|
2020, Cilt 10, Sayı 3, Sayfa(lar) 488-493 |
|
DOI: 10.5961/jhes.2020.408 |
Sağlık Bilimleri Fakültesi Öğrencilerinin Romantik İlişkilerindeki Duygusal Kıskançlık Düzeyleri ve Baş Etme Yöntemleri |
Niḣan ALTAN SARIKAYA1, Yasemin KOYUNOĞLU2, Meral KAYA2 |
1Trakya Üniversiṫesi ̇ Sağlık Bil̇iṁleri ̇ Fakültesi,̇ Ruh Sağlığı ve Psik̇iẏatri ̇Hemşiṙeliğ̇i ̇Ana Bilim Dalı, Edirne, Türkiye 2Trakya Üniv̇ersiṫesi ̇ Sağlık Bil̇iṁleri ̇ Fakültesi,̇ Hemşiṙelik, Edirne, Türkiye |
Anahtar Kelimeler: Üniversite öğrencisi, Kıskançlık, Romantik ilişki, Baş etme |
|
Bu çalışmada, sağlık bilimleri fakültesinde öğrenim gören öğrencilerin cinsiyetlere göre romantik ilişkilerindeki duygusal kıskançlık
düzeyleri ve baş etme yöntemlerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Kesitsel ve tanımlayıcı olan bu çalışma, bir devlet üniversitesinin sağlık
bilimleri fakültesinde öğrenim gören, 677 öğrencisi ile gerçekleştirilmiştir. Veriler “Bilgi Formu” ve “Duygusal Kıskançlık Ölçeği-Üniversite
Öğrencileri Formu” ile toplanmış, verilerin değerlendirilmesinde ise yüzdelik dağılımlar, ortalamalar, standart sapma, medyan değerleri
ve Mann Whitney U testi kullanılmıştır. Öğrencilerin yaş ortalaması 19,64±1,54, %80,9’unun kadın, %62,2’sinin hemşirelik öğrencisi,
%43,4’ünün 1. sınıfa gittiği, %53,9’unun şehirde doğduğu saptanmıştır. Kadın öğrencilerin ölçek toplam puan ortalaması 42,42±7,56,
erkek öğrencilerin 38,75±8,63 olarak belirlenmiştir. Öğrencilerin baş etme yöntemleri içinden en fazla akılcı tartışma yöntemini tercih
ettiği saptanmıştır. Öğrencilerin duygusal kıskançlık seviyesinin yüksek olduğu belirlenmiştir. Öğrencilere duygusal kıskançlıkla baş
edebilmelerinde duygu farkındalığı ve duygu yönetimi eğitimlerinin planlanması önerilmiştir. |
Başa Dön
Öz
Giriş
Materyal ve Metod
Bulgular
Tartışma
Sonuç
Kaynaklar
|
|
Kıskançlık, her kültürde görülmekle birlikte sosyal ve kişisel
güvenliği tehdit eden bir durum hissedildiğinde ortaya çıkan bir
duygudur (Mclaren, 2011). Bu duygu insanların en çok utanarak
gizlediği duygulardan biridir. Gizlenen duygular kısa bir süre
sonra bireyde gerilim yaratır ve bireyin olayları değerlendirme
gücünü olumsuz etkiler (Tarhan, 2014).
Tüm insanlar hayatlarının bir noktasında kıskançlık yaşarlar.
Bazı insanların kıskançlık deneyimleri olumlu bir etki yaratırken,
diğer taraftan saldırgan ya da rahatsız edici tepkilere yol
açabilecek yoğunlukta psikolojik kargaşaya da neden olabilir
(Hepburn, 2009).
