|
2020, Cilt 10, Sayı 3, Sayfa(lar) 474-487 |
|
DOI: 10.5961/jhes.2020.407 |
İslam İşbirliği Teşkilatı Ülkelerinde Yükseköğretime Dayalı İnsan Kaynaklarının Analizi ve Planlanması |
Remzi YILDIRIM1, Bülent YEŞİLATA2 |
1Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi, Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi, Bilgisayar Mühendisliği Bölümü, Ankara, Türkiye 2Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi, Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi, Enerji Sistemleri Mühendisliği Bölümü, Ankara, Türkiye |
Anahtar Kelimeler: Üniversite, Optimizasyon, Model taban mühendisliği, İslam işbirliği teşkilatı ülkeleri, Geometrik oran tekniği |
|
Bu çalışmada, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ülkelerinde yükseköğretime dayalı insan kaynaklarının analizi ve planlamasının yapılması
amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda Model Tabanlı Sistem Mühendisliği’ ve ‘(2n+1) Geometrik Oran’ teknikleri birlikte kullanılmıştır.
İlk aşamada İİT ülkelerindeki üniversitelerin ve nitelikli insan kaynağının mevcut durumdaki yetersizliği somut veriler ile ortaya
konulmuştur. Daha sonra bu ülkelerinin 2050 yılı için üniversite sayıları ve insan kaynağı planlamasına yönelik projeksiyonlar yapılmıştır.
İİT üyesi ülkelerinde 1.827 milyar olan nüfus büyüklüğüne karşılık gelen toplam üniversite sayısının 2913, medyan değerin ise 27 olduğu
tespit edilmiştir. İİT ülkelerinde 627189 kişiye bir üniversite düşerken, bu sayılar Türkiye için 464000, Hindistan için 148000 ve ABD için
ise 55000 olmaktadır. Bu duruma göre İİT ülkelerindeki toplam üniversite sayısının; ABD ölçeğine göre 29871, Hindistan ölçeğine göre
12167 ve Türkiye ölçeğine göre 4016 olması gerekmektedir. Türkiye ölçeğine göre İİT ülkelerinde toplam öğretim üyesi sayısının 2716749
olması gerekmektedir. Diğer taraftan İİT ülkelerinin 2050 yılındaki tahmini nüfusu 2.4 milyar olarak hesaplanmıştır. Bu duruma göre 2050
yılındaki toplam üniversite sayısının; ABD ölçeğinde 36500, Hindistan ölçeğinde 16216 ve Türkiye ölçeğinde 5073 olması gerekmektedir.
Bu çalışmada kullanılan analitik modelden elde edilen sonuçlara göre ise; 2050 yılı için İİT ülkelerindeki toplam üniversite sayısının
16041, öğretim üyesi sayısının ise 6016000 olarak planlanması önerilmektedir. 2050 yılında üniversitelerdeki öğrenci sayısının, toplam
nüfusun %11.11’lik kısmına karşılık geleceği, ortalama üniversite mezunu oranının ise %25’e ulaşacağı hesaplanmıştır. Önerilen sayı ve
yetkinlikteki öğretim üyelerinin yetiştirilebilmesi için 2020 yılından başlayacak şekilde 30 yıllık düzenli programların planlanmasına
ihtiyaç olduğu kanaatindeyim. |
Başa Dön
Öz
Giriş
Materyal ve Metod
Bulgular
Tartışma
Sonuç
Kaynaklar
|
|
İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) dört kıtaya yayılmış 57 Müslüman
devletin üye olduğu büyük bir organizasyondur (OIC 2019).
Üye devletlerin sayısı itibariyle, Birleşmiş Milletlerden sonraki
Dünyanın en büyük ikinci organizasyondur. Temsil ettiği nüfus,
1.8 milyarı aşmış olup, bu sayı Dünya nüfusunun %24.5’ine
karşılık gelmektedir (SESRIC 2018a). İİT ülkeleri ekonomik
büyüklük olarak Avrupa Birliğine bağlı ülkelerin milli gelirlerinin
%35.29’una, Çin’in %49.24’üne ve ABD’nin %32.23’üne karşılık
ve Almanya’dan 1.65 kat, Japonya’dan ise 1.32 katı daha büyüktür
(SESRIC 2018b).
İİT üyesi ülkeler; gerek bulundukları coğrafya, gerekse demografik
yapıları itibariyle önemli farklılıklar göstermektedir. Bu
yönüyle 57 üye ülkenin kalkınmaya yönelik sorunlarında farklılıklar
olduğu gibi, çözüm yöntemlerinde de farklı yaklaşımların
kullanılması gerekmektedir. Bu ülkelerin gruplara ayrılmasında
resmi bir yaklaşım olarak bulundukları coğrafya seçilmiş olup,
bu sınıflandırmaya göre oluşturulan üç farklı grup ve grupların
kapsadıkları ülkeler Tablo 1’de gösterilmiştir (COMCEC 2019).
Tablodaki ülkeler, birçok alanda farklı özellikler göstermekte ve
aynı grup içerisinde değerlendirilmesi yanılgılara neden olabilmektedir.
Bu nedenle bu çalışmada İİT ülkelerini Tablo 1’de
verilen gruplara ayırmaktan ziyade, tüm İİT ülkelerini dikkate
alınan göstergelerin değerlerine göre sıralayan bir yaklaşım
kullanılmıştır.
