyenlere göre
daha yüksek düzeyde iş-aile çatışması yaşadıkları görülmüştür.
İngiltere’deki akademisyenlerin yaşadıkları iş-aile çatışmasının
yaşam doyumuna olumsuz şekilde etkide bulunduğu tespit
edilirken, Türkiye’deki akademisyenlerin iş-aile çatışmalarının
yaşam doyumu üzerine anlamlı bir etkisinin olmadığı sonucuna
ulaşılmıştır. Goh vd. (2015) tarafından yapılan araştırmada
yöneticilerin/amirlerin desteklerinin çalışanların iş yükü ve
yaşam doyumlarına etkisinde iş-aile çatışmasının rolünü incelenmiştir.
Araştırmada 135 çalışandan beş gün boyunca toplamda
810 anket toplanmıştır. Araştırma sonucunda iş yükünün
artışı ile iş-aile çatışmasının arttığı, buna bağlı olarak yaşam
doyumunun olumsuz yönde etkilendiği sonucuna ulaşılmıştır.
Ayrıca iş-aile çatışmasının yaşam doyumuna olumsuz etkisinin
yöneticilerin/amirlerin desteği ile azaldığı sonucuna ulaşılmıştır.
Deng ve Gao (2017) tarafından boş zaman deneyimi, iş-aile
çatışması, iş memnuniyeti, yaşam doyumu arasındaki ilişkilerin
tespit edilebilmesi amacıyla yapılan araştırmada 1706 çalışan
örneklem olarak belirlenmiştir. Araştırma sonucunda kadınların
yaşadıkları iş-aile çatışmasının yaşam doyumunu erkeklere
oranla daha çok azalttığı tespit edilmiştir. Ayrıca evlilerin
bekârlara oranla daha yüksek düzeyde iş-aile çatışmasına bağlı
olarak yaşam doyumunda düşme yaşadıkları tespit edilmiştir.
Son ve Chen (2019) tarafından yapılan araştırmada, akıllı telefonun
iş amaçlı kullanılışının yaşam tatmini ve iş stresi ile olan
ilişkisini tespit edebilmesi için 462 çalışan ile anket çalışması
yapılmıştır. Araştırma sonucunda akıllı telefon kullanımı ve akıllı
telefon kullanımından doğan iş yükü ile yaşam doyumu arasında
düşük düzeyde ilişkiler tespit edilmiştir. Yukarıda sunulan çalışmalardan
yola çıkarak, iş kaynaklı faktörlerin akademisyenlerin
yaşam doyumları üzerinde istatistiki olarak anlamlı bir etkiye
sahip olacağını düşünmek mümkündür. İş kaynaklı faktörlerin
yaşam doyumu üzerindeki etki hakkında oluşturulan hipotezler
şu şekildedir;
H1: İş faktörleri akademisyenlerin yaşam doyumları üzerinde
istatistiki olarak etkiye sahiptir.
H1a: İş amaçlı akıllı telefon kullanımı akademisyenlerin yaşam
doyumunu artırmaktadır.
H1b: İş yükü algısı akademisyenlerin yaşam doyumunu
azaltmaktadır.
H1c: İş arkadaşlarının desteğinin artması akademisyenlerin
yaşam doyumunu artırmaktadır.
H1d: İş-aile çatışması akademisyenlerin yaşam doyumunu
azaltmaktadır.
İş doyumunu etkileyen iş faktörleri
Kanbur (2018) tarafından yapılan çalışmada aşırı iş yükünün iş
doyumuna ve yaşam doyumuna etkisinde işe bağlı gerginliğin
aracılık rolünün tespit edilmesi amaçlanmıştır. Araştırmanın
örneklemini 1136 çalışan oluşturmaktadır. Araştırma sonucunda
aşırı iş yükü algısı iş doyumunu düşük düzeyde ve olumsuz
yönde etkilediği sonucuna ulaşılmıştır. Altahtooh (2018) tarafından yapılan araştırmada iş tatmini, aşırı iş yükü ve işten
ayrılma niyeti arasındaki ilişkiler tespit edilmeye çalışılmıştır.
Araştırmanın örneklemi bilgi teknolojileri alanında çalışan 56
kişiden oluşmaktadır. Araştırma sonucunda işten ayrılma niyeti
ile iş tatmini arasında orta düzeyde, negatif yönlü ve istatistiki
olarak anlamlı ilişkilerin var olduğu, aşırı iş yükü ile işten
ayrılma niyeti arasında düşük düzeyde pozitif yönlü bir ilişki
olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca aşırı iş yükü algısının iş tatmini
ile olumsuz yönde anlamlı ilişkide olduğu tespit edilmiştir. Ekici
vd. (2017) tarafından yapılan araştırmada hemşirelerin yaşadıkları
iş-aile çatışması ve aşırı iş yükünün iş tatmini ve işten
ayrılma niyetleri üzerindeki etkisinin tespit edilmesi amaçlanmıştır.
Araştırmada 98 hemşire örneklem olarak belirlenmiştir.
Araştırma sonucunda aşırı iş yükünün iş-aile çatışmasına neden
olduğu, işten elde edilen tatmin düzeyi arttıkça işten ayrılma
niyetini azalttığı ve iş-aile çatışmasının işten ayrılma niyetini
artırdığı sonucuna ulaşılmıştır. Chau (2019) çalışmasında iş
stresinin iş-aile çatışmasına, iş-aile çatışmasının iş tatminine
etkisini incelemiştir. Araştırma örneklemi 542 satış personelinden
oluşmaktadır. Araştırma sonucunda iş stresinin iş-aile
çatışması üzerinde düşük düzeyde etkisi bulunurken, iş memnuniyeti
üzerinde etkisi olmadığı, iş-aile çatışmasının iş tatmini
üzerinde düşük düzeyde etkili olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Pitichat (2013) tarafından yapılan araştırmada, iş yerinde akıllı
telefon kullanımının çalışanların etkinliğini artırmada iş tatminin
aracılık rolünü kavramsal bir model üzerinden açıklamıştır.
Akıllı telefonların iş yerlerinde sağladığı otonomi, ilişki ağı ve
bilgi paylaşımının iş tatminini artırdığı, iş tatmininin ise işin etkililiği
üzerinde olumlu katkıya sahip olduğu görüşü paylaşılmıştır.
Alanyazında yer alan çalışmaların sonuçları incelendiğinde,
iş kaynaklı faktörlerin çalışanların iş doyumu üzerinde istatistiki
olarak anlamlı şekilde bir etkiye sahip olması beklenmektedir.
Yapılan çıkarımdan hareketle araştırmanın hipotezleri şu şekilde
oluşturulmaktadır;
H2: İş faktörleri akademisyenlerin iş doyumları üzerinde istatistiki
olarak etkiye sahiptir.
H2a: İş amaçlı akıllı telefon kullanımı akademisyenlerin işin genel
yapısından elde ettikleri doyumunu artırmaktadır.
H2b: İş yükü algısı akademisyenlerin işin genel yapısından elde
ettikleri doyumunu azaltmaktadır.
H2c: İş arkadaşı desteği akademisyenlerin işin genel yapısından
elde ettikleri doyumunu artırmaktadır.
H2d: İş-aile çatışması akademisyenlerin işin genel yapısından
elde ettikleri doyumu azaltmaktadır.
