|
2020, Cilt 10, Sayı 3, Sayfa(lar) 573-583 |
|
DOI: 10.5961/jhes.2020.417 |
Üniversite Öğrencilerinde Çocukluk Dönemi İhmal ve İstismar Yaşantılarının Yaşam Doyumunu Yordamadaki Rolü: Cinsiyet ve Ruhsal Problemlere Dayalı Karşılaştırmalar |
Ayşe KALYON, Hikmet YAZICI |
Trabzon Üniversitesi, Fatih Eğitim Fakültesi, Eğitim Bilimleri Bölümü, Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Anabilim Dalı, Trabzon, Türkiye |
Anahtar Kelimeler: Yaşam doyumu, Çocuk istismarı, Çocuk ihmali |
|
Bu araştırmanın amacı çocukluk çağı ihmal ve istismar yaşantılarının bireylerin yaşam doyumlarını yordamadaki rollerini incelemektir.
Bu yaşantıları cinsiyet ve ruhsal problemler açısından karşılaştırmak çalışmanın diğer amacıdır. İlişkisel tarama ve nedensel karşılaştırma
yöntemine dayalı olarak gerçekleştirilen araştırmanın çalışma grubu 439 gönüllü üniversite öğrencisinden oluşmaktadır. Katılımcıların
çocukluk dönemi istismar oranları incelendiğinde; %30.1’inin duygusal istismar, %24.1’inin fiziksel ihmal, %18.9’unun cinsel istismar,
%18.7’sinin duygusal ihmal ve %16.6’sının fiziksel istismar öyküsüne sahip olduğu görülmüştür. Bir veya daha fazla çocukluk dönemi
istismar veya ihmal öyküsüne sahip olanların oranı ise %53.5’tir. Yaşam doyumunun bağımlı değişken olarak seçildiği regresyon modelinde
bağımsız değişkenlerden duygusal ihmal (β=-.45, p<.001) ile fiziksel istismarın (β=.19, p=.001) özgün katkıları anlamlı bulunurken,
duygusal istismar (β=-.04, p>.05), fiziksel ihmal (β=-.09, p>.05) ve cinsel istismar (β=-.07, p>.05) değişkenlerinin özgün katkısı anlamlı
bulunmamıştır. Çocukluk dönemi istismar/ihmal öyküsü bulunan katılımcıların yaşam doyumları, bu tür bir öyküsü bulunmayan
katılımcılara oranla anlamlı derece düşük çıkmıştır (t= 6.028, p<.001). Kadın ve erkeklerin yaşam doyumları arasında ise anlamlı bir
farklılık bulunmamıştır (t= 1.290, p>.05). Çocukluk dönemi istismar/ihmal öyküsü bulunan katılımcıların psikolojik destek alma oranı
(χ2= 8.10, sd= 1, p<.01), ruhsal rahatsızlığa sahip olma durumu (χ2= 14.81, sd= 1, p<.01) ve psikiyatrik ilaç kullanma oranı (χ2= 4.40,
sd= 1, p<.05) bu tür yaşantısı olmayan katılımcılara oranla anlamlı derecede yüksek çıkmıştır. Araştırma sonucunda elde edilen bulgular
çocukluk çağı ruhsal travma yaşantılarının bireyin yaşam doyumu ve ruh sağlığını olumsuz yönde etkilediğini ortaya koymaktadır. Klinik
olmayan bir örneklemde yapılan bu çalışma, bireylerin çocukluk dönemi ihmal ve istismar oranlarına ilişkin bulgular sunması ve çocukluk
dönemi ihmal/istismar öyküsüne sahip bireylerle bu tür bir öyküsü bulunmayan bireyleri çeşitli değişkenler açısından karşılaştırması
açısından önemlidir. |
Başa Dön
Öz
Giriş
Materyal ve Metod
Bulgular
Tartışma
Sonuç
Kaynaklar
|
|
İhmal ve istismar edilmek çocukların sosyal, duygusal, davranışsal
ve bilişsel gelişimlerine zarar vermekte ve uzun vadede
ciddi olumsuz etkilere yol açabilmektedir. Çocuk istismarı, ebeveyni
veya bakım vereni tarafından çocuğa karşı fiziksel, cinsel
ve/veya sözel olarak yapılan kötü, uygunsuz ve çocuğa zarar
veren eylemleri ifade eder. Çocuk ihmali ise ebeveynin veya
bakım verenin çocuğun fiziksel, duygusal, tıbbi veya eğitimsel
ihtiyaçlarını asgari düzeyde bile karşılayamaması anlamına gelmektedir
(McCoy & Keen, 2014). Bireyin çocukluk döneminde
fiziksel, sosyal, psikolojik ve duygusal ihtiyaçların uygun ve
yeterli düzeyde karşılanması gelişimi ve ruh sağlığı açısından
oldukça önemlidir. Çocukluk dönemi yaşantıları, bireyin kendisi
ve dış dünyaya yönelik algılamaları üzerinde önemli bir etkiye
sahiptir. İhmal ve istismar edildikleri bir ortamda büyüyen
çocuklar kaçınma, boyun eğme, duygusal engellenme ve saldırganlıkla
çerçevelenmiş bir dizi uyumsal strateji geliştirirler.
Rahatlık ve koruma kaynağı olması gereken bakım verenlerinin
tehdit ve acıya yol açabilen figürlere dönüşmesi; çocukluğunda
ihmal ve istismara uğramış bireylerin diğer insanların ruh
halleri ve davranışlarına karşı son derece tetikte olmalarına,
çatışmacı ve saldırgan davranışlar geliştirmelerine, duygu ve
ihtiyaçlarını ifade etmekten kaçınmalarına ve diğer insanları
güvenilmez olarak varsaymalarına neden olur (Howe, 2005).
Ayrıca bu çocuklarda, istismar yaşantıları ile dışsallaştırma ve
içselleştirme davranışlarının miktarı ve dikkat eksikliği hiperaktivite
bozukluğu arasında da güçlü bir ilişki vardır (Hunt, Slack
& Berger, 2017).
Çocukluk döneminde ihmal ve istismara veya farklı travmatik
yaşantılara maruz kalmak yaşamın sonraki dönemlerinde ruhsal
rahatsızlıklara yol açabilmektedir. Cinsel ve fiziksel istismar
türünden örseleyici yaşantılara tekrarlayıcı bir şekilde maruz
kalmak, orta yaş psikopatolojisi için önemli bir nedenselliktir
(Clark, Caldwell, Power & Stansfeld, 2010). Bu tür çocukluk dönemi yaşantıları, bireyin yetişkinlik dönemindeki psikolojik
iyi oluşunun bozulmasında ciddi bir etkiye sahiptir (Nurius,
Green, Logan-Greene & Borja, 2015).