İİT ülkelerinde keskin farklılıkların bulunduğu alanlardan biri
de; ülkelerin yükseköğretim sistemleri ve yetiştirdikleri insan kaynağının nicelik ve nitelikleridir. Bu konuda literatürde çok az
sayıda çalışma bulunmaktadır. Söz konusu bu çalışmaların bir
kısmı sadece yükseköğretim sistemine yönelik istatistiksel/teknik
rapor düzeyinde yayımlanmıştır (SESRIC 2018a). Geri kalan
kısmı ise erişilebilir veri yetersizliğinden kaynaklanan sorunlar
nedeniyle sadece sınırlı sayıda OIC ülkesini inceleyebilmiştir
(Zoibu 2015 ve Ul Haq ve Tanveer (2020). Bu çalışmada 57 İİT
ülkesinin tümü dikkate alınarak, bu ülkelerdeki yükseköğretime
dayalı insan kaynaklarının analizi ve planlamasının yapılması
amaçlanmıştır.
Demoğrafi ve Milli Gelir
İİT ülkeleri ile ilgili bilgiler, başta İİT’nin kendi kaynakları olmak
üzere, İktisadi İşbirliği ve Gelişme Teşkilatı (OECD), Uluslararası
Para Fonu (IMF), WB (Dünya Bankası) gibi organizasyon ve
kurumların açık kaynaklarından elde edilmiştir. Şekil 1’de İİT
ülkelerinin nüfuslarını gösteren grafik sunulmuştur.
İİT ülkeleri arasında nüfusu 100 milyondan fazla 4 ülke (Endonezya,
Pakistan, Nijerya ve Bangladeş), 50 milyon-100 milyon
aralığında 3 ülke (Mısır, Türkiye ve İran), 25-50 milyon aralığında
13 ülke ve 10-25 milyon aralığında ise 11 ülke mevcuttur.
Geriye kalan 26 ülkenin nüfusu ise 10 milyondan daha azdır.
10 milyondan az nüfuslu İİT ülkelerinin farklı yaklaşımlarla
değerlendirilmesi gerektiği açıktır, çünkü dünyada bu ülkelerin
nüfuslarını aşan pek çok şehir bulunmaktadır.
Şekil 2’de İİT ülkelerindeki ortalama insan ömürleri görülmektedir.
Dünyadaki ortalama insan ömrü 72 yaştır. İİT ülkelerindeki ortalama insan ömrü ise 79.2 – 48.1 yıl aralığındadır. 22
İİT ülkesinde ortalama insan ömrü dünya ortalamasından daha
yüksek, 35 İİT ülkesinde ise daha düşüktür. Bu ülkelerden 16
tanesinde ortalama ömür 60 yıldan daha fazla, 19 tanesinde ise
60 yıldan daha azdır. Söz konusu 19 ülkenin neredeyse tamamı
Afrika Grubundaki İİT ülkeleridir. Temel nedenlerden en önemlileri
ise yereldeki iç gerilimler, fakirlik, kötü beslenme, sağlık hizmetlerinin yetersizliği ve içme suyu kaynaklarının temiz
olmayışıdır.
 Büyütmek İçin Tıklayın |
Şekil 2: İİT ülkelerindeki insan ömrü (Anonim 2019c, Anonim
2019d, WHO 2019, Wikipedia 2019). |
Şekil 3’de ise İİT ülkelerindeki nüfus ortalama yaşı görülmektedir.
Bu ülkelerin yaş ortalaması 33.2-15.4 arasında değişmekte
ve medyanı ise 24.5 dir (ANONİM 2019e). Dünyanın gelişmiş
pek çok ülkesi dikkate alındığında ortalama yaşın çok düşük olduğu görülmektedir. Bu nedenle genç nüfusun hem eğitilmesi
hem de iş bulması ciddi bir sorun olarak görülebilir. Yeterli
sermaye birikimi olan ülkeler için ise ciddi iş gücü kaynağı
oluşturmaktadır. Ancak yaş ortalaması düşük olan ülkeler bunu
karşılayacak durumda değillerdir. İİT ülkeleri bu durumu gelecek
30 yılda kendi aralarında iş gücü değişimi yaparak avantajlı
duruma çevirebilirler. Çünkü gelişmiş ülkelerin en büyük sorunu
yaşlı insan nüfus oranının artması ve çalışacak genç nüfus
oranının azalmasıdır. Devletler insanlar için kurulur ve devletleri
yaşatan da insanlardır. Gelişmiş ülkelerin en önemli sorunu
da yaşlı nüfustur.
Şekil 4’de İİT ülkelerindeki okuryazarlık oranları görülmektedir.
Medyan okur-yazarlık değeri 80.8’dir. Bu durum dikkate alındığında
ciddi olarak okuryazarlık sorunu olduğu, okullaşmada
orta öğretimin hâlen ciddi sorun olduğu görülmektedir. Öncelik
olarak bu ciddi sorunun hızla çözülmesi, sonrasında da üniversitelere
yönelik sorunların çözülmesi gerekmektedir.
Şekil 5’de İİT Ülkelerinin gayri safi milli gelirleri (GDP: Domestic
Product) görülmektedir. Bu milli gelirler arasında bir trilyon
ABD dolarını geçen sadece Endonezya bulunmaktadır. Bu
durum ülkenin nüfusunun yüksekliğinden kaynaklanmaktadır
(Endonezya’da kişi başına milli gelir 3847 ABD doları olup, İİT
ülkeleri içerisinde çok yüksek bir değer değildir). Gayri safi milli
gelir bazında 500 Milyar ABD dolarının üzerinde sadece iki İİT
ülkesi (Türkiye ve Suudi Arabistan) bulunmaktadır. 500-250
Milyar ABD doları arasında 5 İİT ülkesi ve 250-100 Milyar ABD
doları arasında 9 İİT ülkesi bulunmaktadır. Kalan 40 İİT ülkesinin
milli geliri ise 100 Milyar ABD dolarından daha azdır. İİT ülkeleri
ortalaması olan 27 Milyar ABD dolarının altında milli geliri olan
ülke sayısı 28 olup, bu ülkelerin tamamına yakını Afrika Grubunda
bulunan İİT ülkeleridir.