Kıskançlıkla ilgili toplumsal yanlış inanışlar ve düşünce kalıpları
mevcuttur. Sevme ile kıskançlık arasında paralel bir bağlantı
kurularak ‘Seven insan kıskanır’, ‘Kıskanayım ki sevdiğim anlaşılsın’
gibi cümleler kullanılmaktadır (Tarhan 2014; Makleff et
al., 2019). Uzun süreli romantik bir ilişki kurmak ve sürdürmek
birçok yetişkinin başarmaya çalıştığı sosyal bir süreçtir. Bu
çabanın başarısı veya başarısızlığı, bireylerin mutluluğunu ve
refahını önemli ölçüde etkileyebilir (Holmes & Johnson 2009).
Kıskançlık, romantik ilişkiler bağlamında yaşanan yoğun bir
duygu olarak da gösterilmektedir (Zandbergen & Brown 2015).
Romantik kıskançlık, bireylerin benlik saygısını tehdit eden, ilişkiye
yönelik gerçek veya algılanan bir tehdit karşısında ortaya
çıkan karmaşık bir duygudur. Romantik ilişkisinde kıskançlık
yaşayan bir birey, öfke, korku, üzüntü, gerginlik gibi duygular
da yaşamaktadır. Yoğun yaşanan olumsuz duygular bireylerin
olumsuz tepkilerine yol açar (Guerrero et al., 2005; Mclaren
2011). Bireylerde kendini kontrol etme yeteneği kaybolduğunda,
kendine veya çevresine zarar verecek boyutlara ulaşır ve
ölüm gibi ciddi sonuçlarla patolojik hâle gelebilir (White 1981;
Martínez-León et al., 2017). Cinayet, takip veya aile içi istismar
gibi şiddet içeren suçların büyük çoğunluğunun kıskançlık duygularıyla
bağlantılı olabildiği belirtilmektedir (Hepburn, 2009).
Bu nedenle duygusal kıskançlık toplum sağlığı için ele alınması
gereken önemli bir konudur.
Kıskançlığın karmaşık ve duruma dayalı bir yapısının olması
ve duygusal (kıskançken bireylerin nasıl hissettiği), bilişsel
(bireylerin kıskançlık yaratan durumları nasıl değerlendirdiği),
davranışsal (kıskançken bireylerin davranışları) üç farklı bileşenden
oluşması bireylerin, romantik kıskançlıkla baş etme
yöntemlerini etkilemektedir. Kıskançlıkla karşı karşıya kalan
bireyler farklı başa çıkma tepkileri gösterirler. Bazı bireyler
akılcı tartışma gibi yapıcı başa çıkma yöntemleri kullanırken
bazıları ise duygusal geri çekilme, savunmasızlık gibi yıkıcı başa
çıkma yöntemleri kullanmaktadır (Demirtas-Madran, 2011).
Yapılan bir çalışmada ‘Kıskançlıkla nasıl baş edersin?’ sorusuna,
katılımcıların çoğunluğu partneri ile bu konuda konuşacağını
belirtirken diğer çoğunluğu ise şiddetle cevap vereceğini belirtmiştir
(Pines, 1998).
Yetişkinliğe geçişin başladığı üniversite yıllarında yaşanan
romantik ilişkiler bireyler için büyük önem taşır (Ullah, Ahmad,
Khan & Alam 2016). Üniversite öğrencileri romantik ilişkilerinde
yaşadıkları kıskançlık karşısında olumsuz etkilenmektedir (Khanchandani & Durham 2009). 18 yaşındaki öğrencilerin
yaklaşık % 70’i “özellikle romantik” olarak ilişki içindedir ve bu
ilişkiler genellikle gençlerin ruh hallerini ve yaşam tarzlarını
değiştirebilir (Ullah et al., 2016).