Yapılan bazı araştırmalar çocukluk dönemlerinde istismara
uğrayan yetişkinlerde depresyon (Poole, Dobson & Pusch,
2017), intihar girişimi, travma sonrası stres bozukluğu (Steine
ve diğ., 2017; Sullivan, Fehon, Andres-Hyman, Lipschitz ve
Grilo, 2006; Widom, 1999) ve madde bağımlılığı (Elwyn ve
Smith, 2013; Mersky, Topitzes ve Reynolds, 2013) yaygınlığının
yüksek olduğunu göstermektedir (Collishaw et al., 2007; Hornor,
2010). Bu bireyler yetişkinlik döneminde kişilik bozukluğu
(Johnson, Cohen, Brown, Smailes ve Bernstein, 1999; Ogata et
al., 1990; Zanarini et al., 1997), yeme bozuklukları (Kendall-
Tackett, 2002) ve aleksitimi (Evren, Evren, Dalbudak, Özçelik
& Öncü, 2009) gelişimi açısından da risk altındadır. Ayrıca
olumsuz çocukluk çağı deneyimi puanları arttıkça psikotropik
ilaç kullanım oranının artması arasındaki güçlü ilişki, bu tür
yaşantıların yetişkin psikopatolojisi üzerindeki etkisinin de altını
çizmektedir (Anda et al., 2007).
Çocukluk döneminde duygusal ihmale maruz kalma özellikle
depresyon, distimi ve sosyal fobi ile ilişkili bulunmuşken, duygusal
ihmal yanında cinsel istismar öyküsü bulunanlarda yaşam
boyu birden fazla duygusal bozukluk geliştirme olasılığı daha
yüksek gözlenmiştir (Spinhoven et al., 2010). Brown, Cohen,
Johnson ve Smailes (1999) tarafından temsil edici bir örneklemle
yapılan 17 yıllık izlem çalışmasının sonuçlarına göre çocukluk
döneminde istismara uğrayan bireylerin depresyon yaşama ya
da intihar etme riski böyle bir öyküsü bulunmayanlara oranla
üç ila dört kat daha fazladır. Aynı araştırmanın sonuçlarına göre
çocukluk döneminde cinsel istismara uğramış bireylerin yetişkinlik
döneminde tekrarlanan intihar girişimi riski ise sekiz kat
daha fazladır. Walker ve ark. (1999) çalışması ise çocukluğunda
istismara uğrayan kadınların böyle bir öyküsü bulunmayan
kadınlara oranla genel sağlıklarını daha zayıf algıladıklarını, fiziksel ve duygusal işlevsellik alanlarında daha fazla yetersizlik
gösterdiklerini ve hekim tarafından tanılanmış hastalıklara
daha çok sahip olduklarını ortaya koymaktadır. Çocukluğunda
istismar öyküsü bulunan kadınların sarhoşken araba kullanmak,
riskli cinsel ilişkilere girmek ve alkolizm gibi riskli davranışları
gösterme ve obezite gibi sağlık sorunlarını yaşama oranlarının
da anlamlı derecede daha yüksek olması aynı çalışmanın ortaya
koyduğu bir diğer önemli bulgudur. Çocukluk dönemi istismar
yaşantıları yetişkinlik döneminde iskemik kalp rahatsızlığı,
kanser, kronik akciğer hastalığı, iskelet kırıkları ve karaciğer
hastalıkları gibi sağlık sorunlarıyla da ilişkili bulunmuştur (Felitti
et al., 2019). Literatürde olumsuz çocukluk yaşantılarının uzun
vadede yetişkinlik dönemi sağlık problemleri için risk faktörü
olduğunu ortaya koyan başka çalışmalar da mevcuttur (Boullier
& Blair, 2018; Chartier, Walker & Naimark, 2010; Min, Minnes,
Kim & Singer, 2013).
Çocukluk dönemi ihmal/istismar yaşantılarının cinsiyete dayalı
karşılaştırıldığı çalışmalar incelendiğinde, Thompson, Kingree
ve Desai’nin (2004) araştırmasında çocukluk dönemi fiziksel
istismar yaşantılarının kadınlara oranla erkeklerde daha yaygın
olduğu görülmüştür. Ayrıca aynı çalışmada fiziksel istismarın
yetişkinlik dönemindeki sağlık sorunlarıyla ilişkili olduğu ve
erkeklere oranla kadınların ruh sağlığını ve genel sağlık algısını
daha olumsuz etkilediği de bulunmuştur. Feiring, Taska ve
Lewis’in (1999) cinsel istismar mağduru çocuk ve ergenlerle
yürüttükleri araştırmada kızlarda davetsiz (girici) düşünceler,
aşırı uyarılmışlık, cinsel anksiyete, kişisel kırılganlık ve dünyayı
tehlikeli bir yer olarak algılama erkeklere oranla daha yüksek
düzeyde bulunmuştur. Cinsel istismarın etkilerini belirlemeye
yönelik yapılan prospektif bir çalışmada ise cinsel istismar
mağduru kadın ve erkeklerde psikiyatrik tedaviye başvurma
oranının genel popülasyona oranla daha yüksek olduğu ortaya
konulmuştur (Spataro, Mullen, Burgess, Wells & Moss, 2004).
Çocukluk dönemi ihmal ve istismar yaşantıları bireyin yaşam
kalitesini de olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Yapılan çalışmalar
çocukluk çağı ihmal ve istismar yaşantısı puanları yüksek
olan yetişkinlerin lise terki, işsizlik ve yoksulluk puanlarının
bu tür yaşantısı olmayanlardan daha yüksek olduğunu ortaya
koymaktadır (Metzler, Merrick, Klevens, Ports & Ford, 2017).
Bu bireylerin romantik ilişkilerinde şiddet yaşama, ayrılma ya
da boşanma, genç yaşta ebeveyn olma ve çocuklarına şiddet
uygulama veya ebeveyn olarak müsamahakâr davranma
oranları da daha yüksektir (de Jong, Alink, Bijleveld, Finkenauer
& Hendriks, 2015). Ayrıca olumsuz çocukluk yaşantıları,
bireylerin güvensiz bağlanma örüntüleri geliştirmelerine
neden olarak kendilerine, mevcut ilişkilerine ve genel olarak
yaşamlarına yönelik memnuniyet düzeylerinin düşük olmasına
da yol açmaktadır (Hinnen, Sanderman & Sprangers, 2009).
Çocukluk dönemindeki bu tür yaşantıların bireyin ruh sağlığı,
genel sağlığı ve psiko-sosyal özellikleri üzerindeki etkileri bu
konunun araştırılmasının önemini artırmaktadır. Dolayısıyla
bu araştırmada üniversite öğrencilerinin çocukluk çağı ruhsal
travma yaşantılarının yaşam doyumunu yordamadaki rolünün
incelenmesi amaçlanmaktadır. Ayrıca bu çalışmada çocukluk
dönemi ihmal ve istismar yaşantıları, cinsiyet ve ruhsal problemler
gibi değişkenler açısından da karşılaştırmalar yapılmıştır. |
Başa Dön
Öz
Giriş
Materyal ve Metod
Bulgular
Tartışma
Sonuç
Kaynaklar
|
|
Bu çalışma, nicel araştırma yaklaşımının ilişkisel tarama ve
nedensel karşılaştırma yöntemine dayalı olarak gerçekleştirilmiştir.