H2e: İş amaçlı akıllı telefon kullanımı akademisyenlerin roldeğer
doyumunu artırmaktadır.
H2f: İş yükü algısı akademisyenlerin rol-değer doyumunu azaltmaktadır.
H2g: İş arkadaşı akademisyenlerin desteği rol-değer doyumunu
artırmaktadır.
H2h: İş-aile çatışması akademisyenlerin rol-değer doyumunu
azaltmaktadır.
H2ı: İş amaçlı akıllı telefon kullanımı akademisyenlerin amir ve
çalışanlarla ilişkilere bağlı doyumunu artırmaktadır.
H2j: İş yükü algısı akademisyenlerin amir ve çalışanlarla ilişkilere
bağlı doyumunu azaltmaktadır.
H2k: İş arkadaşı desteği akademisyenlerin amir ve çalışanlarla
ilişkilere bağlı doyumunu artırmaktadır.
H2l: İş-aile çatışması akademisyenlerin amir ve çalışanlarla ilişkilere
bağlı doyumunu azaltmaktadır.
H2m: İş amaçlı akıllı telefon kullanımı akademisyenlerin işin doğasından
elde ettikleri doyumu artırmaktadır.
H2n: İş yükü algısı akademisyenlerin işin doğasından elde ettikleri
doyumu azaltmaktadır.
H2o: İş arkadaşı desteği akademisyenlerin işin doğasından elde
ettikleri doyumu artırmaktadır.
H2p: İş-aile çatışması akademisyenlerin işin doğasından elde ettikleri
doyumu azaltmaktadır. |
Başa Dön
Öz
Giriş
Materyal ve Metod
Bulgular
Tartışma
Kaynaklar
|
|
Araştırmanın Amacı ve Önemi
Akademisyenler birden fazla rolü (araştırmacı, idari görevler,
öğretici, eş, kardeş, ebeveyn vs.) aynı anda gerçekleştiren kişilerdir.
Son yıllarda teknolojinin gelişmesine bağlı olarak akıllı
telefonların iş-sosyal hayat sınırlarını bulanıklaştırmaktadır.
Akademisyenlerin farklı rollere sahip olmalarına bağlı olarak iş
yükleri artmakta ve bu artış sebebiyle iş-aile çatışmaları yaşanmaktadır.
Çalışmanın amacı, akademisyenlerin iş amaçlı akıllı
telefon kullanımları, aşırı iş yükü algıları ve iş-aile çatışmalarının
yaşam doyumlarına ve iş doyumlarına nasıl etki ettiğinin
tespit edilmesidir. Araştırma sonunda elde edilecek bulgular,
akademisyenlerin iş amaçlı akıllı telefon kullanımına olan yaklaşımlarının,
iş yükleri ve iş arkadaşı desteği algılarının, iş-aile
çatışması yaşama düzeylerinin, işten ve yaşamdan sağladıkları
doyum üzerinde meydana getirdiği değişimi tespit etmek
açısından önemlidir. Ayrıca çalışanların örgütsel açıdan taklit
edilemez bir yeteneği ifade ettiği düşünüldüğünde, işinde ve
yaşamında doyum sağlayabilen çalışanlar, bireysel ve örgütsel
açıdan daha iyi sonuçlar ortaya koyabilecek ve taklit edilmesi
zor çıktılar sunabileceklerdir. Söz konusu unsurlar göz önüne
alındığında akademik personellerin doyumlarını etkileyen iş
kaynaklarının belirlenmesi önemlidir. Araştırma, söz konusu
eksikliğin kısmen de olsa giderilmesi açısından önemlidir.
Araştırmanın Örneklemi
Akademisyenler idari görevler, ders verme, bilimsel araştırmalar
yapma gibi birçok görevi rutin olarak gün içerisinde gerçekleştirebilen
kişilerdir. Akademisyenlerin birçok görev arasında
sürekli geçiş hâlinde olması, görev dinamiklerinin birden fazla
içeriğe sahip olması, iş ve iş dışı yaşam sınırlarının görece olarak
bulanık olmasının, akademisyenlerin iş ve yaşam koşullarını
etkilediği düşünülebilir. Akıllı telefonların iş amaçlı kullanımı,
çoklu görevler arasında hızlı şekilde geçiş yapmak durumunda
olan akademisyenlerin iş yükünü artırabilirken, aynı zamanda
işle ilgili süreçlerin daha hızlı olmasını da sağlayabilmektedir.
Bahsedildiği üzere, iş ve iş dışı yaşantının sınırlarının net olarak
çizilemediği akademik yaşamda çatışmalar ortaya çıkabilmekte,
söz konusu durumlar akademisyenlerin iş ve yaşam doyumunu
olumlu ya da olumsuz etkileyebilmektedir. Yukarıda yer
alan çıkarımlardan hareketle araştırmanın evreni Türkiye’deki
yükseköğretim kurumlarında görevli akademik personel olarak
belirlenmiştir. Katılımcılara ulaşmak için online anket kullanılmıştır.
Anketler 29.03.2019-06.04.2019 tarihleri arasında
toplanmıştır. Araştırmada örneklemin belirlenmesinde Hair
vd., (2014) tarafından uygun görülen madde başına en az 5
örneklem ve toplamda en az 200 örneklem kriteri göz önüne
alınmıştır. Dört farklı şehirdeki (İstanbul, İzmir, Ankara ve
Kahramanmaraş) 10 üniversiteden (1 vakıf myo, 3 devlet üniversitesi,
6 vakıf üniversitesi) akademik personele ulaşılmıştır.
Araştırmada kullanılan 51 maddelik anket için gerekli olan
255 örneklem kriterine karşılık 500 akademik personele anket
formu iletilmiştir. Akademisyenlerden 420 tanesi olumlu dönüş
sağlamıştır. Yanıt alınan 7 formun uygun doldurulmadığı tespit
edilmiştir ve 413 kişilik örnekleme ulaşılmıştır. Araştırmada
örnekleme ulaşmada ise kolayda örneklem tekniği kullanılmıştır.
Kurtuluş (2011)’a göre kolayda örneklem tekniği örnekleme
ulaşmada maliyet ve hız açısından kolaylık sağlamaktadır.
Araştırmada Kullanılan Yöntem ve Ölçekler
Araştırmada beş farklı ölçek kullanılmıştır. İş amaçlı akıllı
telefon kullanımı ölçeği Venkatesh vd. (2003) tarafından oluşturulmuş,
Park ve Chen (2007) tarafından uyarlanmış ve Ada
ve Tatlı (2013) tarafından Türkçeleştirilmiştir. Ölçeğin içeriği iş
amaçlı olarak akıllı telefon kullanımı ile ilgili olumlu ifadeleri
içeren 4 madde ve tek boyuttan oluşmaktadır. Araştırmada
kullanılan aşırı iş yükü ölçeği Brown ve Peterson (1994), Turgut
(2011), Çuhadar ve Gencer (2016) tarafından oluşturulmuştur.
Ölçeğin son şeklinde 12 madde yer almaktadır. İlk 8 madde iş
yükü algısını oluşturan olumsuz ifadelerden oluşurken, 4 ifade
ise iş arkadaşlarının desteğini içeren olumlu ifadelerden oluşmaktadır.
İş-aile çatışması Netemeyer vd., (1996) tarafından
oluşturulmuş ve Efeoğlu (2006) tarafından Türkçeleştirilmiştir.