Literatür taramasında Türkiye’de romantik kıskançlık ve baş
etme yöntemleri ile ilgili yapılan çalışmaların sınırlı olduğu, aynı
zamanda bu çalışmaların partneri olan ya da evli olan bireyler
üzerinde yapıldığı görülmüştür. Romantik kıskançlığın olumsuz
tarafları dikkate alındığında, bireylerin ilişki yaşamadan önce
cinsiyetlere göre duygusal kıskançlık düzeylerinin ve baş etme
yöntemlerinin farkında olması, ileride ortaya çıkacak istenmeyen
sonuçların önüne geçilebilmesinde önemli katkıları olacağı
düşünülmektedir. Bu nedenle romantik bir ilişkisi olan ya da
olmayan üniversite öğrencilerinin cinsiyetlere göre romantik
ilişkilerindeki duygusal kıskançlık düzeyleri ve başa çıkma yöntemlerini
belirlemek amacıyla bu çalışma gerçekleştirilmiştir.
Bu amaç doğrultusunda çalışmada aşağıdaki sorulara yanıt
aranmıştır:
1. Sağlık bilimleri fakültesi öğrencilerinin cinsiyetlere göre
romantik ilişkilerindeki duygusal kıskançlık düzeyleri nedir?
2. Cinsiyetlere göre öğrencilerin romantik ilişkilerindeki duygusal
kıskançlık düzeyleri arasında fark var mıdır?
3. Cinsiyetlere göre öğrencilerin romantik ilişkilerindeki duygusal
kıskançlıklarıyla baş etme yöntemleri nelerdir? |
Başa Dön
Öz
Giriş
Materyal ve Metod
Bulgular
Tartışma
Sonuç
Kaynaklar
|
|
Araştırmanın Amacı ve Tipi
Kesitsel ve tanımlayıcı tipte olan bu çalışmada, sağlık bilimleri
fakültesinde öğrenim gören öğrencilerin cinsiyetlere göre
romantik ilişkilerindeki duygusal kıskançlık düzeyleri ve baş
etme yöntemlerini belirlemek amaçlanmıştır.
Araştırmanın Yapıldığı Yer ve Zaman
Araştırma, 2018-2019 eğitim-öğretim yılında bir devlet üniversitesinin
sağlık bilimleri fakültesine kayıtlı olan öğrencileri
üzerinde yürütülmüştür.
Araştırmanın Evren ve Örneklemi
Araştırmanın evrenini, araştırmanın yapıldığı tarihler arasında
Sağlık Bilimleri Fakültesi’ne kayıtlı olan öğrenciler oluşturmuştur.
Örneklem seçimine gidilmeden, çalışmanın yapıldığı tarihlerde
fakültede bulunan tüm öğrencilere ulaşılması planlanmış
ve çalışmaya katılmayı kabul eden, romantik bir ilişkisi olan ya
da olmayan 677 öğrenci ile çalışma tamamlanmıştır.
Veri Toplama Aracı
Çalışmada veriler “Bilgi Formu” ve “Duygusal Kıskançlık ÖlçeğiÜniversite
Öğrencileri Formu” ile toplanmıştır.
Bilgi Formu: Araştırmacılar tarafından oluşturulan bu form,
öğrencilerin sosyo- demografik özelliklerini içeren (yaş, cinsiyet,
sınıf, bölüm, doğduğu yer, yaşadığı bölge) 6 soru, kıskançlıkla
ile ilgili özellikleri içeren (Romantik ilişkinizde kıskanç mısınız?,
Romantik ilişkinizdeki kıskançlık düzeyiniz nedir?, İlişkide yaşanan
kıskançlıkla başetme yöntemleriniz nelerdir?) 3 soru olmak
üzere toplam 9 sorudan oluşmuştur.
Duygusal Kıskançlık Ölçeği Üniversite Öğrencileri Formu:
Kızıldağ tarafından 2017 yılında geliştirilen 17 maddeli bu ölçek
üçlü Likert tipinde (“Hiç Kıskanmam; Biraz Kıskanırım; Çok Kıskanırım”)
uygulanmaktadır (Kızıldağ, 2017).
Ölçek, üç alt boyuttan (değersizlik, ilişkisel doyumsuzluk ve
aşkın yitimi, beraber zaman geçirmede isteksizlik) oluşmaktadır.