Veriler 2018-2019 eğitim-öğretim yılında Trabzon
Üniversitesi Fatih Eğitim Fakültesi’nde öğrenim görmekte olan
öğrencilerden toplanmıştır. Örneklemin seçilmesinde zaman ve
iş gücü gibi sınırlılıklar nedeniyle kolay ulaşılabilir örnekleme
yöntemi kullanılmıştır. Katılımcılar çalışmada gönüllü olarak
yer almıştır. Araştırmanın çalışma grubu 339 kadın (%77.2) ve
100 erkek (%22.8) olmak üzere toplam 439 katılımcıdan oluşmaktadır.
Katılımcıların yaş ortalaması 20.51±1.66 ve yaş aralığı
18-25’tir.
Veri Toplama Araçları
Kişisel Bilgi Formu: Katılımcıların yaş, cinsiyet, psikolojik
destek alma durumu, ruhsal rahatsızlığa sahip olma durumu,
psikiyatrik ilaç kullanımı ve kronik bir hastalığa sahip olma gibi
demografik bilgilerini edinmek amacıyla araştırmacılar tarafından
oluşturulmuştur.
Çocukluk Çağı Ruhsal Travmalar Ölçeği (ÇÇRTÖ): Bernstein ve
diğerleri (2003) tarafından geliştirilen bu ölçek Şar, Öztürk ve
İkikardeş (2012) tarafından Türkçe’ye uyarlanmıştır. Ölçekten
çocukluk çağı cinsel istismar, fiziksel istismar, duygusal istismar,
duygusal ihmal ve fiziksel ihmal olmak üzere beş alt puan ile
bunların birleşiminden oluşan toplam puan elde edilmektedir.
5’li Likert tipindeki bu ölçek 28 maddeden oluşmaktadır. Alt
ölçeklerin puanları 5-25, toplam puan 25-125 arasındadır.
Ölçekte puanların artması çocukluk çağı ruhsal travma puanlarının
yükseldiğini gösterir. Ölçekteki 2., 5., 7., 13., 19., 26. ve
28. maddeler ters puanlanmaktadır. Ölçeğin iç tutarlılığını gösteren
Cronbach alfa değeri .93, Guttman yarım test katsayısı ise
.97’dir. ÇÇRTÖ’nün toplam puanının test-tekrar test korelasyon
katsayısı .90, alt puanlar için korelasyon katsayıları ise duygusal
istismar için .90, duygusal ihmal için .85, fiziksel istismar için
.90, cinsel istismar için .73, fiziksel ihmal için .77’dir (Şar ve diğ.,
2012). ÇÇRTÖ’nün güvenirliğini tekrarlamak için bu araştırmada
Cronbach alfa değeri hesaplanmış ve .90 bulunmuştur.
Yaşam Doyumu Ölçeği (YDÖ): Diener, Emmons, Larsen ve
Griffin (1985) tarafından geliştirilen ve Köker (1991) tarafından
Türkçe’ye uyarlanan ölçek yedili Likert tipinde beş madde ve
tek faktörden oluşmaktadır. Daha sonra Dağlı ve Baysal (2016)
tarafından da geçerlik ve güvenirlik çalışması yapılan ölçek
madde sayısı ve faktör yapısı aynı kalarak 5’li Likert tipine
dönüştürülmüştür. Bu araştırmada Köker (1991) tarafından
geliştirilen form kullanılmıştır. Ölçeğin güvenirlik çalışmaları
sonucunda test-tekrar test güvenirliği .85 bulunmuştur.
Madde-test korelasyonlarına bakıldığında ise toplam puan ile
madde 1 korelasyonu .73; madde 2 korelasyonu .71; madde 3
korelasyonu .76; madde 4 korelasyonu .75; madde 5 korelasyonu
.80 düzeyindedir (Köker, 1991). Bu çalışmada katılımcılardan
elde edilen veriler üzerinde Cronbach alfa değeri hesaplanmış
ve .87 bulunmuştur.
Verilerin Toplanması
Veriler 2018-2019 eğitim-öğretim yılında toplanmıştır. Katılımcılar
çalışmada gönüllü olarak yer almıştır. Uygulama öncesinde katılımcılara ölçeklerin nasıl doldurulacağı konusunda araştırmacılar
tarafından bilgi verilmiştir. Ölçeklerin doldurulması
ortalama 10-15 dakika sürmüştür.
Verilerin Analizi
Araştırmada toplanan veriler SPSS 23.0 paket programı ile analiz
edilmiştir. Veri analiz teknikleri olarak tanımlayıcı istatistikler,
bağımsız örneklem t testi, çoklu regresyon analizi ve ki-kare
(c2) testi kullanılmıştır. Çalışmada öncelikle verilerin regresyon
analizinin varsayımlarını karşılayıp karşılamadığını belirlemek
amacıyla birtakım değerlere bakılmıştır. Verilerin çarpıklık ve
basıklık değerlerine bakılmış ve normal dağılıma uygun olduğu
tespit edilmiştir. Regresyon modelinde yer alan değişkenler arasındaki
ilişkiler -.46 ile .59 arasında olup yordayıcı değişkenler
arasındaki korelasyonların .80 den küçük (.25 ile .59 arasında)
olduğu görülmüştür. Dolayısıyla yordayıcı değişkenler arasında
çoklu bağlantılılık (multi-collinearity) problemi yoktur. Çoklu
regresyon analizi sırasında hesaplanan yordayıcı değişkenlere
ait Tolerans değerlerinin .20’den büyük (.53 ila .82 arasında),
VIF değerlerinin 10’dan küçük (1.21 ila 1.89 arasında) ve CI
değerlerinin 30’dan küçük olması da çoklu bağlantılılık probleminin
olmadığını göstermektedir. |
Başa Dön
Öz
Giriş
Materyal ve Metod
Bulgular
Tartışma
Sonuç
Kaynaklar
|
|
Katılımcıların istismar ve ihmal yaşantılarına ilişkin tanımlayıcı
istatistikler Tablo 1’de sunulmuştur.
 Büyütmek İçin Tıklayın |
Tablo 1: Katılımcıların İstismar ve İhmal Yaşantılarına İlişkin
Tanımlayıcı İstatistikler |
Tablo 1’de katılımcıların çocukluk dönemi istismar oranları
incelendiğinde; %18.9’unun cinsel istismar, %16.6’sının fiziksel
istismar, %24.1’inin fiziksel ihmal, %30.1’inin duygusal istismar,
%18.7’sinin duygusal ihmal öyküsünün bulunduğu görülmektedir.
Katılımcıların %53.5’i ise bir veya daha fazla çocukluk
dönemi istismar veya ihmal öyküsüne sahiptir.
Yaşam doyumu ile yordayıcı değişkenler arasındaki ilişkiler
Pearson Momentler Çarpımı Korelasyon Katsayısı (PMÇÇK) ile
incelenmiştir. PMÇÇK analiz sonuçlarına göre yaşam doyumu
ile duygusal istismar (r=-.24, p<.001), fiziksel ihmal (r=-.28,
p<.001), duygusal ihmal (r=-.46, p<.001) ve cinsel istismar (r=-
.15, p=.001) puanları arasında negatif yönde anlamlı ilişkiler
bulunmuştur. Yaşam doyumu ile fiziksel istismar (r=-.09, p>.05)
puanları arasında ise anlamlı bir ilişkiye rastlanmamıştır (Tablo
2).