Ölçekte yer alan 10 maddeden 5 tanesi iş-aile çatışması, 5 tanesi
ise aile-iş çatışmasını ölçmeye yöneliktir. Ölçekte yer alan
maddeler tamamen olumsuz ifadelerden oluşmaktadır. Yaşam
doyumu ölçeği Diener vd. (1985) tarafından oluşturulmuş ve
Yetim (1991) tarafından Türkçeleştirilmiştir. Ölçek 5 maddeden
ve tek boyuttan oluşmaktadır. Ölçekte yer alan maddeler olumlu
ifadelerden oluşmaktadır. İş doyumu ölçeği Weiss vd., (1967)
tarafından oluşturulmuştur. Dikili (2012) tarafından kullanılan
ölçek 20 maddeden oluşmaktadır. Ölçeğin boyutlandırılmasında
Martins ve Proença (2012)’nın sınıflandırması (işin genel
yapısı, işin doğası, rol-değer ve amir/çalışan açısından doyum)
esas alınmaktadır. Ölçeklerin tamamı anket formunda 5’li likert
(1=kesinlikle katılmıyorum/5=Kesinlikle katılıyorum) olarak
kullanılmıştır. Elde edilen verilerin analizinde SPSS 25 paket
programı aracılığı ile ilk etapta faktör ve güvenilirlik analizleri
uygulanmıştır. Daha sonra tanımlayıcı istatistikler, korelasyon
ve regresyon analizleri gerçekleştirilmiştir.
Araştırmanın Kavramsal Modeli
Kavramsal modeldeki iş amaçlı akıllı telefon kullanımı, aşırı iş
yükü (iş yükü ve iş arkadaşı desteği) ve iş-aile çatışması bağımakadesız
değişkenleri temsil etmektedir. Yaşam doyumu ve iş doyumu
(işin genel yapısı, rol-değer doyumu, amir/çalışan ilişkileri
ve işin doğası) ise bağımlı değişkeni ifade etmektedir.
|
Başa Dön
Öz
Giriş
Materyal ve Metod
Bulgular
Tartışma
Kaynaklar
|
|
Araştırmada kullanılan ölçüm araçlarının araştırmaya uygunluğunun
test edilebilmesi için faktör analizi kullanılmıştır. Faktör
analizinde Hair vd. (2014) tarafından uygun görülen kriterler
esas alınmıştır. Bu kriterlerde sınır değerler şu şekildedir; KMO
örneklem yeterliliği ölçütü; 0,700 ve üzeri, Bartlett küresellik
test; 0,000≤0,050, faktörlerde yer alan maddelerin yükleri;
0,40 ve üzeri, açıklanan toplam varyans; en az %50 ve üzeridir.
Verilerin analizi normal dağılım varsayımına dayalı olarak
yapılmıştır. Normallik varsayımının test edilmesinde Kolmogrow-
Smirnov ve Shapiro-Wilk testleri kullanılmıştır. Kolmogrow-
Smirnov testi istatistikleri 0,150 ile 0,073 arasında,
Shapiro-Wilk testi istatistikleri ise 0,932 ile 0,985 arasındadır.
Elde edilen normallik değerlerinin p ≤0,05 düzeyinde anlamlı
olmasından dolayı çarpıklık ve basıklık değerleri incelenmiştir.
Değişkenlerin çarpıklık değerleri çarpıklık değerleri +649 ile
-774 arasında, basıklık değerleri ise, +420 ile -873 arasında
değişmektedir. Çarpıklık ve basıklık değerlerinin +1,5 ve -1,5
arasında olduğu görülmüştür. Tabachnick ve Fidell (2013) ile
George ve Mallery (2010) çarpıklık ve basıklık değerlerinin söz
konusu aralıkta olması ile verilerdeki normal dağılımın varsayılacağını
öngörmektedirler. Çarpıklık ve basıklık değerlerinin
-1,5 ile +1,5 arasında yer alıyor olması ile normal dağılım ön
şartına sahip analizler gerçekleştirilebilir.
Faktör Analizi ve Güvenilirlik Analizi Sonuçları
Ölçeklerin faktör değerleri Tablo 1’de yer almaktadır. Söz konusu
değerler incelendiğinde tüm ölçeklerin sınır değerler olarak
belirlenmiş olan KMO örneklem yeterliliği ölçütü; 0,700 ve
üzeri, Bartlett küresellik test; 0,000≤0,050, faktörlerde yer alan
maddelerin yükleri; 0,40 ve üzeri, açıklanan toplam varyans; en
az %50 ve üzeri olmak kriterlerine uygun olduğu görülmektedir.
Aşırı iş yükü ölçeği iki faktöre dağılım göstermektedir. İlk
faktör iş yükü boyutunu temsil ederken, ikinci faktör iş arkadaşlarının
desteği boyutunu temsil etmektedir. Boyutlardaki
maddelerin faktör yüklerinin ≥0,40 üzerinde olmasına bağlı
olarak boyut dağılımı uygun olarak değerlendirilmektedir. Aşırı
iş yükü ölçeğinde yer alan “Bazen iş hayatımla ilgili meseleler
yüzünden hayal kırıklığı yaşadığım olur” ifadesi faktör dağılımı sağlamaması ve diğer maddelerle çok düşük düzeyde ilişkili
olmasından dolayı araştırma kapsamından çıkarılmıştır. İş-aile
çatışması ölçeği iki faktöre dağılım göstermiştir. Birinci faktör
iş-aile çatışması boyutunu temsil ederken, ikinci faktör aile-iş
çatışması boyutunu temsil etmektedir. Boyutların faktör yüklerinin
≥0,40 üzerinde olmasına bağlı olarak boyut dağılımı uygun
olarak değerlendirilmektedir. İş tatmini ölçeğinin 4 faktöre
ayrıldığı görülmektedir. Tüm boyutlar 3 ve daha fazla maddeden
oluşmaktadır. Boyutların faktör yüklerinin ≥0,40 olduğu
görülmektedir. Alanyazında ilk boyut işin genel yapısı, ikinci
boyut rol-değer açısından tatmin, üçüncü boyut amir/çalışan
ilişkileri dördüncü boyut ise işin doğası şeklinde adlandırılmaktadır.
Ölçeğin boyutlandırması Martins ve Proença (2012)’nın
sınıflandırması ile uyumludur.
Ölçüm araçlarının güvenilirlik seviyesinin belirlenmesinde
Cronbach Alpha katsayısı kullanılmıştır. Cronbach Alpha katsayısının
sınır değeri olarak Hair vd. (2014)’nin kabul ettiği en az
“0,600” kriteri esas alınmaktadır.
Tablo 2’de her bir ölçek ve alt ölçeğin güvenilirlik değerleri,
madde sayıları ve ölçek güvenilirlik ölçütleri yer almaktadır.
Ölçeklerin güvenilirlik değerleri Hair vd. (2014)’nin kabul ettiği
en az “0,600” kriterini sağlar nitelikte olduğundan dolayı,
ölçeklerin araştırmada kullanılması açısından bir engel bulunmamaktadır.