Şekil 6’da İİT Ülkelerinin kişi başı milli gelirleri gösterilmiştir.
İİT ülkelerinden sadece 9 tanesinin kişi başı milli geliri 10000
ABD dolarının üzerindedir. Bu ülkelerin önemli bir kısmı Arap
Grubu İİT ülkesi olup, milli gelirleri genellikle sahip oldukları
zengin petrol kaynaklarının ihracatı vasıtasıyla sağlanmaktadır.
İİT ülkelerinde kişi başı milli gelirde medyan değer 2000 ABD
dolardır. Medyan değerinin altında gelire sahip 28 ülke bulunmaktadır.
 Büyütmek İçin Tıklayın |
Şekil 6: İİT ülkelerinin kişi başına GDP nominal milli gelirleri (IMF
2017, OECD 2019). |
Şekil 7’de İİT ülkelerindeki üniversite sayıları görülmektedir. İİT
ülkelerinin toplam nüfusu 1.827 milyar iken, toplam üniversite
sayısı 2913 olarak tespit edilmiştir. Diğer bir ifadeyle ortalama
564000 kişiye bir üniversite düşmektedir. Bu sayısal değerler
gelişmiş ülkelere kıyasla yetersiz durumda olup, İİT ülkelerinde
nitelikli insan kaynağı eksikliğinin de temel nedenlerinden biridir.
Diğer önemli iki husus ise; nitelikli insan kaynağının yetiştirilebilmesi
için yeterli sayıda nitelikli öğretim üyesine ve altyapısı
iyi kurulmuş üniversitelere ihtiyaç olmasıdır. Her iki şartı da
bu ülkeler sağlamak zorundadırlar. Aksi halde gelecek yıllarda
şimdiki durumlarına kıyasla çok daha gerilerde olacaktır.
|
Başa Dön
Öz
Giriş
Materyal ve Metod
Bulgular
Tartışma
Sonuç
Kaynaklar
|
|
Bu çalışmada yükseköğretime ve insan kaynağı planlanmasına
yönelik sayısal göstergelerin hesaplanmasında “Model Tabanlı
Sistem Mühendisliği/MOD-1 (Whymore 1993)’’ ve “(2n+1)
Geometrik Oran/MOD-2 (Yıldırım 2018, Yıldırım ve Gündüz
2018, Yıldırım ve Gündoğan 2019)’’ modelleri birlikte kullanılarak,
İİT ülkelerindeki yükseköğretim sisteminin analizi yapılmıştır.
Aşağıdaki grafiklerde verilen sayısal değerler bu modeller
kullanılarak hesaplanmıştır. |
Başa Dön
Öz
Giriş
Materyal ve Metod
Bulgular
Tartışma
Sonuç
Kaynaklar
|
|
“Model Tabanlı Sistem Mühendisliği/MOD-1 (Whymore 1993)’’
ve “(2n+1) Geometrik Oran/MOD-2 kullanılarak hesaplanan
sayısal değerler Şekil. 8-17’de verilmiştir.
MOD-1 belirlenen hedefe 30 yılda %75 seviyesinde, 35 yılda
%80 seviyesinde ve 35-50 yıl arasında da %100 seviyesinde ulaşılmasına
dayalı bir zaman ölçeği ortaya koymaktadır. Bu planlamanın
en önemli yönü; ülkenin kalkınma sürecinde esnek yapısından dolayı da değişikliğe izin vermesidir. Bu nedenle
çok katı bir model değildir, tam aksine çok esnek bir planlama
modelidir. Her şart altında yürütülebilmesi ve gerçekleşmesi
mümkündür. Eğer daha kısa zamanda belirlenen hedeflere
(örneğin %75 hedefine 30 yıl yerine 15 yılda) ulaşmak istenirse
ve bunun için de üniversite alt yapısı yeterli ise; yapılacak tek
şey yetişmiş insan kaynağının ithal edilerek eksikliğin daha hızlı
giderilmesi olacaktır. Bu durumun ülkeye maliyetinin ciddi olarak
tartışılması ve sadece çok acil ihtiyaç duyulan öncelikli alanlar
için geçici uygulanması da mümkündür. OIC kaynaklarında
(OIC 2019) üye ülkelerin toplam nüfusu 1,827 milyar olarak
verilmektedir. Ancak OIC kaynaklarında üye ülkelerin üniversite
sayıları direkt olarak verilmemektedir. Bu nedenle açık kaynaklardan
üniversite sayısı 2913 olarak tespit edilmiştir (ortalama
olarak 564000 kişiye bir üniversite düşmektedir).
Şekil 8’de İİT ülkelerinde şimdiki duruma göre nüfus/üniversite
oranı verileri sunulmuştur. Veriler çok çarpıcı bir görüntü sergilemektedir.
Örneğin Nijer, Gine ve Cibuti’de sırasıyla yaklaşık
22 Milyon, 12 Milyon ve 9 Milyon kişiye bir üniversite düşmektedir. Diğer taraftan ABD’ de ise 55000 kişiye bir üniversite
düşmektedir (Yıldırım 2019). ABD ölçeğine göre, İİT ülkelerinin
tamamı için 29871 yeni üniversiteye ihtiyaç vardır. Türkiye’de
ise toplam 181 üniversite üzerinden hesap yapıldığında yaklaşık
olarak 455000 kişiye bir üniversite düşmektedir. İİT ülkeleri için,
Türkiye en isabetli referans ülkelerden biri konumundadır. Bu
durum dikkate alındığında, Türkiye ortalamasına göre İİT ülkelerindeki
toplam üniversite sayısının 4016 olması gerekmekte
ve mevcut üniversite sayısına ek olarak 1103 yeni üniversitenin
daha açılması gerekmektedir.