 Büyütmek İçin Tıklayın |
Tablo 2: ÇÇRTÖ’nün Alt Ölçekleri ile Yaşam Doyumu Ölçeği’ne İlişkin Ortalama, Standart Sapma ve Korelasyon Değerleri |
ÇRTÖ’nün alt ölçekleri olan duygusal istismar, fiziksel istismar,
fiziksel ihmal, duygusal ihmal ve cinsel istismarın yaşam doyumunu
yordama düzeyine ait bulgular Tablo 3’te sunulmuştur.
Yapılan çoklu doğrusal regresyon analizi sonucunda kurulan
regresyon modelinin anlamlı olduğu (F(5, 433)=26.55, p<.001)
ve yaşam doyumundaki toplam varyansın %23’ünü açıkladığı
(R=.48, R2=.24, ΔR2=.23) tespit edilmiştir. Regresyon katsayılarının
anlamlılık testleri göz önünde bulundurulduğunda,
yordayıcı değişkenlerden duygusal ihmal (β=-.45, p<.001) ve
fiziksel istismarın (β=.19, p=.001) modele özgün katkısının
anlamlı olduğu; duygusal istismar (β=-.04, p>.05), fiziksel ihmal
(β=-.09, p>.05) ve cinsel istismarın (β=-.07, p>.05) ise modele
özgün katkısının anlamlı olmadığı görülmüştür.
Tablo 4 incelendiğinde çocukluk döneminde cinsel istismar
(t=2.418, p<.05, d=.28), fiziksel istismar (t=3.165, p<.01,
d=.39), fiziksel ihmal (t=4.686, p<.001, d=.51), duygusal istismar
(t=4.044, p<.001, d=.42), duygusal ihmal (t=7.486, p<.001,
d=.88) ve bir ya da daha fazla ihmal/istismar (t=6.028, p<.001,
d=.57) yaşantısı olan katılımcıların yaşam doyumu puan ortalamalarının
bu tür bir yaşantısı olmayan katılımcılardan anlamlı
derecede daha düşük olduğu görülmektedir.
 Büyütmek İçin Tıklayın |
Tablo 4: Katılımcıların Yaşam Doyumlarının Çocukluk Dönemi İhmal ve İstismar Yaşantılarına Göre Karşılaştırılması |
Cinsiyete dayalı yapılan karşılaştırmalar sonucunda erkeklerin
çocukluk dönemi fiziksel istismar (t=-2.261, p<.05, d=-.29),
fiziksel ihmal (t=-4.558, p<.001, d=-.58), duygusal ihmal (t=-
2.922, p<.05, d=-.32) ve çocukluk çağı ruhsal travmaları puan
ortalamaları (t=-2.601, p<.05, d=-.32) kadınlardan anlamlı
derece daha yüksek bulunmuştur. Kadın ve erkeklerin cinsel istismar (t=.498, p>.05) ve duygusal istismar (t=-.26, p>.05)
puan ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark
bulunmamıştır. Yaşam doyumu açısından ise iki grubun puan
ortalamalarının anlamlı olarak farklılaşmadığı (t=1.29, p>.05)
görülmektedir (Tablo 5).
 Büyütmek İçin Tıklayın |
Tablo 5: Katılımcıların Çocukluk Çağı Travma Puanlarının ve Yaşam Doyumlarının Cinsiyete Göre Karşılaştırılması |
Tablo 6 incelendiğinde çocukluk dönemi ihmal ve/veya istismar
yaşantısı bulunan katılımcıların 63’ü (%26.9) psikolojik destek
almış, 171’i (%73.1) psikolojik destek almamıştır. Bu tür bir
yaşantısı bulunmayan katılımcıların ise 32’si (%15.7) psikolojik
destek almış, 172’si (%84.3) psikolojik destek almamıştır.
Yapılan ki-kare analizi sonucunda çocukluk döneminde ihmal
ve/veya istismara uğrama ile psikolojik destek alma arasında
anlamlı bir ilişki olduğu (c2=8.10, sd=1, p<.01) ve çocukluğunda
ihmal ve/veya istismara uğrayan katılımcıların psikolojik destek
alma oranlarının daha yüksek olduğu görülmüştür.
 Büyütmek İçin Tıklayın |
Tablo 6: Çocukluk Dönemi İhmal/İstismar Yaşantılarının Varlığı ve Psikolojik Destek Alma Arasındaki İlişkiye Yönelik Ki-Kare Tablosu |
Tablo 7’ye göre çocukluk dönemi ihmal ve/veya istismar yaşantısı
bulunan katılımcıların 62’sinin (%26.4) ruhsal bir rahatsızlığı
varken, 173’ünün (%73.6) ruhsal bir rahatsızlığı yoktur. Bu tür
bir yaşantısı bulunmayan katılımcıların ise 24’ünün (%11.8) ruhsal
bir rahatsızlığı varken, 180’inin (%88.2) ruhsal bir rahatsızlığı
yoktur. Yapılan ki-kare analizi sonucunda çocukluk döneminde
ihmal ve/veya istismar yaşantıları ile ruhsal rahatsızlık arasında
anlamlı bir ilişki olduğu (c2=14.81, sd=1, p<.001) ve çocukluk
dönemi ihmal ve/veya istismara yaşantısı olan katılımcıların
ruhsal rahatsızlığa sahip olma oranlarının daha yüksek olduğu
görülmüştür.
 Büyütmek İçin Tıklayın |
Tablo 7: Çocukluk Dönemi İhmal/İstismar Yaşantılarının Varlığı ve Ruhsal Rahatsızlığa Sahip Olma Arasındaki İlişkiye Yönelik Ki-Kare Tablosu |
Çocukluk dönemi ihmal ve/veya istismar yaşantısı bulunan
katılımcıların psikiyatrik ilaç kullanım oranlarına bakıldığında
39’unun (%16.7) psikiyatrik ilaç kullandığı ve 194’ünün (%83.3)
psikiyatrik ilaç kullanmadığı görülmektedir. Bu tür bir yaşantısı bulunmayan katılımcıların ise 20’si (%9.9) psikiyatrik ilaç kullanmakta
ve 183’ü (%90.1) psikiyatrik ilaç kullanmamaktadır.
Tablo 8’de yer alan ki-kare tablosu incelendiğinde çocukluk
döneminde ihmal ve/veya istismar yaşantıları ile psikiyatrik ilaç
kullanımı arasında anlamlı bir ilişkinin olduğu (c2=4.40, sd=1,
p<.05) ve çocukluk dönemi ihmal ve/veya istismar yaşantısı
olan katılımcıların psikiyatrik ilaç kullanım oranlarının daha
yüksek olduğu görülmektedir.