Değersizlik hissi (başkalarını takdir ederken partnerin takdir
edilmemesi, önemli günlerin hatırlanmaması vb.) alt boyutunda
1, 2, 3, 4, 5, 6 ve 7 numaralı maddeler; ilişkisel doyumsuzluk
ve aşkın yitimi (başkalarıyla olan ilişkilerde sınır koymama, başkalarıyla
görüşmek isteme vb.) alt boyutunda 8, 9, 10, 11, 12,
13, 14 ve 15 numaralı maddeler ve beraber zaman geçirmede
isteksizlik (birlikte vakit geçirmek yerine başkalarıyla birlikte
olma, arkadaş ortamlarına dahil etmeme vb.) alt boyutunda ise
16 ve 17 numaralı maddeler yer almaktadır. Bu ölçek romantik
bir ilişkisi olan ya da olmayan bireylere uygulanabilmektedir.
Duygusal Kıskançlığı Ölçeği Üniversite Öğrencileri Formu’ndan
alınan yüksek puan duygusal kıskançlık düzeyinin yüksekliğine
işaret etmektedir. Ölçekten alınabilecek puan aralığı 17-51 arasında
değişmektedir. Ölçeğin Cronbach Alpha değeri 0,89’dur.
Bu çalışmada ise ölçeğin Cronbach Alpha değeri 0,92 bulunmuştur.
Araştırmanın Etik Yönü
Araştırmanın etik uygunluğu için araştırmanın yapıldığı üniversitenin
bilimsel araştırmalar etik kurulundan BAEK 2018/405
numaralı etik onay izni, verilerin toplanmasında Sağlık Bilimleri
Fakültesi Dekanlığı’ndan yazılı izin ve çalışmanın amacı açıklanarak
öğ rencilerden yazılı ve sözlü onam alınmıştır.
Verilerin Toplanması
Veri formları doldurulmadan önce öğrencilere çalışmanın amacı
ve verilerin gizliliğinin korunacağı bilgisi verilmiştir. Çalışmaya
katılmayı kabul eden öğrencilerin bilgi formunu doldurmaları
yaklaşık 10 dakika sürmüştür.
İstatistiksel Analiz
Çalışmanın istatistiksel analizleri için Stastical Package for Social
Science for Windows 21 (SPSS 21) programı kullanılmıştır.
Verilerin normal dağılımı Shapiro-Wilk kullanılarak değerlendirilmiştir.
Verilerin analizinde, ordinal değişkenler için aritmetik
ortalama, standart sapma ve ortanca değerler, nominal değişkenlerde
de yüzde ve frekans kullanılmıştır. Ordinal değişkenler
arasındaki ilişkinin belirlenmesinde Spearman korelasyon
analizi ve iki grup ortalaması arasındaki farkın belirlenmesinde
Mann-Whitney U testi kullanılmıştır. İstatistiksel anlamlılık .05
düzeyinde sınanmıştır. |
Başa Dön
Öz
Giriş
Materyal ve Metod
Bulgular
Tartışma
Sonuç
Kaynaklar
|
|
Katılımcılara ilişkin tanıtıcı bilgiler Tablo 1’de gösterilmiştir.
Çalışmaya katılan öğrencilerin yaş ortalaması 19,64±1,55,
%80,9’unun kadın, %62,2’sinin bölümünün hemşirelik,
%43,4’ünün 1. sınıf olduğu ve %53,9’unun bir ilde doğduğu
belirlenmiştir.
Öğrencilerin kıskançlık ile ilgili özellikleri Tablo 2’de belirtilmiştir.
Çalışmaya katılan kadın öğrencilerin %81,2’sinin, erkek öğrencilerin %78,3’ünün romantik ilişkilerinde kıskanç olduğunu
ve kıskançlık düzeylerinin ise orta seviyede olduğunu
düşündükleri saptanmıştır.