Şekil 9’da İİT ülkelerindeki muhtemel doktoralı akademisyen
sayıları verilmektedir. İİT ülkelerinin doktoralı akademisyen
sayısına açık kaynaklardan ulaşılamadığından, bu sayılar Türkiye’deki
üniversitelerde bulunan doktoralı akademisyen ortalaması
baz alınarak hesaplanmıştır. Bu nedenle bazı ülkelerde
doktoralı akademisyen sayısının bu çalışmada hesaplanan sayısal
değerden daha fazla ya da az olması mümkündür. Bu kısımda
hesaplanan sayılar kritik nüfus büyüklüğünün yetiştirilmesi için
muhtemel doktoralı akademisyen sayısıdır. Bu hesaplamalar
doğrultusunda İİT ülkeleri için muhtemel doktoralı akademisyen
sayılarının medyan değeri 9720 olarak belirlenmiştir.
 Büyütmek İçin Tıklayın |
Şekil 9: İİT ülkeleri için Türkiye’deki üniversite başına düşen
orana göre hesaplanmış doktoralı akademisyen sayısı. |
Şekil 10’da ise Türkiye nüfus başına düşen orana göre diğer
İİT ülkeleri için hesaplanmış muhtemel öğretim üyesi sayıları
hesaplanmıştır. Gerek öğretim üyesi sayısı, gerekse üniversite
sayısı olarak aslında Türkiye de gelişmiş birçok ülkeye kıyasla
yetersiz olmakla birlikte, İİT ülkeleri için model ileri ülke konumundadır.
Bu hesaplamaları sadece tahmini ihtiyaç belirlemesi
olarak değerlendirmek gerektiği ve bazı İİT ülkelerinde hesaplanan
sayısal değerlerden daha fazla bazılarında da daha az
sayıda öğretim üyesi bulunabileceğine dikkat çekmekte fayda
vardır. Bu doğrultuda yapılan hesaplamalarda İİT ülkeleri için
medyan değer 11532 öğretim üyesine karşılık gelmektedir.
Birçok İİT ülkesi için tüm yükseköğretim alanlarındaki toplam
doktoralı kişi sayısını kapsayan bu değer, Türkiye’de ise sadece
Mühendislik alanında yetişmiş doktoralı kişi sayısına yaklaşık
olarak denk bir değerdir.
 Büyütmek İçin Tıklayın |
Şekil 10: İİT ülkeleri için Türkiye nüfusu oranına göre hesaplanmış
doktoralı akademisyen sayısı. |
Şekil 9 ve Şekil 10’da sunulan ve Türkiye baz alınarak yapılan
hesaplamalarla ilgili dikkate alınması gerekli en önemli hususlardan
biri; belirlenen sayıların her bir ülkedeki mevcut sayılarla
kıyaslandıktan sonra bir yol haritası oluşturulmasıdır. Mevcut
doktoralı akademisyen sayısının verilen sayılarla yakınlık-uzaklık
durumuna göre; önce daha küçük olan sayıya, sonra da daha
büyük olan sayıya ulaşacak şekilde kademeli stratejilerin oluşturulması
mümkündür. Ancak başta Türkiye olmak üzere, gelişmişlik
düzeyi hali hazırda yüksek İİT ülkeleri için daha radikal ve
ileri bir yol haritası ortaya koyulması gerekliliği de vardır. Çünkü
Türkiye’deki üniversite ve öğretim üyesi sayılarında da ileri teknoloji
üretimi ve teknoloji-toplum ilişkisindeki yeni gelişimlere
entegre olma açısından bir yetersizlik söz konusudur. Daha ileri
bir hedef olarak, Türkiye dâhil tüm İİT ülkeleri için 150000 kişiye
bir üniversite düşecek şekilde hesaplama yapıldığında, gerekli
toplam üniversite sayısının 12368 olduğu belirlenmiştir.
Önerilen üniversite sayılarına yönelik sonuçlar Şekil 11’de verilmiştir.
Hesaplamalar yapılırken, her bir üniversitedeki ortalama
öğrenci sayısının 13125, öğretim üyesi sayısının ise 365 olduğu
varsayılmıştır. Mevcut durumda İİT ülkelerinde 2913 üniversite vardır ve önerilen ile mevcut sayı arasındaki büyük fark, İİT
ülkelerinin neden gelişmediğinin ya da nitelikli ve sürdürülebilir
yükseköğretim yapısını hedeflemedikleri takdirde neden gelişemeyeceğinin
açık kanıtı olarak da değerlendirmek mümkündür.
Bu kısımda önerilen ideal sayıların ülkelerin ekonomik gücüne
göre eşit parçalara bölünebilmesi ya da katlarının alınabilmesi
mümkündür. Örneğin 150000 kişiye bir üniversite yerine, refah
seviyesi yüksek ülkeler için 75000 kişiye bir üniversite, ya da
tersi olarak refah seviyesi düşük ülkelerde 300000 kişiye bir
üniversite olacak şekilde plan yapılması mümkündür. Ancak
öğrenci ve öğretim üyesi sayılarında belirlenen oranlar korunmalıdır
(örneğin 300000 kişiye bir üniversite olması durumunda
öğrenci sayısının 26250, öğretim üyesi sayısının ise 730
olması gereklidir). Üniversite sayısını belirlemek ülkelerin kendi
yönetimsel hedefleri ile yakından ilişkilidir.