 Büyütmek İçin Tıklayın |
Tablo 8: Çocukluk Dönemi İhmal/İstismar Yaşantılarının Varlığı ve Psikiyatrik İlaç Kullanımı Arasındaki İlişkiye Yönelik Ki-Kare Tablosu |
Tablo 9’a göre çocukluk dönemi ihmal ve/veya istismar yaşantısı
bulunan katılımcıların 33’ü (%14.0) kronik bir hastalığa
sahip, 202’si (%86.0) bu tür bir hastalığa sahip değildir. Bu tür
bir yaşantısı bulunmayan katılımcıların ise 24’ünün (%11.8)
kronik bir hastalığı varken, 180’inin (%88.2) bu tür bir hastalığı
yoktur. Yapılan ki-kare analizi sonuçlarına göre ise çocukluk
dönem ihmal ve/veya istismar yaşantıları ile kronik hastalığa
sahip olma arasında anlamlı bir ilişki bulunamamıştır (c2=.50,
sd=1, p>.05).
 Büyütmek İçin Tıklayın |
Tablo 9: Çocukluk Dönemi İhmal/İstismar Yaşantılarının Varlığı ve Kronik Hastalığa Sahip Olma Arasındaki İlişkiye Yönelik Ki-Kare Tablosu |
|
Başa Dön
Öz
Giriş
Materyal ve Metod
Bulgular
Tartışma
Sonuç
Kaynaklar
|
|
Bu çalışmada üniversite öğrencilerinin çocukluk çağı ruhsal
travma yaşantılarının yaşam doyumunu yordamadaki rolü
incelenmiş ve çocukluk dönemi ihmal ve istismar yaşantıları,
cinsiyet ve ruhsal problemler gibi değişkenler açısından da
karşılaştırmalar yapılmıştır. Bu araştırmada çocukluk çağı ihmal
ve istismar oranları incelendiğinde katılımcıların %18.9’u cinsel
istismar, %16.6’sı fiziksel istismar, %24.1’i fiziksel ihmal,
%30.1’i duygusal istismar, %18.7’si duygusal ihmal öyküsüne
sahiptir. Katılımcıların %53.5’inin ise bir veya daha fazla
çocukluk dönemi istismar veya ihmal öyküsüne sahip olduğu
görülmüştür. Walker ve diğerlerinin (1999) sadece kadınlarla
yapmış oldukları bir çalışmada kadınların %43’ü çocukluk çağı
istismar ve ihmal öyküsüne (cinsel istismar oranı %18, fiziksel
istismar oranı %14, duygusal istismar oranı %24, duygusal
ihmal oranı %21 ve fiziksel ihmal oranı %12) sahip olduğunu
bildirmiştir. Hacettepe Üniversitesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi
birimine 2000-2004 yılları arasında başvurmuş yaş ortalaması
10.9 olan 54 kişiyle yürütülmüş bir araştırmada, %77.8’lik bir
oranla cinsel istismar en sık görülen istismar türü olarak belirlenmiştir
ve en yüksek komorbidite cinsel istismar ve fiziksel
istismar arasında (%7.4) bulunmuştur (Çengel-Kültür, Çuhadaroğlu-
Çetin & Gökler, 2007). Ayrıca Mullen, Martin, Anderson,
Romans ve Herbison (1994) fiziksel istismar, duygusal yoksunluk
ve cinsel istismar üçlüsünün bir arada bulunma eğiliminde
olduğunu belirtmektedir. Liseye devam eden 839 öğrenciyle
yürütülen bir başka çalışmada ise katılımcıların %16.5’i ihmal,
%15.8‘i duygusal istismar, %13.5‘i fiziksel istismar ve %10.7‘si cinsel istismar (ensest dahil) öyküsü belirtmiştir (Zoroğlu et al.,
2001). Annelerin çocuklarına uyguladıkları fiziksel ve duygusal
istismar/ihmal davranışlarını belirlemek amacıyla 143 anne
ile yapılan bir çalışmada ise annelerin %87.4’ünün çocuklarını
fiziksel istismar/ihmal, %93’ünün ise çocuklarını duygusal
istismar/ihmal ettikleri belirlenmiştir (Güler, Uzun, Boztaş &
Aydoğan, 2002). Sofuoğlu ve ark. (2014) 11, 13 veya 16 yaşında
olan 7540 öğrenciyle yürütmüş olduğu araştırmada katılımcıların
yaşam boyu psikolojik olumsuz çocukluk çağı deneyimleri
(OÇÇD) oranı %70.4, fiziksel OÇÇD oranı %58.1, ihmal oranı
%42.4 olarak saptanmış ve %78.6’sının birden fazla türde
OÇÇD’ye maruz kaldığı belirlenmiştir. Aynı çalışmada son bir
yıldaki sıklıklara bakıldığında ise psikolojik OÇÇD %62.7, fiziksel
OÇÇD %46.0 ve ihmal %37.5 olarak saptanmıştır. Bu konuya
ilişkin yapılan çalışmalar çocukluk dönemi ihmal ve istismar
yaşantısı oranlarının ciddiyetini ortaya koymaktadır. İstismar
mağduru çocuk oranlarının her yıl hâlâ çok sayıda olması,
müdahale stratejilerinin temelini oluşturacak risk faktörlerinin
belirlenmesini önemli hâle getirmektedir (Macmillan, 2009).
Bu tür yaşantıların bireyin ruh sağlığı ve yaşam kalitesi üzerindeki
olumsuz etkileri göz önünde bulundurulduğunda psikolojik,
sosyolojik ve yasal açıdan koruyucu ve önleyici çalışmalar
büyük önem arz etmektedir.
Bu araştırma sonucunda çocukluk çağı ruhsal travma yaşantılarının
bireyin yaşam doyumu ve ruh sağlığını olumsuz yönde
etkilediğini ortaya koyan birtakım bulgular elde edilmiştir.
Kurulan regresyon modeline göre ÇÇRTÖ’nün alt ölçeklerinin
yaşam doyumundaki toplam varyansın %23’ünü açıkladığı
ve sırasıyla duygusal ihmal ve fiziksel istismar alt ölçeklerinin
yaşam doyumunu anlamlı derecede açıklayan en güçlü değişkenler
olduğu tespit edilmiştir. Çocukluk döneminde ihmal
veya istismar yaşantısı olan katılımcıların yaşam doyumu puan
ortalamaları da bu tür bir yaşantısı olmayan katılımcılardan
anlamlı derecede daha düşüktür. Bu bulguyu destekleyen
çalışmalar literatürde mevcuttur. Royse, Rompf ve Dhooper
(1991)’in çalışmasında çocukluğunda travmatik olaylar yaşayan
yetişkinlerin yaşam doyumları daha düşük bulunmuştur.