Öğrencilerin cinsiyetlere göre Duygusal Kıskançlık Ölçeği Üniversite
Öğrencileri Formu ve alt boyut puan ortalamaları Tablo
3’te verilmiştir. Çalışmaya katılan kadın öğrencilerin duygusal
kıskançlık düzeyi toplam puan ortalaması 42,42±7,56 iken
ortanca değeri 45,00 olarak bulunmuştur. Kadın öğrencilerin
ilişkisel doyumsuzluk ve aşkın yitimi alt boyut puan ortalamasının
(20,54±3,64) değersizlik hissi (17,42±3,35) ve beraber
zaman geçirmede isteksizlik alt boyut puan ortalamasından
(4,45±1,26) daha yüksek olduğu saptanmıştır. Erkek öğrencilerin
duygusal kıskançlık düzeyi toplam puan ortalaması
38,75±8,63 iken ortanca değeri 41,00 olarak bulunmuştur.
Erkek öğrencilerin de ilişkisel doyumsuzluk ve aşkın yitimi
alt boyut puan ortalamasının (19,12±4,58), değersizlik hissi
(15,51±3,59) ve beraber zaman geçirmede isteksizlik alt boyut
puan ortalamasından (4,12±1,37) daha yüksek olduğu saptanmıştır.
 Büyütmek İçin Tıklayın |
Tablo 3: Cinsiyetlere Göre Duygusal Kıskançlık Ölçeği Üniversite Öğrencileri Formu ve Alt Boyut Puan Ortalamaları (n=677) |
Tablo 4’de öğrencilerin cinsiyetlere göre duygusal kıskançlık
ve alt boyut puanları arasındaki fark gösterilmiştir. Değersizlik
hissi, ilişkisel doyumsuzluk ve aşkın yitimi, beraber zaman
geçirmede isteksizlik alt boyutu ve toplam puanları açısından
cinsiyet değişkenine göre anlamlı bir farklılık bulunmuştur
(p<0.05). Bu fark kadın öğrencilerin lehine gerçekleşmiştir.
 Büyütmek İçin Tıklayın |
Tablo 4: Öğrencilerin Cinsiyetlerine Göre Duygusal Kıskançlık Ölçeği Üniversite Öğrencileri Formu Puanları Farkı (n=677) |
Tablo 5’de çalışmaya katılan öğrencilerin cinsiyetlere göre kıskançlıkla
baş etme yöntemleri gösterilmiştir. Kadın öğrencilerin
%57,5’i, erkek öğrencilerin %58,1’i en fazla akılcı tartışma yöntemini
kullandığı, kadın öğrencilerin %2,7’si, erkek öğrencilerin
% 3,1’inin ise en az olarak kendine fiziksel zarar vermeyi kullandığı
saptanmıştır.
|
Başa Dön
Öz
Giriş
Materyal ve Metod
Bulgular
Tartışma
Sonuç
Kaynaklar
|
|
Bu çalışmada sağlık bilimleri fakültesinde öğrenim gören
öğrencilerin cinsiyetlere göre romantik ilişkilerindeki duygusal
kıskançlık düzeyleri ve baş etme yöntemleri incelenmiştir.
Çalışmada kadın ve erkek öğrenciler romantik bir ilişki yaşadığında
kıskançlık hissedeceğini, romantik kıskançlık düzeylerinin
ise orta seviyelerde olacağını belirtti. Çalışma sonucunda kadın
öğrencilerin duygusal kıskançlık düzeyi toplam puan ortalaması
42,42±7,56, ortanca değeri 45,00; erkek öğrencilerin ise duygusal kıskançlık düzeyi toplam puan ortalaması 38,75±8,63,
ortanca değeri 41,00 olarak bulundu. Bu sonuçlar hem kadın
hem erkek öğrencilerin duygusal kıskançlık düzeylerinin yüksek
olduğunu göstermektedir. Yücelan’ın (2007) üniversite öğrencileri
üzerinde yaptığı çalışmada öğrencilerin romantik ilişkilerindeki
kıskançlık düzeyinin oldukça yüksek olduğu saptanırken,
Tortamış’ın (2014) evli bireylerin romantik kıskançlık düzeyleri
üzerinde yaptığı çalışmada da kadın ve erkeklerin romantik
kıskançlık düzeyi toplam puan ortalamalarının birbirine yakın
olduğu belirlenmiştir. Çalışma sonucu literatürdeki bulgularla
paralellik göstermektedir.