Katılımcıların Tanımlayıcı Özellikleri
Araştırmanın örnekleminin özellikleri incelendiğinde; akademisyenlerin %60,5’i vakıf üniversitelerinde, %15,7’si devlet üniversitelerinde
ve %23,8’i ise vakıf meslek yüksekokulunda görev
almaktadır. Akademisyenlerin %42,6’sı idari göreve sahipken,
%57,4’ü ise idari herhangi bir göreve sahip değildir. Günlük
internet kullanımı bilgileri incelendiğinde; akademisyenlerin
%21,5’i 0-2 saat arasında, %52,1’i 3-5 saat arasında, %19,4’ü
6-8 saat arasında ve %7’si 9 saat ve üzerinde internet kullanımı
gerçekleştirdiğini ifade etmektedir. İnternet kullanımının
içerisinde internet gerektiren tüm uygulamalar yer almaktadır.
Araştırmaya katılan akademisyenlerin %21,1’i öğretim görevlisi,
%9,7’si araştırma görevlisi, %26,9’u doktor öğretim üyesi,
%12,1’i doçent, %13,3’ü profesör ve %16,9’u diğer (okutman,
eğitim planlama, koordinatör vb.) akademik personellerdir.
Akademisyenlerin %68’i evli, %31,2’si bekârlardan oluşurken,
%0,8’i ise medeni durumu hakkında bilgi vermemiştir. Ayrıca
akademisyenlerden %49,6’sı kadın, %50,1’i erkektir. Katılımcıların
%0,3’ü ise cinsiyet belirtmemiştir. Son olarak araştırma
kapsamındaki tüm akademisyenler akıllı telefon, dizüstü bilgisayar
veya masaüstü bilgisayar kullanan kişilerdir. Genel olarak
elde edilen sonuçlar incelendiğinde devlet üniversitelerinden
akademisyen katılımı düşüktür. Katılımcıların yaklaşık yarısı idari
görevi olan akademisyenlerden oluşmaktadır. Katılımcıların
idari görevlerinin varlığı, araştırmanın “iş yükü” “iş amaçlı akıllı
telefonu aktif kullanma” ve “iş-aile çatışması” bağımsız değişkenlerinin
varsayımları açısından önemlidir. Katılımcıların çok
büyük bir kısmı günlük internet kullanımının üç saat ve üzerinde
olduğunu belirtmiştir. Teknolojik cihaz ve internet kullanım
alışkanlıkları akademisyenlerin akıllı telefon kullanımına bakış
açılarını göstermesi açısından önemlidir. Akademisyenlerin çok
büyük bir kısmının evli kişilerden oluşması ayrıca iş-aile çatışması
ile ilgili bulguların anlamlılığı açısından önemlidir.
Ölçeklerin Tanımlayıcı İstatistikleri
Araştırmada kullanılan ölçekler ve alt boyutlarına ait tanımlayıcı
istatistikler incelendiğinde; iş amaçlı akıllı telefon kullanım
seviyesinin yüksek düzeyde olduğu (4,01) görülmektedir. Katılımcıların
iş yüklerinin yoğun ve karmaşa barındıran bir yapıda
olduğunu düşündükleri (4,04), iş arkadaşlarının yardımcı olma
eğilimini ise orta düzey (3,43) olarak gördükleri tespit edilmiştir.
İş-aile çatışması hakkında katılımcı görüşleri incelendiğinde;
bireylerin işlerinin ailelerine yeteri kadar zaman ayırmalarına
engel olma-olmama konusunda kararsız (3,03) oldukları sonucuna ulaşılmaktadırlar. Ancak aileden kaynaklı olarak iş hakkında
problem yaşamadıkları (2,23) görülmektedir. Katılımcıların
yaşam doyum seviyeleri incelendiğinde; yüksek düzeye yakın
bir seviyede (3,33) görüş belirttikleri görülmektedir. İş doyumunun
boyutları açısından çalışan görüşleri incelendiğinde;
katılımcılar işin genel yapısı (3,59), rol-değer doyumu (4,06),
işin doğası (3,61) açısından memnuniyet belirtirken, amir/
çalışanlarla ilişkiler (3,20) açısından ise kararsız seviyede görüş
belirtmektedirler.
Korelasyon ve Regresyon Analizi Sonuçları
Korelasyon analizi sonuçları Tablo 3’te yer almaktadır. Korelasyon
analizi sonucunda iş amaçlı akıllı telefon kullanımı ile çalışanların
iş yüklerinin çokluğu arasında düşük düzeyde pozitif
yönlü ilişki olduğu tespit edilmiştir. İş arkadaşlarının desteği ile
iş amaçlı akıllı telefon kullanımı arasında çok düşük düzeyde ve
pozitif yönlü ilişki tespit edilmiştir. İş aile çatışması ile iş yükü
algısı arasında orta düzeyde ve pozitif yönlü, iş arkadaşlarının
desteği ile ise çok düşük düzeyde negatif yönlü ilişki olduğu
tespit edilmiştir. Yaşam doyumu ile iş yükü algısı arasında
ters yönde ve çok düşük düzeyde ilişki olduğu görülürken, iş
arkadaşlarının desteği ile düşük düzeyde ve pozitif yönlü, iş aile
çatışması ile negatif yönlü ve düşük düzeyde anlamlı ilişkiler
tespit edilmiştir. İşin genel yapısı ile iş amaçlı akıllı telefon
kullanımı arasında çok düşük düzeyde pozitif yönlü, iş yükü ile
çok düşük düzeyde negatif yönlü, iş arkadaş desteği ile düşük
düzeyde pozitif yönlü iş aile çatışması ile düşük düzeyde ve
negatif yönlü, yaşam doyumu ile orta düzeyde pozitif yönlü
anlamlı ilişkiler tespit edilmiştir. Çalışanların rol-değer uyumları
ile iş arkadaş desteği arasında çok düşük düzeyde pozitif
yönlü, iş-aile çatışması ile çok düşük düzeyde negatif yönlü,
yaşam tatmini ile orta düzeyde ve pozitif yönlü anlamlı ilişkiler
tespit edilmiştir. İş ortamındaki amirlerle ve çalışanlarla ilişkiler
boyutu ile iş amaçlı akıllı telefon kullanımı arasında çok düşük
düzeyde pozitif yönlü, iş arkadaşlarının desteği ile orta düzeyde
pozitif yönlü, iş-aile çatışması ile düşük düzeyde negatif yönlü
ve yaşam doyumu ile düşük düzeyde pozitif yönlü ilişkiler tespit
edilmiştir. İşin doğasından elde edilen tatmin ile iş amaçlı akıllı
telefon kullanımı arasında çok düşük düzeyde pozitif yönlü, iş
yükü ile çok düşük düzeyde negatif yönlü, iş aile çatışması ile
düşük düzeyde negatif yönlü ilişkiler tespit edilirken, yaşam
doyumu ile ise orta düzeyde pozitif yönlü anlamlı ilişkiler tespit olaedilmiştir.
Ayrıca yaşam doyumu ve iş doyumunun alt boyutları
arasında anlamlı ilişkiler tespit edilmiştir. Elde edilen ilişkiler
alanyazın ile uyumluluk göstermektedir. Araştırmada kullanılan
değişkenlerin arasında anlamlı ilişkiler olmasına bağlı olarak
regresyon analizi yapılmıştır. Aralarında anlamlı ilişkiler tespit
edilmeyen değişkenler regresyon analizine dâhil edilmemiştir.
Katılımcıların yaşam doyumlarının açıklama düzeylerini tespit
etmek amacıyla yapılan regresyon analizi sonucunda elde edilen
bulgular Tablo 4’te yer almaktadır. Bağımsız değişkenler ile
yaşam doyumu arasındaki ilişki (R=0,373) düşük düzeydedir.