Çeçen-Eroğul ve Türk’ün (2013) ergenlerle yapmış olduğu çalışmada
da geçmişte fiziksel, duygusal ve cinsel istismar yaşantısı
olan ergenlerin bu tür bir yaşantısı olmayanlara oranla yaşam
doyumu anlamlı derecede daha düşük bulunmuştur. Appleton
ve Song’a (2008) göre gelir düzeyi, meslek ve sosyal statü,
fırsatlar ve toplumsal hareketlilik, refah koşulları, hükümet
politikaları ve içinde bulunulan şartlar, aile ve sosyal çevreyle
olan bağlar yaşam doyumunun bileşenleridir. Çocukluğunda
travmatik olaylar yaşayan bireylerin yetişkinlikte işsizlik ve getirebilmekyoksulluk
oranlarının yüksek olması sosyo-ekonomik refah
düzeylerinin de düşük olduğunu ortaya koymaktadır (Zielinski,
2009). Çocukluk çağı ihmal ve istismar yaşantısına sahip olmayan
bireylerden oluşan kontrol grubuyla kıyaslandığında, bu
bireylerin daha düşük eğitim düzeyi, istihdam ve kazanca sahip
olduğu görülmektedir (Currie & Widom, 2010). Ayrıca çocukluğunda
kötü muamele görmüş bireylerin psikolojik (Herrenkohl,
Klika, Herrenkohl, Russo & Dee, 2012) ve fiziksel iyi oluş düzeyleri
de daha düşüktür (Moeller, Bachmann & Moeller, 1993).
Mullen ve ark. (1994), çocukluğunda cinsel istismara uğrayan
kadınların yetişkinlik döneminde sosyal, kişilerarası ve cinsel
birtakım problemler yaşama olasılığının da daha yüksek olduğunu
ifade etmektedir. Çocukluğunda cinsel istismara uğrayan
erkeklerin ise yetişkinlik döneminde duygudurum, anksiyete,
madde kullanım ve kişilik bozukluğu geliştirme ile intihar girişiminde
bulunma olasılığı yüksek bulunmuştur (Turner, Taillieu,
Cheung & Afifi, 2017). Alanyazındaki boylamsal çalışmaların
da işaret ettiği üzere çocukluğunda ihmal ve istismara uğramış
bireyler gerek psikolojik sağlık (Fergusson, Boden & Horwood,
2008; Schilling, Aseltine & Gore, 2007; Swanston et al., 2003)
gerekse sosyo-ekonomik faktörler (Zielinski, 2009) ve eğitsel
başarı (Boden, Horwood & Fergusson, 2007) açısından olumsuz
birtakım özellikler göstermektedir. Dolayısıyla ortaya çıkan bu
tablo, çocukluk dönemi ihmal ve istismar yaşantılarının yaşam
doyumunu yordamasını anlamamıza yardımcı olabilir.
Bu araştırmada cinsiyete dayalı yapılan karşılaştırmalar sonucunda
erkeklerin çocukluk dönemi fiziksel istismar, fiziksel
ihmal, duygusal ihmal ve çocukluk çağı ruhsal travmaları puan
ortalamaları kadınlardan anlamlı derece daha yüksek bulunmuştur.
Kadın ve erkeklerin cinsel istismar ve duygusal istismar
puan ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark
bulunmamıştır. Zoroğlu ve arkadaşlarının ergenlerle yürütmüş
olduğu araştırmanın sonuçlarına göre (2001), kızların ihmal,
cinsel istismar ve enseste maruz kalma oranları erkeklerden
anlamlı olarak daha yüksektir. Anlamlı bulunmamakla birlikte
erkeklerin fiziksel istismar, kızların ise duygusal istismar puanları
daha yüksek bulunmuştur. Ullman ve Filipas’ın (2005) üniversite
öğrencileriyle yürüttüğü çalışmada, çocukluk dönemi
cinsel istismar kadınlarda sıklık ve şiddet açısından erkeklerden
daha yüksektir; ayrıca kadınların cinsel istismar sonrası sıkıntı
ve kendini suçlama düzeyleri, geri çekilme ve olayı unutmaya
dayalı başa çıkma stratejilerini kullanma oranları ve başkalarına
istismara uğradıklarını açıklama olasılığı da daha yüksek bulunmuştur.
Sofuoğlu ve diğerlerinin (2014) çalışmasında erkeklerde
fiziksel OOÇD deneyimleri, kızlarda ise ihmale uğrama oranları
daha yüksektir. Bizim araştırmamızda erkeklerin fiziksel istismar,
fiziksel ihmal ve duygusal istismar puanlarının kızlardan
daha yüksek olması, ailelerin genel olarak kız çocuklara oranla
erkek çocuklara fiziksel olarak daha cezalandırıcı ve sert bir
yaklaşım sergilemesi ile ilişkili olabilir. Ayrıca toplumsal cinsiyet
rolleriyle ilişkili olarak erkek çocuklara duygularını gizlemenin
öğretilmesi ve bu çocukların aile ortamında duygusal ihtiyaçlarının
görmezden gelinme olasılığının kızlara oranla daha
yüksek olması da cinsiyetler arasındaki bu farklılığın nedeni
olabilir. Literatürdeki çalışmalar bizim çalışmamızı destekleyen
veya bizim çalışmamızdan farklılaşan bulgular ortaya koysa da
hem kadın hem de erkeklerde çocukluk çağı istismar ve ihmal yaşantılarının ruhsal ve psiko-sosyal açıdan problemlere neden
olduğu önemli bir gerçektir (Sofuoğlu ve diğ., 2014; Ullman ve
Filipas, 2005; Zoroğlu ve diğ., 2001).
Bu çalışmada kadın ve erkeklerin yaşam doyumu puan ortalamalarının
anlamlı olarak farklılaşmadığı tespit edilmiştir.
Bu bulgumuzu destekleyen çalışmalar literatürde mevcuttur
(Avşaroğlu, Deniz & Kahraman, 2005; Bibi, Chaudhry & Awan,
2015; Diener & Diener, 1995). Ülkemizde son yıllarda eğitim
ve kariyer alanlarında cinsiyetçi yaklaşımlara karşı geliştirilen
politikalar, kız çocuklarının okullaşma oranını artırmaya yönelik
girişimler, eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması, kadınların
kariyer yapması ve iş yaşamında aktif rol almasının da etkisiyle
kadın toplumsal cinsiyet rollerinde birtakım değişimler gözlenebilmektedir.
18-25 yaş aralığındaki gençlerle yürüttüğümüz
bu çalışmada kadın ve erkek öğrenciler ders yükleri, yeme-içme
ve barınma koşulları, sosyal imkânlar ve faaliyetler, kariyer
planlama hizmetleri, üniversitenin psiko-sosyal hizmetleri
açısından benzer imkânlardan yararlanmaktadır. Dolayısıyla bu
faktörlerin yaşam doyumuyla ilişkili olabileceği düşünüldüğünde,
bu durum yaşam doyumu açısından cinsiyetler arasında
neden anlamlı fark çıkmadığının anlaşılmasına yardımcı olabilir.