Şekil 12’de İİT ülkeleri için nüfusa göre hesaplanmış öğretim
üyesi sayıları verilmektedir. Hesaplamalara göre, model baz
alındığında (%0.299 oranı) 5455373 öğretim üyesine ihtiyaç vardır. Diğer taraftan Türkiye ölçeği (%0.1487 oranı) baz alınarak
yapılan hesaplamalara göre İİT ülkeleri için toplamda
2716749 öğretim üyesine ihtiyaç vardır.
Bu hesaplamaya yönelik sonuçlar ise Şekil 13’de gösterilmiştir.
İİT ülkelerindeki mevcut doktoralı öğretim sayısına ulaşılamadığından
hesaplanan sayılar ile mevcut sayılar arasındaki fark
belirlenememiştir. Doktoralı insan kaynağı yüzdesi gerçekte
Türkiye için de yeterli değildir. Yeterli olabilmesi için aktif iş
gücünün en az %3.75’lik kısmının doktoralı olması beklenmelidir.
Bu orana göre doktoralı insan kaynağı sayısının 1875000
olması gerekmektedir. Türkiye’de mevcut sayı bu sayısal değerin
1/10’dan daha azdır. Halbuki açık kaynaklardan elde edilen
bilgilere göre; ABD adına çalışan doktoralı eleman sayısının,
ABD genel nüfusunun %10’undan daha fazla, Çin adına çalışan
doktoralı eleman sayısının ise 80-100 milyon arasında olduğu
tahmin edilmektedir. Teknoloji geliştiren ülkelerin tesadüfen
olmadığı gerçeği işte budur. İnsan kaynağının, paradan daha
önemli olduğu gerçeğidir.
Şekil 14’de İİT ülkeleri için kritik nüfus oranları hesaplanmıştır.
Bu kritik nüfus oranı genel nüfus oranının %3.75’ine ya da aktif
iş gücünün %10.5’ine karşılık gelmektedir. Kritik nüfus tanımını, bir ülkedeki her türlü sektörün öncüsü olacak kesime verilen
ad olarak değerlendirmek gerekir. Bu nüfusun, kimisi imalat
sektöründe, kimisi AR-GE alanında ya da bir kısmı ise yönetici
olarak çalışmaktadır. Yani ülkelerin lokomotif özelliği gösteren
kesimidir.
Şekil 15’de ise İİT ülkeleri için (5/1000 oranı kullanılarak) hesaplanan
nitelikli araştırmacı sayıları gösterilmiştir. Bu sayı ülkenin
her alanında faaliyet gösterecek olan nitelikli insan kaynağıdır.
Kurumları ve kuruluşları en üst seviyede yönetecek, gelecek
için planlama yapacak kişilerden oluşmaktadır. Bu insanlar
bulunmuş oldukları kurumların faaliyetleri çerçevesinde her
operasyonu yapacak kabiliyet, beceriye ve zekaya sahip insanlardır.
Bu nüfusun diğer özelliği ise araştırma işini iş olarak görmeyen
daha çok hobi gibi yapacak zeki insan topluluklarıdır. Endüstride
her türlü teknolojik yeniliği yapabilecek, alanlarında
ustalıkla araştırma yapabilecek, yeni ürünler, yeni fikirler ve
yeni bilimsel yaklaşımlar ortaya koyabilecek insan kaynağını
oluşturmaktadır. Ülkelerin yapmış oldukları yeni teknolojik
araştırmaları vardır. Bunlar ileri seviyede ve her türlü alanda olabilir.
Örneğin yeni bir tip nükleer reaktör araştıran gruplar,
yeni bir savaş uçağı araştıran gruplar bu kısımda sözü edilen
insan kaynaklarından oluşmaktadır. Açık kaynaklara göre bu tür
insan kaynağı sayısının; ABD’inde 1450000, Avrupa Birliği ülkelerinde
toplam 1650000, Japonya’da 600000 ve Almanya’da
ise 400000 civarında olduğu tahmin edilmektedir. Bu tür insan
kaynağının sayısı, sanayileşmesini tamamlamış, çok gelişmiş
ve gelecekteki gelişimi IT teknolojilerine dayandıran ülkelerde
daha yüksektir.
Şekil 16’da İİT ülkeleri için (1/20000 oranı kullanılarak) potansiyel
bilim insanı olabilecek kişi sayıları hesaplanmıştır. Bu
oranlar ülkelerin nüfusları ile doğrudan orantılıdır. Her ne kadar
1/20000 yükseköğretimin en üst seviyesi olan doktorasını
tamamlamış alanlarında uzman insan kaynaklarından oluşmakta
olsa da bu gruptaki insan kaynağı global seviyede ülkelerin
kaderini pozitif yönde değiştirebilecek özellikleri ve nitelikleri
olan kişilerden oluşmaktadır. Örneğin klasik enerjinin dışında olan yer çekimi enerjisini insanların kullanımına sunan teknolojiyi
üreten bilim insanı, insanların eskiyen organlarını tamamen
%100 olarak yapay üreten bilim insanları ve insan beyninin tüm
özelliklerini yapay bilgisayar tasarımına aktarmış bilim insanları
bu grupta bulunmaktadır.
Şekil 17’de ise İİT ülkeleri için hesaplanan kritik bilim insanı
sayıları gösterilmiştir. Bu grubun en önemli özelliği; çığır açıcı
değişimlere liderlik eden bilim insanlarından oluşmasıdır. Bu
nedenle bir ülke içindeki sayıları oldukça azdır. Eğer bu insan
kaynağına yeterince fırsat verilmez ise insan kalabalığı içerinde
kaybolup gidecektir. Günümüzde gelişmiş ülkeler ile gelişmemiş
ülkeler arasındaki en önemli fark da budur. Gelişmiş ülkeler
Dünyanın her yerinden bu tür insan kaynaklarını değişik adlar
altında toplamaktadırlar. Gelişmemiş ülkeler ise, bu tür insan
kaynaklarını çoğu zaman değersizleştirmektedirler. Gelişmemelerinin
en önemli sebeplerinden biri de budur. Aslında bu
tür ülkelerin gelişme gibi bir endişeleri ya da gayretleri de yoktur. Çünkü yönetim tarzları, insan hakları, adil ve adaletin olmadığı
yönetim, adil olmayan hukuk sistemi, özgürlükler sadece
yönetici elit kesim için geçerlidir ya da bu küçük grubun içinde
olanlar için geçerlidir. Bu ülkeler bu nedenle bu tür yetişmiş
insan kaynaklarını kaybetmektirler. Ya da henüz çok genç yaşta
iken insan avcıları bu tür insanları fark edip kendi ülkelerine
taşımaktadırlar.