Ayrıca iş yükü algısı, iş arkadaşlarının iş ile ilgili desteği ve iş-aile
çatışmasının yaşam doyumunu açıklama düzeyi (düzenlenmiş
R2= 0,133) %13,3 olarak tespit edilmiştir. Anova değeri incelendiğinde
modelin açıklama düzeyi (anlamlılık: 0,000≤0,050)
istatistiki olarak anlamlıdır. Katsayılar kısmı incelendiğinde iş
yükü algısının çalışanların yaşam doyumu üzerinde anlamlı bir etkisinin olmadığını görülmektedir. Çalışanların iş arkadaşlarının
desteği, çalışanların yaşam doyumlarını olumlu yönde
etkilemektedir. İş-aile çatışması ise çalışanların yaşam doyumunu
olumsuz yönde etkilemektedir. İş arkadaşlarının desteği
ve iş-aile çatışması bağımsız değişkenlerinin yaşam doyumunu açıklama düzeyleri şeklinde
formüle edilebilir.
Çalışanların genel iş yapısından kaynaklı doyumlarının açıklama
düzeyini tespit etmek amacıyla yapılan regresyon analizi
sonucunda elde edilen bulgular Tablo 5’te yer almaktadır.
Bağımsız değişkenler ile işin genel yapısından kaynaklı doyum
arasındaki ilişki (R=0,384) düşük düzeydedir. İş amaçlı akıllı
telefon kullanımı, iş yükü algısı, iş arkadaşlarının desteği ve iş
aile çatışmasının çalışanların işin genel yapısından elde ettikleri
doyumu açıklama düzeyi (düzenlenmiş R2= 0,139) %13,9 olarak tespit edilmiştir. Anova değerleri incelendiğinde modelin
açıklama düzeyi (anlamlılık: 0,000≤0,050) istatistiki olarak
anlamlıdır. Katsayılar kısmı incelendiğinde iş yükü algısının
çalışanların işin genel yapısından kaynaklı olarak elde ettikleri
doyum üzerinde anlamlı bir etkisinin olmadığını görülmektedir.
İş amaçlı akıllı telefon kullanımı ve iş arkadaşlarının desteği
çalışanların işin genel yapısından kaynaklı olarak elde ettikleri
doyumu olumlu yönde etkilemektedir. İş-aile çatışması ise
çalışanların işin genel yapısından kaynaklı olarak elde ettikleri
doyumu olumsuz yönde etkilemektedir. İş amaçlı akıllı telefon
kullanımı, iş arkadaşı desteği ve iş aile çatışmasının, işin genel
yapısından kaynaklı olarak elde edilen tatmini açıklama düzeyleri
şeklinde formüle edilebilir.
Çalışanların rol-değer doyumu açıklama düzeyini tespit etmek
amacıyla yapılan regresyon analizi sonucunda elde edilen
bulgular Tablo 6’da yer almaktadır. İş arkadaşı desteği ve
iş-aile çatışması bağımsız değişkenleri ile rol-değer doyumu
arasındaki ilişki (R=0,212) düşük düzeydedir. İş arkadaşlarının
desteği ve iş aile çatışmasının çalışanların rol-değer doyumlarını
açıklama düzeyi (düzenlenmiş R2= 0,040) %4,0 olarak tespit
edilmiştir. Anova değerleri incelendiğinde modelin açıklama
düzeyi (anlamlılık: 0,000≤0,050) istatistiki olarak anlamlıdır.
Katsayılar incelendiğinde iş arkadaşlarının desteği çalışanların
rol-değerden kaynaklı olarak elde ettikleri doyumu olumlu
yönde etkilemektedir. İş-aile çatışması ise çalışanların roldeğerden
kaynaklı olarak elde ettikleri doyumu olumsuz yönde
etkilemektedir. İş arkadaşlarının desteği ve iş-aile çatışmasının
rol-değerden kaynaklı olarak elde edilen doyumu açıklama

Çalışanların amirler ve çalışanlarla olan ilişkilerinden kaynaklı
doyumlarının açıklama düzeyini tespit etmek amacıyla yapılan
regresyon analizi sonucunda elde edilen bulgular Tablo 7’de yer
almaktadır. Değişkenler arasında ortaya çıkan ilişki (R=0,524)
orta düzeydedir. İş arkadaşlarının desteği ve iş-aile çatışmasının
çalışanların amir ve çalışanlarla olan ilişkilerden elde ettikleri
doyumu açıklama düzeyi (düzenlenmiş R2= 0,269) %26,9 olarak
tespit edilmiştir. Anova değerleri incelendiğinde modelin açıklama
düzeyi (anlamlılık: 0,000≤0,050) istatistiki olarak anlamlıdır.
Katsayılar incelendiğinde iş arkadaşlarının desteği çalışanların
amirler ve iş arkadaşlarıyla ilişkilerden kaynaklı olarak elde
ettikleri doyumu olumlu yönde etkilemektedir. İş-aile çatışması
ise çalışanların amir/çalışan ilişkilerinden elde ettikleri doyumu
olumsuz yönde etkilemektedir. İş arkadaşlarının desteği ve
iş-aile çatışmasının amir/çalışan ilişkisinden elde edilen doyumu
açıklama düzeyleri

Çalışanların işin doğasından kaynaklı olarak elde ettikleri doyumun
açıklama düzeyini tespit etmek amacıyla yapılan regresyon
analizi sonucunda Tablo 8’de yer almaktadır. Değişkenler
arasında ortaya çıkan ilişki (R=0,262) düşük düzeydedir. Çalışanların
yaşadıkları iş-aile çatışması, iş yükü algısı ve iş amaçlı
akıllı telefon kullanımlarının işin doğasından kaynaklı olarak
elde ettikleri doyumu açıklama düzeyi (düzenlenmiş R2= 0,269)
%26,9 olarak tespit edilmiştir. Anova değerleri incelendiğinde
modelin açıklama düzeyi (anlamlılık: 0,000≤0,050) istatistiki
olarak anlamlıdır. Katsayılar incelendiğinde iş amaçlı akıllı
telefon kullanımının kişilerin işin doğasından kaynaklı olarak
elde ettikleri doyumu olumlu yönde etkilediği görülmektedir.
İş-aile çatışması ise çalışanların işin doğasına bağlı olarak elde
ettikleri doyumu olumsuz yönde etkilediği görülmektedir. İş
yükü algısının ise işin doğasından elde edilen doyumu açıklama
düzeyi istatistiki olarak anlamlı değildir. İş-aile çatışmasının ve
iş amaçlı akıllı telefon kullanımının işin doğasından elde edilen

 Büyütmek İçin Tıklayın |
Tablo 8: İşin Doğasıyla İlgili Doyumun Bağımsız Değişkenler Tarafından Açıklanma Düzeyi |
Araştırmada kullanılan hipotezlerin kabul ve red durumları şu
şekilde gerçekleşmiştir;
|
Başa Dön
Öz
Giriş
Materyal ve Metod
Bulgular
Tartışma
Kaynaklar
|
|
Araştırma akademisyenlerin iş amaçlı akıllı telefon kullanımları,
aşırı iş yükleri ve iş-aile çatışmalarının yaşam doyumu ve
iş doyumlarına etkisinin tespit edilmesini amaçlamaktadır.