Araştırmadan elde edilen sonuçlar çocukluk döneminde ihmal
ve/veya istismara uğrama ile psikolojik destek alma, ruhsal bir
rahatsızlığa sahip olma ve psikiyatrik ilaç kullanma arasında
anlamlı bir ilişki olduğunu ve çocukluğunda ihmal ve/veya
istismara uğrayan katılımcıların psikolojik destek alma, ruhsal
rahatsızlığa sahip olma ve psikiyatrik ilaç kullanma oranlarının
daha yüksek olduğunu göstermektedir. 15-67 yaş aralığındaki
psikiyatri hastalarının %65.7’sinin çocukluk çağında duygusal,
fiziksel ve cinsel istismar yaşantılarından en az birine maruz
kaldığı, bu hastalarda duygusal ihmal sıklığının %81.6 ve fiziksel
ihmal sıklığının %72.1 olduğu, duygusal istismar bildiren grupta
duygudurum ve anksiyete bozukluklarının daha sık görüldüğü
saptanmıştır (Örsel, Karadağ, Karaoğlan-Kahiloğulları & Akgün-
Aktaş, 2011). Çocukluk çağında fiziksel, cinsel ve duygusal istismara
uğrama oranı yüksek olan gençlerin dürtüsellik ve riskli
davranışlarda bulunma düzeyleri de daha yüksektir (Erel &
Gölge, 2015). Bu bireylerin yetişkinlik döneminde psikopatoloji
geliştirme riski alanyazındaki çalışmalarla ortaya konulmuştur
(Johnson, Cohen, Brown, Smailes & Bernstein, 1999; Kendall-
Tackett, 2002; Norman, Byambaa, De, Butchart, Scott & Vos,
2012; Steine et al., 2017; Wu, Schairer, Dellor & Grella, 2010).
Çocukluğunda cinsel istismara uğrayan gençlerin çocukluk
dönemi cinsel istismar yaşantısı bulunmayan kontrol grubuyla
kıyaslandığı bir araştırmada, benlik saygısı düzeylerinin daha
düşük, depresyon, anksiyete ve umutsuzluk puanlarının daha
yüksek, sigara, amfetamin, ekstazi ve kokain kullanım oranlarının
daha fazla olduğu saptanmıştır (Swanston et al., 2003).
Alanyazının ortaya koyduğu bu bulgular bizim çalışmamızın
sonuçlarını destekler niteliktedir. Çocukluk dönemi ihmal/
istismar yaşantıları, bireylerin kendilerine, çevrelerine ve
dünyaya yönelik çarpık algılamalar geliştirmelerine neden
olmaktadır (Cukor & McGinn, 2006). Çocukluk çağındaki bu
tür deneyimlerin etkisiyle temel bilişsel yapılarda meydana
gelen bu bozulmalar, bireyleri psikiyatrik hastalıklar ve uyum
bozucu davranışlar geliştirmeye daha yatkın hâle getirebilmektedir. Araştırmamızda çocukluk dönemi ihmal ve/veya istismar
yaşantıları ile kronik hastalığa sahip olma arasında ise anlamlı
bir ilişki bulunamamıştır. Alanyazındaki çalışmalar ise çocukluk
dönemi ihmal/istismar yaşantıları ile fiziksel hastalıklar arasında
anlamlı ilişki olduğunu ortaya koymaktadır (Walker et al.,
1999; Wegman & Stetler, 2009).
Araştırma sonuçlarının katılımcıların kişisel ifadelerine bağlı
olması, psikopatolojiye yönelik klinik görüşme türünden bir
değerlendirme yapılmaması ve örneklemin üniversiteye devam
eden bireylerden oluşması araştırmamızın sınırlılıklarındandır.
Araştırma örnekleminin Trabzon ilindeki eğitim fakültesi öğrencileri
ile sınırlı olması da çalışmamızın bir diğer sınırlılığıdır. |
Başa Dön
Öz
Giriş
Materyal ve Metod
Bulgular
Tartışma
Sonuç
Kaynaklar
|
|
Sonuç olarak çocukluk dönemi ihmal/istismar yaşantıları bireylerin
yaşam doyumu ve ruh sağlığını olumsuz olarak etkilemektedir.
Literatürden ve araştırmamızdan elde edilen sonuçlar
çocukluk çağı ruhsal travma yaşantılarının bireyin ruh sağlığı
ve yaşam kalitesi üzerindeki etkilerinin ciddiyetini ortaya koymaktadır.
İleride yapılacak çalışmalarda, çocukluk çağı ihmal ve
istismar yaşantılarının etkilerinin boylamsal çalışmalarla incelenmesi
önerilmektedir. Ayrıca bulguların genellenebilirliği açısından
farklı illerdeki üniversitelerin farklı fakültelerine devam
eden öğrencilerle de çocukluk çağı ihmal/istismar yaşantıları
ve ilişkili değişkenlere ilişkin çalışmalar yürütülebilir. Çocukluk
döneminde ihmal/istismar yaşamış bireylerle yürütülecek
nitel araştırmaların da bu tür örseleyici yaşantıların bireyler
üzerindeki etkisine ilişkin derinlemesine bilgiler sağlayacağı
düşünülmektedir. |
Başa Dön
Öz
Giriş
Materyal ve Metod
Bulgular
Tartışma
Sonuç
Kaynaklar
|
|
1) Anda, R. F., Brown, D. W., Felitti, V. J., Bremner, J. D., Dube, S. R.,
& Giles, W. H. (2007). Adverse childhood experiences and
prescribed psychotropic medications in adults. American
Journal of Preventive Medicine, 32(5), 389-394.
2) Appleton, S., & Song, L. (2008). Life satisfaction in urban China:
Components and determinants. World Development, 36(11),
2325-2340.
3) Avşaroğlu, S., Deniz, M. E., & Kahraman, A. (2005). Teknik
öğretmenlerde yaşam doyumu iş doyumu ve mesleki
tükenmişlik düzeylerinin incelenmesi. Selçuk Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, (14), 115-129.
4) Bernstein, D. P., Stein, J. A., Newcomb, M. D., Walker, E., Pogge,
D., Ahluvalia, T., ... & Zule, W. (2003). Development and
validation of a brief screening version of the Childhood Trauma
Questionnaire. Child Abuse & Neglect, 27(2), 169-190.
5) Bibi, F., Chaudhry, A. G., & Awan, E. A. (2015). Impact of gender,
age and culture on life satisfaction. Sci Int, 27(2), 1649-52.
6) Boden, J. M., Horwood, L. J., & Fergusson, D. M. (2007). Exposure
to childhood sexual and physical abuse and subsequent
educational achievement outcomes. Child Abuse &
Neglect, 31(10), 1101-1114.
7) Boullier, M., & Blair, M. (2018). Adverse childhood
experiences. Paediatrics and Child Health, 28(3), 132-137.
8) Brown, J., Cohen, P., Johnson, J. G., & Smailes, E. M. (1999).
Childhood abuse and neglect: specificity of effects on adolescent
and young adult depression and suicidality. Journal of the
American Academy of Child & Adolescent Psychiatry, 38(12),
1490-1496.
9) Chartier, M. J., Walker, J. R., & Naimark, B. (2010). Separate
and cumulative effects of adverse childhood experiences in
predicting adult health and health care utilization. Child Abuse
& Neglect, 34(6), 454-464.
10) Clark, C., Caldwell, T., Power, C., & Stansfeld, S. A. (2010). Does the
influence of childhood adversity on psychopathology persist
across the lifecourse? A 45-year prospective epidemiologic
study. Annals of Epidemiology, 20(5), 385-394.