Çalışmaya katılan kadın ve erkek öğrencilerin partnerin başkalarıyla
da görüşmek istemesi gibi durumlarda yaşanan ilişkisel
doyumsuzluk ve aşkın yitimi alt boyut puan ortalamasının,
partnerin önemli günleri unutmasında yaşanan değersizlik
hissi ve arkadaş görüşmelerine partnerini davet etmemesi gibi durumlarda ortaya çıkan beraber zaman geçirmede isteksizlik
alt boyut puan ortalamasından daha yüksek olduğu görüldü.
İlişkisel doyumsuzluk ve aşkın yitiminin bireyler için ilişkinin
tehlikeye girmesi anlamına gelmesinden dolayı bireylerin böyle
bir durumda daha çok yetersizlik, çaresizlik, kaybetme korkusu
gibi duyguların daha ağır bastığı ve bu nedenle daha fazla sıkıntı
yaşadıkları düşünülmektedir.
Cinsiyet, romantik ilişkilerdeki kıskançlıkla ilgili literatürde en
çok araştırılan değişkenlerden biridir. Romantik kıskançlık ile
ilgili yapılan çalışmalar değerlendirildiğinde, bir kısım çalışmada
cinsiyetin kıskançlık üzerinde anlamlı bir fark oluşturmadığı
(Demirtaş & Dönmez 2006; Güngör Houser 2009) saptanırken,
yapılan bazı çalışmalarda ise kıskançlığın cinsiyetler arasında
farklılaştığı belirlenmiştir (Buss et al., 1992; Buss & Haselton
2005). Öğrencilerin cinsiyetlerine göre duygusal kıskançlık
düzeyleri ve alt boyut puanları arasında anlamlı bir farklılık
olduğu saptandı (p<0.05). Çalışmada, kadın öğrencilerin duygusal
kıskançlık ölçeği toplam puanı, değersizlik hissi, ilişkisel
doyumsuzluk ve aşkın yitimi, beraber zaman geçirmede isteksizlik
alt boyut puanlarının erkek öğrencilere göre istatistiksel
açıdan anlamlı derecede yüksek olduğu belirlendi (p<0.05).
Kadınların ve erkeklerin fiziksel, ruhsal yapılarındaki farklılıklardan
kaynaklandığı düşünülmektedir.
Demirtas-Madran (2011) erkek ve kadınların kıskançlıkla baş
etme eğilimleri arasında önemli farklılık olduğunu, Rusbult
(1987) ise kadınların ilişkiyi korumak için yapıcı yöntemleri,
erkeklerin ise kendine olan saygısını korumak için yıkıcı yöntemleri
seçeceklerini belirtmiştir. Çalışmada kadın ve erkek
öğrencilerin partnerlerine karşı yaşayacakları duygusal kıskançlıklarda,
çoğunlukla yapıcı yöntemlerden; doğru bir iletişim
kurarak sorunlarını çözmede akılcı tartışma yöntemini ve
ilişkiyi koruma çabasıyla gizlice acı çekme, ağlama yöntemini kullanacakları saptanırken, diğer taraftan da ilişkilerinde yıkıcı
yöntemlerden olan sözlerle iğneleme ve öç alma gibi ilişkiyi
bitirme ya da bitirmeyle tehdit etme yöntemlerini kullandıkları
belirlendi. Çalışmada erkek ya da kadınların benzer baş etme
yöntemlerini kullandıkları saptandı. Çalışmayla benzer olarak
Pines ve Aronson (1983) kadınların ve erkeklerin baş etme yöntemleri
arasından en çok akılcı tartışma yöntemini kullandığını
belirtmiştir. Sosyal ilişkilerin önemli olduğu, duygusal tepkilerin
değişken olduğu gençlik döneminde, duygusal kıskançlık karşısında
gençlerin ilişkilerinde çözüm yolları aradığı ve yapıcı bir
tutum tercih ettikleri söylenebilir.