Yaşam doyumu ve iş doyumu hakkındaki alanyazın oldukça
geniş olmakla birlikte, akademisyenlerin iş doyumları ve yaşam
doyumlarını etkileyen faktörler olma açısından iş amaçlı akıllı
telefon kullanımı, aşırı iş yükü ve iş-aile çatışmasını açıklayan
yeteri kadar çalışmaya ulaşılamamaktadır. Araştırmada iş
amaçlı akıllı telefon kullanımı, aşırı iş yükü ve iş-aile çatışması
arasındaki ilişkiler ve ilişkilerin yönü, söz konusu değişkenlerin
iş doyumu ve yaşam doyumuna etkisinin tespit edilmesi amacıyla
bir dizi analiz gerçekleştirilmiştir. İlk olarak ölçüm araçlarının
araştırma için uygunluğunun test edilebilmesi amacıyla
faktör analizi ve güvenilirlik analizleri gerçekleştirilmiştir.
Analizler sonucunda ölçüm araçlarının araştırmada kullanılmasının
uygun olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Akademisyenlerin
tanımlayıcı özellikleri incelendiğinde çoğunluğu vakıf yükseköğretim
kurumlarında görev alan kişilerdir. Akademisyenlerin
yaklaşık yarısının idari görevi bulunmaktadır. İdari göreve sahip
olunması iş yükünün artması ve iş amaçlı akıllı telefon kullanımı
için önemli bir unsur olabilmektedir. Akademisyenlerin tamamı
akıllı telefon ve bilgisayar sahipliği olan kişilerdir. Kadın ve erkek
akademisyen sayıları yakın düzeydedir. Ayrıca akademisyenlerin
büyük çoğunluğu evlidir. Evli akademisyen sayısının yüksek
olması iş-aile çatışması ile ilgili bulguların anlamlandırılması
açısından önemli olabilir. Araştırmada kullanılan ölçeklerde
yer alan maddelere akademisyenlerin verdikleri cevapların
ortalamaları incelendiğinde; akademisyenlerin iş amaçlı akıllı
telefon kullanımı oldukça yüksektir. Ayrıca akademisyenler
iş amaçlı akıllı telefon kullanımına oldukça olumlu bir bakış
açısına sahiptir. Akademisyenlerin aşırı iş yükü algıları incelendiğinde;
iş yükü boyutuna verilen cevapların ortalaması
yüksektir. Akademisyenlerin iş yüklerinin fazla olduğu, aynı
anda çok fazla iş yaptıklarını ve yoğun bir çalışma temposunda
olduklarını düşündükleri tespit edilmiştir. Akademisyenler iş
arkadaşlarından yeterli düzeyde destek aldıkları görüşündedir.
Akademisyenlerin işlerinden kaynaklı olarak yaşadıkları aile
problemleri ile ilgili ifadelere kararsız düzeyde katılım gösterdikleri
tespit edilmiştir. Akademisyenlerin net olarak iş-aile
çatışması yaşamadıkları ifade edilebilir. Akademisyenlerin
yaşam doyumları incelendiğinde, kararsızlık seviyesinin biraz
üzerinde katılım gösterdiklerini ifade etmek mümkündür. İş
doyumu açısından elde edilen ortalamalarda ise amir/çalışan
ilişkileri boyutunda kararsız bir katılım düzeyi görülürken, işin
genel yapısından elde edilen doyum, rol-değer doyumu ve işin
doğasından elde edilen doyum seviyelerinin yüksek olduğunu
ifade etmek mümkündür.
Korelasyon analizi sonucunda değişkenler arasında anlamlı
ilişkilerin olmasına bağlı olarak regresyon analizi yapılmıştır.
Regresyon analizi sonucunda; yaşam doyumunu etkileyen
faktörlerin iş arkadaşlarının desteği ve iş-aile çatışması olduğu
tespit edilmiştir. İş arkadaşlarının iş ile ilgili destekleri akademisyenlerin
yaşam doyumunun artmasını sağlarken, iş-aile
çatışması ise akademisyenlerin yaşam doyumlarını azaltmaktadır.
Ancak iş arkadaşlarının desteği ve iş-aile çatışmasının yaşam
doyumuna etkisi düşük düzeydedir. İş-aile çatışmasının yaşam
doyumuna etkisi ile ilgili bulgular Achour vd. (2013) tarafından
yapılan araştırma ile benzerdir. İş arkadaşları desteğinin yaşam
doyumuna etkisi ise Arslan ve Acar (2013), Filiz (2014), Mustafayeva
ve Bayraktaroğlu (2014), Goh vd. (2015), Deng ve Gao
(2017) tarafından yapılan araştırmanın sonuçları ile benzerlik
göstermektedir.
İşin genel yapısından kaynaklı olarak elde edilen doyumu etkileyen
faktörler iş amaçlı akıllı telefon kullanımı, iş arkadaşlarının
desteği ve iş-aile çatışmasıdır. Akademisyenlerin iş amaçlı
akıllı telefon kullanımı ve iş arkadaşlarının desteği işin genel
yapısından elde edilen doyumu artırmaktadır. İş-aile çatışması
ise işin genel yapısından elde edilen doyumun azalmasına
neden olmaktadır. Elde edilen sonuç açısından incelendiğinde
akademisyenlerin yaptıkları görevlerin yapısal özellikleri aile
ile ilgili yaşantıda olumsuzluklara sebep olurken, akıllı telefon
kullanımı ve iş arkadaşlarının desteği akademisyenlerin doyum
düzeylerini artırmaktadır. İş arkadaşlarının desteği ve iş-aile
çatışmasının genel iş yapısından elde edilen doyumu açıklama gücü düşüktür. Rol-değer doyumunu etkiyen faktörler iş
arkadaşlarının desteği ve iş-aile çatışmasıdır. İş arkadaşlarının
desteği akademisyenlerin mesleğe özgü roller ve değerlerden
elde edilen doyumun artmasını sağlamaktadır. İş-aile çatışması
ile mesleğe özgü roller ve değerlerle uyuşmamakta ve doyum
düzeyini azaltmaktadır. Ancak iş arkadaşlarının desteği ve
iş-aile çatışmasının rol ve değerlerden elde edilen doyumu
açıklama gücü (%4) çok düşüktür. İş arkadaşlarının desteği ve
iş-aile çatışmasının rol-değer uyumuna etkisinin yapılacak çalışma
ve faaliyetlerde göz önünde bulundurulması elde edilecek
sonuçların netliği açısından önemlidir. Amir/çalışan ilişkilerinden
elde edilen doyumu etkileyen faktörler iş arkadaşlarının
desteği ve iş-aile çatışmasıdır. İş arkadaşlarının desteği amirler
ve çalışanlarla olan ilişkilerden elde edilen doyumun seviyesini
artırmaktadır. Ancak iş-aile çatışması akademisyenlerin amir ve
çalışanlarla olan ilişkilerinden elde ettikleri doyumu azaltmaktadır.