 Büyütmek İçin Tıklayın |
Şekil 17: İİT ülkelerinin Türkiye’nin %11 üniversite mezunu
oranına göre hesaplanmış kritik nüfus oranları. |
Şekil 18’de ise İİT ülkelerindeki tam zamanlı araştırmacı (FTE:
Full-Time Equivalent) sayıları verilmektedir. Buradaki araştırmacı
sayısı 541737’dir. Tam zamanlı araştırmacı sayısı ilk beş
ülke için az değildir. Ancak bu araştırmacıların küçük bir kısmı
Doktora, daha fazla bir kısmı Yüksek Lisans, en ağırlıklı kısmı
da Lisans mezunu araştırmacılardır. İİT ülkelerinin genelinde bu
dağılım geçerli olup, sanayi temelli araştırmalarda bir nitelik ve
nicelik sorunu olduğu anlaşılmaktadır. Yine yazarlar tarafından
tespit edilen veriler doğrultusunda, Türkiye’de bir araştırmacı
için ayrılan ortalama bütçe 41600 ABD dolarına denktir. Bu
bütçenin de %61,5’lik kısmı projede çalışan personel giderine
ayrılmaktadır. ABD’de ortalama bütçe miktarı 10 Milyon ABD dolarına yakındır. Bu bütçenin de sadece %3-6 oranında bir kısmı
personel giderlerine ayrılmaktadır. İİT kaynaklarındaki FTE
araştırmacı nicelik açısından yeterli gözükmekle birlikte nitelik
açısından istenen düzeyde değildir.
 Büyütmek İçin Tıklayın |
Şekil 18: İİT ülkelerindeki tam zamanlı araştırmacı (FTE: Full-Time
Equivalent) sayıları (SESRIC 2019). |
İİT ülkelerindeki araştırmacı insan kaynağındaki niteliksel
sorunu gözler önüne seren bir başka veri Şekil 19’da sunulmuştur.
Bu veriler İİT ülkelerindeki araştırmacı olarak çalışan kişi
sayısını (HC: Head-Count) göstermektedir. Bu verilere göre İİT
ülkelerindeki toplam sayının 1048453 olduğu belirlenmiştir. Bu
sayılar İİT ülkelerinin mevcut insan kaynağından istenen düzeyde
faydalanamadığını, iki kişinin yıllık ortalamada 1 nitelikli
kişiye karşılık gelecek seviyede iş çıkardığını göstermektedir.
 Büyütmek İçin Tıklayın |
Şekil 19: İİT ülkelerindeki araştırmacı olarak çalışan kişi (HC: Head-
Count) sayısı (SESRIC 2019). |
Şekil 20’de OECD tarafından yapılmış (OECD 2017) ve gelecek
yılların öncü teknolojilerine insan kaynağı açısından ülkelerin
hazır olma durumunu gösteren bir grafik sunulmuştur. Bu
çalışmadan ortaya çıkan en çarpıcı sonuçlardan biri; geleceğin
lider ülkesi olmak için bilgi teknolojileri ve mühendislik alanında
insan kaynağı yetiştirilmesine ağırlık verilmesi gerektiğidir.
Gelecekte; temel bilimlerden doğan temel teknolojiler liderlik
yapacaktır. Klasik var olan, özellikleri ve nitelikleri bilinen teknolojiler
gelecekte ülkeler için liderlik getirmeyecektir. Aksine
şimdi adı bile duyulmayan bilim ve teknolojiler ülkeler için
liderlik getirecektir. Temel doğa bilimlerine bağlı mühendislik
alanında yoğun araştırmalar yapan ülkeler gelecek yıllarda lider
olacaktır.
 Büyütmek İçin Tıklayın |
Şekil 20: Bazı ülkelerin gelecekte
liderlik sağlayacak teknolojiler için
insan kaynağı potansiyeli (OECD
2017). |
|
Başa Dön
Öz
Giriş
Materyal ve Metod
Bulgular
Tartışma
Sonuç
Kaynaklar
|
|
İİT ülkeleri nüfus büyüklüğü olarak dünyada etki olabilecek bir
nüfus oranına sahiptir. Bu durum Şekil 21’de sergilenmiştir. İİT
ülkeleri, kurumsal olarak G20 ülkelerinden sonra dünyadaki en
büyük nüfusa sahiptir. Dünyanın toplam nüfusunun da %24.56
karşılık gelmektedir. Dünyadaki 200 devletten 57 tanesi ya da
%28.5’lik kısmı İİT ülkesidir. Diğer taraftan İİT ülkelerinin milli
gelirlerinin toplamı Dünya genelinde yeterince etkili olabilecek
düzeye ulaşmamıştır. Bu durum Şekil 22’de gösterilmiştir. Verilerden
anlaşılacağı üzere; İİT ülkelerinin toplam milli gelirleri
kurumsal olarak Avrupa Birliği (EU)’nin %35.29, Çin’in %49.24
ve ABD’nin %32.23’lik kısmına denk gelmektedir. Diğer bir ifadeyle
Almanya’nın sadece 1,65 katına, Japonya’nın ise yaklaşık
1.33 katına eşittir. İİT ülkelerinin ekonomik büyüklüğü Dünya
ekonomisinin sadece %7.81’lik kısmına karşılık gelmektedir.