Araştımanın Sınırlılıkları
Çalışmanın yalnızca bir devlet üniversitesinin sağlık bilimleri
fakültesinde öğrenim gören öğrencileriyle yürütülmüş olması
ve değerlendirmeye alınan toplam öğrenci sayısının evrenin
%42’sini oluşturması çalışma sonuçlarının genellenememesine
neden oluşturmaktadır. |
Başa Dön
Öz
Giriş
Materyal ve Metod
Bulgular
Tartışma
Sonuç
Kaynaklar
|
|
Çalışmada, kadın ve erkek öğrencilerin çoğunluğu, romantik bir
ilişkide duygusal kıskançlık hissedeceğini, romantik kıskançlık
düzeyinin ise orta seviyelerde olacağını belirtti. Öğrencilere kıskançlıkla
baş etme yöntemleri sorulduğunda çoğunluğu akılcı
yöntemle tartışma gibi yapıcı baş etme yöntemlerini kullanacağını
belirtirken, büyük bir çoğunluğu da iğneleme, öç alma
gibi yıkıcı baş etme yöntemlerini kullanacağını belirtti. Kadın
ve erkek öğrencilerin duygusal kıskançlık düzeylerinin yüksek
olduğu saptandı. Kadın öğrencilerin duygusal kıskançlık ölçeği
toplam puanı, değersizlik hissi, ilişkisel doyumsuzluk ve aşkın
yitimi, beraber zaman geçirmede isteksizlik alt boyut puanlarının
erkek öğrencilere göre istatistiksel açıdan anlamlı derecede
yüksek olduğu belirlendi.
Bu araştırmadan elde edilen bulgular doğrultusunda, ruh
sağlığı profesyonellerinin, duyguların yoğun olarak yaşandığı
üniversite döneminde gençlerin duygusal ilişkilerindeki kıskançlığının
fark edilmesinde, duygusal kıskançlıkla baş etmekte
biçimlerinin belirlenmesinde ve gençlerin yaşadıkları ağır duyguların
yaşamındaki etkilerini fark ederek iç görü kazanmalarında
önemli görevleri bulunmaktadır. Geleceğin aile yaşamını
biçimlendirecek olan gençlere romantik ilişkiye başlamadan
önce kendilerini tanımaları, duygularının farkına varmaları,
duygulara uygun yapıcı baş etme yöntemleri geliştirmeleri
konusunda yardımcı olunmalıdır. |
Başa Dön
Öz
Giriş
Materyal ve Metod
Bulgular
Tartışma
Sonuç
Kaynaklar
|
|
1) Buss, D. M., & Haselton, M. (2005). The evolution of jealousy.
Trends in Cognitive Science, 9(11), 506-507.
2) Buss, D. M., Larsen, R. J., Westen, D., & Semmelroth, J. (1992). Sex
differences in jealousy: Evolution, physiology, and psychology.
Psychological Science, 3(4), 251-256.
3) Demirtas-Madran, H. A. (2011). Understanding coping
with romantic jealousy: Major theoretical approaches.
Re-constructing emotional spaces: From experience to
regulation, Prague College of Pschological Studies Press, 153-
167.
4) Demirtaş, H. A., & Dönmez, A. (2006). Yakın ilişkilerde kıskançlık:
Bireysel, ilişkisel ve durumsal değişkenler. Türk Psikiyatri
Dergisi, 17(3),1-11.