Akademisyenlerin iş arkadaşları ve amirleri, iş ortamındaki
ast üst ilişkilerinin olumsuz olması, akademisyenlerin iş-aile
çatışmasının sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. İşin doğasından
elde edilen doyumu etkileyen faktörler iş-aile çatışması ve iş
amaçlı akıllı telefon kullanımıdır. Akademisyenlerin yaşadıkları
iş-aile çatışmaları işin sağladığı özgürlük, meşguliyet ve yenilik
hissini azaltmaktadır. İş amaçlı akıllı telefon kullanımı ise işin
doğasından kaynaklı doyumu artırmaktadır. Ancak iş-aile çatışması
ve iş amaçlı akıllı telefon kullanımının işin doğasından
dolayı elde edilen doyumu açıklama düzeyi (%6,2) çok düşüktür.
Elde edilen açıklama düzeyi işin doğasından elde edilen
doyum hakkında sağlıklı yorumlar yapmayı engellemektedir.
Araştırmada elde edilen sonuçlar Arslan ve Acar (2013), Filiz
(2014), Dixon ve Sagas (2007), Baeriswyl vd. (2016), Ekici vd.
(2017), Chau (2019) tarafından yapılan araştırmalar ile uyumludur.
Kurulan modelde iş yükünün yaşam doyumu ve iş doyumuna
anlamlı bir etkisinin olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. İş yükünün
anlamlı bir etkiye sahip olmaması akademisyenlerin sürekli
olarak bilişsel faaliyetlerine devam eden bireylerden oluşması,
iş-sosyal hayat sınırlarının yeteri kadar keskin olmaması olarak
düşünülebilir. İş yükü ile ilgili olarak elde edilen sonuçların daha
açıklayıcı olması adına sonraki çalışmaların nitel tekniklerle
gerçekleştirilmesi önerilebilir. Çalışmanın kolayda örnekleme
ile gerçekleştirilmiş olması, diğer katılımcılara tam olarak katılım
şansı sağlamamaktadır. Konu ile ilgili olarak yapılacak çalışmalarda
sistematik örnekleme türlerinin tercih edilmesi elde
edilecek sonuçların farklılaşmasını sağlayabilecektir. Akademisyenlerin
iş arkadaşları ile olan ilişkilerinde destek algısının
oluşması, akademisyenlerin iş ve yaşam doyumlarını arttırdığı
bulgusu göz önüne alındığında, üniversite yönetiminin akademisyenler
arasındaki iletişimi artırıcı sosyal içerikli ve akademik
içerikli faaliyetleri artırması, özellikle destekleyici örgüt yapısı
ve birlikte çalışma ortamının oluşturulması önerilmektedir.
Ayrıca akıllı telefonların iş için kullanımının akademisyenler açısından
olumlu çıktılar sağladığı bulgusu göz önüne alındığında,
akademisyenlerin de görüşleri alınarak, üniversitedeki görevlerin
rahatça yapılabilmesi için mobil uygulamalar şeklinde
ya da mobil cihazlar üzerinden yapılacak şekilde tasarlanması
önerilebilir. İş-aile çatışmasının iş doyumu ve yaşam doyumunu
olumsuz etkilemesi hakkındaki bulgular göz önüne alınarak, üniversitelerin, akademisyenlerin çalışma süreleri ile iş dışındaki
yaşantılarını birbirinden ayıracak şekilde planlaması, akademik
personele verilecek görevlerin mesai saatini mümkün olduğu
kadar aşmayacak şekilde tasarlanması önerilebilir. Akademisyenlerin
yaşamdan ve işlerinden elde ettikleri doyumun düşük
olması, onların iş çıktılarını etkileyebilir, bu durum üniversiteler
için önemli birer kaynak olan akademisyenlerin yeterince katkı
sağlamasının önüne geçebilir. |
Başa Dön
Öz
Giriş
Materyal ve Metod
Bulgular
Tartışma
Kaynaklar
|
|
1) Achour, M., Mohd, M.R., Yakub, M.A., ve Yusoff, Z.B. (2013).
Supervisory support as a moderator of work-family demands
and life satisfaction among malaysian female academicians.
World Applied Sciences Journal 28 (Economic, Finance and
Management Outlooks) 32-37.
2) Ada S. ve Tatlı H.S. (2013). Akıllı telefon kullanımını etkileyen
faktörler üzerine bir araştırma. Paper Presented at Akademik
Bilişim 2013 Conference. Akdeniz University. Turkey. http://
ab.org.tr/ab13/bildiri/74.pdf).
3) Altahtooh U. A. (2018). The effect of job satisfaction and workload
on it project employee turnover intention in the madinah
government of Saudi Arabia, International Journal of Business
and Social Science, 9(8), 107-117.
4) Altundağ, Y. ve Bulut, S. (2017). Aday sınıf öğretmenlerinde
problemli akıllı telefon kullanımının incelenmesi. Abant İzzet
Baysal Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 17 (4), 1670-1682.
5) Altunel, M. C. ve Akova, O. (2016). Yenilenme deneyimini
etkileyen faktörlerin belirlenmesi: tatil esnasında iş ve tatille
ilgili akıllı telefon kullanımı, işle tatilin birbirine karışması ve
deneyimleme kalitesi. Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal
Bilimler Dergisi, 18(2), 341-360.
6) Arslan, R. ve Acar, B. (2013). Yaşam doyumu, iş doyumu ve mesleki
tükenmişlik kavramlarına yönelik akademisyenler üzerinde
bir araştırma. Süleyman Demirel Üniversitesi İktisadi ve İdari
Bilimler Fakültesi Dergisi, 18 (3), 281-298.
7) Ashforth, B. E., Kreiner, G. E., ve Fugate, M. (2000). All in a day’s
work: Boundaries and micro role transitions. Academy of
Management Review, 25(3), 472-491.
8) Avşaroğlu, S. ve Koç, H. (2019). Yaşam doyumu ile sıkıntıyı tolere
etme arasındaki ilişkide iyimserliğin aracı etkisi. Türk Psikolojik
Danışma ve Rehberlik Dergisi, 9(53), 565-588.
9) Baeriswyl, S. Krause, A., ve Schwaninger, A. (2016). Emotional
exhaustion and job satisfaction in airport security officers
– work–family conflict as mediator in the job demands–
resources model. Front. Psychol. 7(663), 1-13.
10) Başoğlu, B., Şekeroğlu, M. Ö.ve Altun, A. (2016). Ankara Gençlik
Hizmetleri Ve Spor İl Müdürlüğü çalışanlarının iş- aile çatışması,
aile-iş çatışması ve yaşam doyumlarının farklı değişkenlere
göre incelenmesi, Niğde Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor
Bilimleri Dergisi, 10(1), 153-163).
11) Bayramoğlu, G. (2018). İş/aile sınırı teorisi bağlamında kadın
akademisyenlerin iş/yaşam dengesinin sağlanmasına yönelik
bir araştırma. Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, 17(68), 1722-
1744.
12) Beutell, N. ve Witting-Berman, U. (1999). Predictors of workfamily
conflict and satisfaction with family, job, career and life.
Psychological Reports, 85, 893-903.
13) Brown, S.P. ve Peterson, R.A. (1994). The effect of effort on sales
performance and job satisfaction. Journal of Marketing, 58,
70-80.
14) Chau, S. L. (2019). The impact of work-family conflict on work
stress and job satisfaction among macau table game dealers.
International Journal of Tourism Sciences, 19(1), 1-17.
15) Çalışkan, A. ve Bekmezci M. (2019). Aşırı iş yükünün işten ayrılma
niyetine etkisinde iş tatmini ve yaşam tatmininin rolü, sağlık
kurumu çalışanları örneği. Adıyaman Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü Dergisi, 11(31), 381-431.