Bu değer Dünyada yeterince etkili olmadığını açık bir biçimde
sergilemektedir.
 Büyütmek İçin Tıklayın |
Şekil 21: İİT ülkelerinin
nüfus büyüklüğünün diğer
ülke ve organizasyonlarla
karşılaştırılması. |
 Büyütmek İçin Tıklayın |
Şekil 22: OECD, IMF kaynaklarına
göre, İİT ülkelerinin diğer
ülkeler ile GDP yıllık gelirlerinin
karşılaştırılması. |
Dünyadaki ekonomik büyüklükte İİT ülkelerinin düşük payının
daha iyi anlaşılabilmesi amacıyla İİT ülkelerindeki milli gelir
aralıklarının nasıl değiştiği Şekil 23’de gösterilmiştir. İİT kapsamındaki
57 ülkeden 41 tanesi; kişi başı milli geliri $5000
altında olan ülkelerdir. Milli geliri $40000 üzerinde ise sadece
iki ülke vardır. Bunların temel gelir kaynakları da hidrokarbon
ve türevlerinden oluşmaktadır. Ayrıca bu ülkelerin nüfusları, Dünyadaki birçok büyük şehirden daha az olduğundan ülkenin
toplam ekonomik gelir büyüklüğü dünyada etkisiz düzeyde
kalmaktadır.
Bu çalışmada İİT ülkelerinin dünya ekonomisinde istenen
düzeyde etkin olamamasının temel kaynağının ülkelerin yükseköğretim
sistemindeki niceliksel ve niteliksel verilerin eksikliğinden
kaynaklandığı hususuna ağırlık verilmiştir. Özellikle
nitelikli insan kaynağı sayısının yetersizliğine vurgu yapılmıştır.
Şekil 24’te bu tespiti destekleyen bir grafik sunulmuştur.
Grafikte, OECD tarafından farklı ülke için belirlenmiş doktora
mezunu sayılarına ek olarak İİT ülkeleri için tahmini hesaplanmış
yıllık doktora mezun sayısı gösterilmektedir. İİT ülkelerindeki
yıllık doktora mezun sayıları direkt elde edilemediğinden
tahmini hesaplama yaklaşımı seçilmiştir. Mevcut verilere
bakıldığında; İİT ülkelerindeki doktoralı mezunların yaklaşık %75’lik kısmını Endonezya ve Türkiye oluşturmaktadır. Ancak
her koşulda İİT ülkelerindeki yıllık toplam doktoralı mezun sayısı
çok düşüktür. Örneğin Kore, Japonya gibi ülkeler tek başına
daha fazla doktoralı eleman yetiştirmektedir. ABD ise yine tek
başına İİT ülkeleri toplamının 5 katından daha fazla doktoralı
eleman yetiştirmektedir.
 Büyütmek İçin Tıklayın |
Şekil 24: OECD kaynaklarına göre bazı ülkelerdeki yıllık doktoralı
mezun sayıları ve İİT ülkeleri ile kıyaslaması. |
Nitelikli insan kaynağının yetişmesinde ülkelerdeki üniversitelerin
temel lokomotif işlevi üstlendiği açık bir gerçektir. Bu
çalışmada İİT ülkelerindeki toplam üniversite sayılarının yetersiz
olduğuna dair çok sayıda veri sunulmuştur. Hali hazırda İİT
ülkelerinde ortalama 62189 kişiye bir üniversite düşmektedir.
Türkiye’de bu sayı 464000, Hindistan’da 148000 ve ABD’de
55000’dir. İİT ülkelerindeki toplam üniversite sayısının; ülkelerin
mevcut nüfus büyüklükleri dikkate alındığında, ABD ölçeğine
göre 29871, Hindistan ölçeğine göre 12167 ve Türkiye ölçeğine göre ise 4016 olması gerekmektedir. Buna karşılık hali hazırda
toplam üniversite sayısı 2913 olarak belirlenmiştir.
Türkiye’nin nüfus başına düşen ve üniversite öğrencisi başına
düşen öğretim üyesi sayıları dikkate alındığında, İİT ülkeleri için
toplam öğretim üyesi sayısının sırasıyla 5455373 ve 2716749
olması gerekmektedir. Son sıradaki sayı 36 öğrenciye bir öğretim
üyesi düşecek şekilde hesaplanmış sayıdır. Eğer 15 öğrenciye
bir öğretim üyesi oranı düşünülür ise, öğretim üyesi sayısı
da aynı oranda artırılmalıdır. Ancak bu durumda İİT ülkelerinin
ortalama üniversite mezunu oranı %11’e ulaşabilecektir. İİT
ülkelerindeki üniversite mezunu oranının, EU ortalaması olan
%37’e ulaşması için ise ortalama 40 yıla ihtiyaç vardır.