5) Guerrero, L. K., Trost, M. R., & Yoshimura, S. M. (2005). Romantic
jealousy: Emotions and communicative responses. Personal
Relationships, 12(2), 233-252.
6) Güngör-Houser, A. (2009). Evli bireylerin sahip oldukları
iletişim çatışması türü, romantic kıskançlık ve duygusal zeka
düzeylerinin evlilik doyumları üzerine etkisi. [Yayımlanmamış
yüksek lisans tezi] Ankara: Ankara Üniversitesi.
7) Hepburn, J. M. (2009). In: Jealious. Eds. Weiner IB, Craighead WE,
The Corsini Encyclopedia of Psychology. New Jersey: John
Wiley & Sons, Inc.
8) Holmes, B. M., & Johnson, K. R. (2009). Adult attachment and
romantic partner preference: A review. Journal of Social and
Personal Relationships, 26, 833-852.
9) Khanchandani, L., & Durham, T. W. (2009). Jealousy during dating
among female college students. College Student Journal,
43,1272-1278.
10) Kızıldağ, S. (2017). Duygusal Kıskançlık Ölçeği Üniversite
Öğrencileri Formu: Geçerlik ve Güvenirlik Çalışmaları. Eğitimde
ve Psikolojide Ölçme ve Değerlendirme Dergisi, 8(1), 146-157.
11) Makleff, S., Garduño, J., Zavala, R. I., Barindelli, F., Valades, J.,
Billowitz, M., Silva Márquez, V. I., & Marston, C. (2019).
Preventing intimate partner violence among young people-a
qualitative study examining the role of comprehensive
sexuality education. Sexuality Research and Social Policy, 1-12.
12) Martínez-León, N. C., Peña, J. J., Salazar, H., García, A., & Sierra,
J. C. (2017). A systematic review of romantic jealousy in
relationships. Terapia Psicológica, 35(2),203-212.
13) Mclaren, K. (2011). Duyguların dili. Çev. Yalçınkaya Z. İstanbul,
Butik Yayıncılık.
14) Pines, A. M. (1998). Romantic jealousy: Causes, symptoms, cures.
New York (NY): Routledge.
15) Pines, A. M., & Aronson, E. (1983). The jealousy question scale.
Psychological Reports, 50, 1143-1147.
16) Rusbult, C. E. R. (1987). Responses to dissatisfaction in close
relationships: The exit-voice-loyalty-neglect model. In D.
Perlman & S. Duck (Eds.), Intimate relationships: Development,
dynamics, and deterioration. (pp. 209-237), Beverly Hills, CA:
Sage.
17) Tarhan, N. (2014). Duyguların psikolojisi. İstanbul, Timaş Yayınları.
18) Tortamış, M. (2014). Evli bireylerde romantik kıskançlık türü
ve aldatma eğiliminin şema terapi modeli çerçevesinde
değerlendirilmesi. [Yayınlanmamış yüksek lisans tezi] Ankara:
Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
19) Ullah, Z., Ahmad, Z., Khan, H., & Alam, J. (2016). The nexus of
romantic relationship and motivation among students of a
university: A quantitative study. The Discourse, 2(2), 13-19.
20) White, G. L. (1981). Jealousy and partner´s perceived motives for
attraction to a rival. Social Psychology Quarterly, 44, 24-30.
21) Yücalan, Ö. B. (2007). Üniversite öğrencilerinin yakın ilişkilerinin
bazı değişkenler ve baskın ben durumları (TA) açısından
incelenmesi [Yayınlanmamış doktora tezi] Konya: Selçuk
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
22) Zandbergen, D. L., & Brown, S. G. (2015). Culture and gender
differences in romantic jealousy. Personality and Individual
Differences, 72, 122-127. |
Başa Dön
Öz
Giriş
Materyal ve Metod
Bulgular
Tartışma
Sonuç
Kaynaklar
|
|
|
|