16) Çelikkalp, Ü., Temel, M. ve Bilgiç Ş. (2019). Akademisyenlerin iş
doyumu ve etkileyen faktörler. Yükseköğretim Dergisi, 9(1),
59 – 66.
17) Çuhadar, M. ve Gencer, Z. (2016). Konaklama işletmelerinde
çalışan işgörenlerin aşırı iş yükü ve örgütsel bağlılık algıları:
Side ve Belek örneği. Süleyman Demirel Üniversitesi İktisadi ve
İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 21(4), 1323-1346.
18) Demircan, P. ve Turunç, Ö. (2017). İş-aile çatışması-duygusal emek
ilişkisinde lider desteğinin rolü: eğitim üzerine bir araştırma.
İstanbul Gelişim Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 4 (1),
41-76.
19) Deng, S. ve Gao, J. (2017). The mediating roles of work–family
conflict and facilitation in the relations between leisure
experience and job/life satisfaction among employees in
shanghai banking industry. J Happiness Studies 18, 1641–1657.
20) Derks, D., van Duin, D., Tims, M. ve Bakker, A. B. (2015). Smartphone
use and work–home interference: The moderating role of
social norms and employee work engagement. Journal of
Occupational and Organizational Psychology, 88(1), 155-177.
21) Diener, E., Emmons, R. A., Larsen, R. J. ve Griffin, S. (1985). The
satisfaction with life scale. Journal of Personality Assessment,
49, 71-75.
22) Dikili, A. (2012). Psikolojik sözleşme ile iş tatmini ilişkisi: Bir
örnek olay çalışması. Yayınlanmamış Doktora Tezi, Sakarya
Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sakarya.
23) Dixon, M. A. ve Sagas M. (2007). The relationship between
organizational support, work-family conflict, and the job-life
satisfaction of university coaches. Research Quarterly for
Exercise and Sport, 78(3), 236-247.
24) Efeoğlu, İ. F. (2006). İş-aile yaşam çatışmasının iş stresi, iş doyumu
ve örgütsel bağlılık üzerindeki etkileri: İlaç sektöründe bir
araştırma. Yayımlanmamış Doktora Tezi, Çukurova Üniversitesi,
Adana.
25) Ekici, D., Cerit, K. ve Mert, T. (2017). Factors that influence nurses’
work-family conflict, job satisfaction and intention to leave.
New Trends and Issues Proceedings on Humanities and Social
Sciences. 4(2), 128-138.
26) Filiz, Z. (2014). An analysis of the levels of job satisfaction and life
satisfaction of the academic staff. Social Indicators Research,
116 (3), 793-808.
27) Freye, N. K. ve Breaugh, J. A. (2004). Family- friendly policies,
supervisor support, work- family conflict, family-work conflict
and satisfaction: A test of a conceptual model. Journal of
Business and Psychology, 19(2), 197-220.
28) George, D., ve Mallery, M. (2010). SPSS for Windows step by step:
A simple guide and reference, 17.0 update (10a ed.). Boston:
Pearson.
29) Goh, Z., Ilies, R. ve Wilson, K. S. (2015). Supportive supervisors
improve employees’ daily lives: The role supervisors play in the
impact of daily workload on life satisfaction via work–family
conflict. Journal of Vocational Behavior, 89, 65-73.
30) Hair J.F. Jr., Anderson R.E., Tatham R.L. ve Black W.C. (2014).
Multivariate data analysis. New York, Macmillan
31) Jalal R. N. ve Zaheer M. A. (2017). Does job satisfaction mediate
the relationship of workload, remuneration and psychological
reward with job performance? International Journal of
Academic Research in Business and Social Sciences, 7(9), 64-79.
32) Kahraman, Ü. ve Çelik, K. (2018). Akademisyenlerin iş yükü algıları
ile iş ve aile çatışmaları arasındaki ilişki. Yükseköğretim ve Bilim
Dergisi, 8(1), 91-105.
33) Kanbur E. (2018). Aşırı iş yükünün iş ve yaşam doyumu üzerindeki
etkisi: işe bağlı gerginliğin aracı rolü. İş ve İnsan Dergisi, 5(2),
125-143.
34) Kurtuluş, K. (2011). Araştırma yöntemleri. Türkmen Kitapevi,
İstanbul.
35) Martins H. ve Proença T. (2012). Minnesota satisfaction
questionnaire – psychometric properties and validation in a
population of Portuguese hospital workers. FEP Economics
and Management. JEL–Code: J28. Available at: http://wps.fep.
up.pt/wps/wp471.pdf,
36) Mustafayeva, L. ve Bayraktaroğlu, S. (2014). İş-aile çatışmaları
ve yaşam tatmini arasındaki ilişki: Türkiye ve İngiltere’deki
akademisyenlerin karşılaştırılması. İşletme Bilimi Dergisi, 2(1),
127-145.
37) Netemeyer R. G, Boles J. S. ve McMurrian R. (1996). Development
and validation of work– family conflict and family–work
conflict scales. Journal of Applied Psychology. 81(4): 400.
38) Öngel, G. (2019). İş, aile ve çatışma: Sağlık çalışanları üzerine bir
inceleme. A Kitap, Ankara.
39) Park, P., ve Chen, J. V. (2007). Acceptance and adoption of the
innovative use of smartphone. Industrial Management & Data
Systems, 107(9), 1349 – 1365.
40) Pitichat, T. (2013). Smartphones in the workplace: Changing
organizational behavior, transforming the future. LUX: A
Journal of Transdisciplinary Writing and Research from
Claremont Graduate University 3(1), 1-11 13. Available at:
http://scholarship.claremont.edu/lux/vol3/iss1/13
41) Son, J. S. ve Chen, C.C. (2018). Does using a smartphone for
work purposes “ruin” your leisure? Examining the role of
smartphone use in work–leisure conflict and life satisfaction,
Journal of Leisure Research, 49(3-5), 236-257
42) Tabachnick, B.G. ve Fidell L.S. (2013). Using multivariate statistics
(sixth ed.). Pearson, Boston
43) Tunç, C., Akkaş, H. ve Bayhan Karapınar, P. (2020). Akıllı telefon
kullanımı – çalışan iyi oluş hali ilişkisinde iş-aile çatışmasının
aracılık etkisi. Journal of Organizational Behavior Review (JOB
Review), 2(1), 31-48.
44) Turgut, T. (2011). Çalışmaya tutkunluk: İş yükü, esnek çalışma
saatleri, yönetici desteği ve iş-aile çatışması ile ilişkileri. Atatürk
Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, 25 (3-4): 155-179.
45) Venkatesh, V., Morris, M. G., Davis, G. B. ve Davis, F. D. (2003).
User acceptance of information technology: Toward a unified
view. MIS Quarterly, 27 (3), 425- 478,
46) Weiss, D. J. , Dawis, R. V. England, G. W. ve Lofquist, L. H. (1967).
Manual for the Minnesota satisfaction questionnaire.
Minnesota studies in vocational rehabilitation, Minneapolis:
University of Minnesota, Industrial Relations Center.
47) Yetim, Ü. (1991). Kişisel projelerin organizasyonu ve örüntüsü
açısından yaşam doyumu, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Ege
Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İzmir. |
Başa Dön
Öz
Giriş
Materyal ve Metod
Bulgular
Tartışma
Kaynaklar
|
|
|
|