İİT ülkelerinin 2050 yılı nüfusunun 2,4 milyar olacağı tahmin
edilmektedir. Bu duruma göre İİT ülkelerinde 2050 yılındaki
toplam üniversite sayısının, günümüzdeki ABD ölçeğine göre
36500, Hindistan ölçeğine göre 16216 ve Türkiye ölçeğine göre
5073 olması gerekmektedir. Bu çalışmada kullanılan modele
göre ise; öğrenci sayısı, toplam nüfusun %11.11’e karşılık
gelecek şekilde yapılan hesaplamalarda, İİT ülkelerinde 2050
yılında toplam üniversite sayısının 16041, toplam öğretim üyesi
sayısının ise 6016000 olması gerekmektedir. Bazı İİT ülkeleri
için nüfus yapısı dikkate alınarak (Afganistan ve Afrika ülkeleri),
özel planlama yapılması gerekliği de bulunmaktadır. |
Başa Dön
Öz
Giriş
Materyal ve Metod
Bulgular
Tartışma
Sonuç
Kaynaklar
|
|
İİT ülkelerindeki milli gelir dağılımları, nüfusları ve gelişmişlik
düzeyleri çok farklıdır. Bu nedenle bu ülkelerin kalkınmaları
için uygun göstergeler vasıtasıyla bir sınıflandırma yaparak ve
ülkelerin öncelikleri dikkate alınarak, insan kaynaklarının yetiştirilmesi
gerekli alanlar öncelikli olarak belirlenmelidir. Örneğin
kişi başı milli geliri $1000 ve daha az olan 17 ülke için farklı bir
kalkınma planı, $1000-$2000 dolar olan 11 ülke için farklı bir
kalkınma planı ve nihayetinde $2000-$5000 olan ülkeler için de
ayrı bir kalkınma planı yapmanın uygun olacağını düşünüyoruz.
Diğer İİT üyesi ülkelerinin ise kendi kalkınma planlarını yapacak
beceriye ve mali güce sahip olduklarını düşünüyoruz.
Ancak İİT kapsamındaki tüm ülkelerin sağlıklı beslenme için
tarım ve gıda sorunları öncelikli ve ortaklaşa olarak ya tamamen çözülmeli ya da bu sorun minimize edilmelidir. Açlıktan
kimse ölmemelidir. İnsanlar sağlık koşullarına uygun şartlarda
yaşatılmalıdır. Salgın hastalık sorunları çözülmeli ve gerekli
ortak önlemler alınmalıdır. Bu nedenle İTT ülkeleri sahip oldukları
insan ve para kaynaklarını ortak kullanmalıdır. Yani parası
olan para vermeli, toprağı olan tarım için kullanmalı, üniversitesi
olan insan yetiştirilmesine yardımcı olmalıdır. Eğer bu
yapılamaz ise, İİT mevcut şartlar altında Dünyada hiç bir etkin
gücü olmayan ve gelecekte ise hiç olmayacak bir organizasyon
konumunda kalacaktır. |
Başa Dön
Öz
Giriş
Materyal ve Metod
Bulgular
Tartışma
Sonuç
Kaynaklar
|
|
1) Anonim, (2019a). www.nufus.com, Erişim tarihi: 11 Temmuz
2019.
2) Anonim, (2019b). worldpopulationreview.com/countries/, Erişim
tarihi:11 Temmuz 2019.
3) Anonim, (2019c). http://www.beycan.net/107/ulkelere-goreortalama-
yasam-sureleri.html, Erişim tarihi: 11 Temmuz 2019.
4) Anonim, (2019d). www.aneki.com, Erişim tarihi:10 Nisan 2019.
5) Anonim, (2019e). http://worldpopulationreview.com/countries/
median-age/, Erişim tarihi:11 Temmuz 2019.
6) Anonim, (2019f). https://www.4icu.org, top University-2018,
Erişim tarihi: 1 Temmuz 2019.
7) COMCEC, (2019). www.comcec.org, Erişim tarihi: 1 Nisan 2019.
IMF, (2017). IMF 2017 Raporu: Kişi başı gelir.
8) OECD, (2017). Education at a Glance 2017:OECD Indicators.
9) OECD, (2019). World Economic Outlook Database, April 2019.
10) OIC, (2019). www.oic-oci.org/home/?1an=en, Erişim tarihi: 1
Nisan 2019.
11) SESRIC, (2018a). Statistical Yearbook on OIC Member Countries
2018.
12) SESRIC, (2018b),. OIC Economic Outlook 2018: Challenges and
Opportunities towards Achieving the OIC-2025.
13) SESRIC, (2019). www.sesric.org/oic-ranker.php, Erişim tarihi: Eylül
2019.
14) UN, (2005). Birleşmiş Milletler 2005 Raporu: Ülkelerin okur-yazar
oranları.
15) WYMORE, A. Wayne, (1993). Model-Based Systems Engineering,
CRC Press; 1st edition (April 5, 1993).
16) Wikipedia, (2019). www.wikipedia.com., Erişim tarihi:10 Nisan
2019.
17) WHO, (2019), Dünya Sağlık Örgütü Raporu (DSÖ) 2019 Raporu.
18) Yıldırım, R. (2018). Optimization and the Geometric Ratio Model
and Its Application to Higher Education in The Future. American
Journal of Engineering Research (AJER), 7(6), 209-214.
19) Yıldırım, R., & Gündüz, S. (2018). Countries’ Future Higher
Education Structure and Optimizing. American Journal of
Engineering Research (AJER), 7,10:118-138.
20) Yıldırım, R., & Gündoğan, M. (2019). Model Based Engineering,
Optimizing The Higher Education Goals of Turkey’s 2050 Using
(2n+1) Geometric Ratio Model. Journal of Turkish Operations
Management, 3(1),217-259.
21) Zoubi, M. R. (2015). Science Education in the Islamic World: A
Snapshot of the Role of Academies of Sciences, Procedia -
Social and Behavioral Sciences, 192,359–363.
22) Ul Haq, I., & Tanveer, M. (2020). Status of Research Productivity
and Higher Education in the Members of Organization of
Islamic Cooperation (OIC), Library Philosophy and Practice
(e-journal); ISSN 1522-0222, January 2020: 1-10. |
Başa Dön
Öz
Giriş
Materyal ve Metod
Bulgular
Tartışma
Sonuç
Kaynaklar
|
|
|
|