11) Collishaw, S., Pickles, A., Messer, J., Rutter, M., Shearer, C., &
Maughan, B. (2007). Resilience to adult psychopathology
following childhood maltreatment: Evidence from a
community sample. Child Abuse & Neglect, 31(3), 211-229.
12) Cukor, D., & McGinn, L. K. (2006). History of child abuse and
severity of adult depression: The mediating role of cognitive
schema. Journal of Child Sexual Abuse, 15(3), 19-34.
13) Currie, J., & Widom, C. S. (2010). Long-term consequences of
child abuse and neglect on adult economic well-being. Child
Maltreatment, 15(2), 111-120.
14) Çeçen-Eroğul, A. R. ve Türk, S. B. (2013). Ergenlerde çocukluk
örselenme yaşantıları ve öfke ifade tarzları ile benlik saygısı ve
yaşam doyumu arasındaki ilişkilerin incelenmesi. International
Journal of Human Sciences, 10(1), 1421-1439.
15) Çengel-Kültür, E., Çuhadaroglu-Çetin, F., & Gökler, B. (2007).
Demographic and clinical features of child abuse and neglect
cases. Turkish Journal of Pediatrics, 49(3), 256.
16) Dağlı, A. ve Baysal, N. (2016). Yaşam doyumu ölçeğinin Türkçe’ye
uyarlanması: Geçerlik ve güvenirlik çalışması. Elektronik Sosyal
Bilimler Dergisi, 15(59), 1250-1262.
17) de Jong, R., Alink, L., Bijleveld, C., Finkenauer, C., & Hendriks,
J. (2015). Transition to adulthood of child sexual abuse
victims. Aggression and Violent Behavior, 24, 175-187.
18) Diener, E. D., Emmons, R. A., Larsen, R. J., & Griffin, S. (1985). The
satisfaction with life scale. Journal of Personality Assessment,
49(1), 71-75.
19) Diener, E., & Diener, M. (2009). Cross-cultural correlates of life
satisfaction and self-esteem. In Culture and well-being (pp.
71-91). Springer, Dordrecht.
20) Elwyn, L., & Smith, C. (2013). Child maltreatment and adult
substance abuse: The role of memory. Journal of Social Work
Practice in the Addictions, 13(3), 269-294.
21) Erel, Ö., & Gölge, Z. B. (2015). Üniversite öğrencilerinde riskli
davranışlar ile çocukluk çağı istismar, dürtüsellik ve riskli
davranışlar arasındaki ilişki. Anadolu Psikiyatri Dergisi, 16(3),
189-197.
22) Evren, C., Evren, B., Dalbudak, E., Ozcelik, B., & Oncu, F. (2009).
Childhood abuse and neglect as a risk factor for alexithymia
in adult male substance dependent inpatients. Journal of
Psychoactive Drugs, 41(1), 85-92.
23) Feiring, C., Taska, L., & Lewis, M. (1999). Age and gender
differences in children’s and adolescents’ adaptation to sexual
abuse. Child Abuse & Neglect, 23(2), 115-128.
24) Felitti, V. J., Anda, R. F., Nordenberg, D., Williamson, D. F., Spitz,
A. M., Edwards, V., ... & Marks, J. S. (2019). Relationship of
childhood abuse and household dysfunction to many of the
leading causes of death in adults: The Adverse Childhood
Experiences (ACE) Study. American Journal of Preventive
medicine, 56(6), 774-786.
25) Fergusson, D. M., Boden, J. M., & Horwood, L. J. (2008). Exposure
to childhood sexual and physical abuse and adjustment in
early adulthood. Child Abuse & Neglect, 32(6), 607-619.
26) Güler, N., Uzun, S., Boztaş, Z., & Aydoğan, S. (2002). Anneleri
tarafından çocuklara uygulanan duygusal ve fiziksel istismar/
ihmal davranışı ve bunu etkileyen faktörler. Cumhuriyet
Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 24(3), 128-134.
27) Herrenkohl, T. I., Klika, J. B., Herrenkohl, R. C., Russo, M. J., & Dee, T.
(2012). A prospective investigation of the relationship between
child maltreatment and indicators of adult psychological wellbeing.
Violence and Victims, 27(5), 764-776.
28) Hinnen, C., Sanderman, R., & Sprangers, M. A. (2009). Adult
attachment as mediator between recollections of childhood
and satisfaction with life. Clinical Psychology & Psychotherapy:
An International Journal of Theory & Practice, 16(1), 10-21.
29) Hornor, G. (2010). Child sexual abuse: Consequences and
implications. Journal of Pediatric Health Care, 24(6), 358-364.
30) Howe, D. (2005). Child Abuse and Neglect: Attachment,
Development and Intervention. New York: Palgrave
Macmillan.s. 67-68
31) Hunt, T. K., Slack, K. S., & Berger, L. M. (2017). Adverse
childhood experiences and behavioral problems in middle
childhood. Child abuse & neglect, 67, 391-402.
32) Johnson, J. G., Cohen, P., Brown, J., Smailes, E. M., & Bernstein,
D. P. (1999). Childhood maltreatment increases risk for
personality disorders during early adulthood. Archives Of
General Psychiatry, 56(7), 600-606.
33) Kendall-Tackett, K. (2002). The health effects of childhood abuse:
four pathways by which abuse can influence health. Child
Abuse & Neglect, 26(6-7), 715-729.
34) Köker, S. (1991). Normal ve sorunlu ergenlerin yaşam doyumu
düzeylerinin karşılaştırılması (Yayınlanmamış yüksek lisans
tezi), Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.
35) Macmillan, R. (2009). The life course consequences of abuse,
neglect, and victimization: Challenges for theory, data
collection, and methodology. Child Abuse & Neglect, 33(10),
661-665.
36) McCoy, M.L., Keen, S.M. (2014). Child abuse and neglect (Second
Edition) New York, USA: Psychology Press.
37) Mersky, J. P., Topitzes, J., & Reynolds, A. J. (2013). Impacts of
adverse childhood experiences on health, mental health, and
substance use in early adulthood: A cohort study of an urban,
minority sample in the US. Child Abuse & Neglect, 37(11), 917-
925.
38) Metzler, M., Merrick, M. T., Klevens, J., Ports, K. A., & Ford, D. C.
(2017). Adverse childhood experiences and life opportunities:
shifting the narrative. Children and Youth Services Review, 72,
141-149.
39) Min, M. O., Minnes, S., Kim, H., & Singer, L. T. (2013). Pathways
linking childhood maltreatment and adult physical health. Child
Abuse & Neglect, 37(6), 361-373.
40) Moeller, T. P., Bachmann, G. A., & Moeller, J. R. (1993). The
combined effects of physical, sexual, and emotional abuse
during childhood: Long-term health consequences for
women. Child Abuse & Neglect, 17(5), 623-640.
41) Mullen, P. E., Martin, J. L., Anderson, J. C., Romans, S. E., &
Herbison, G. P. (1994). The effect of child sexual abuse on
social, interpersonal and sexual function in adult life. The
British Journal of Psychiatry, 165(1), 35-47.
42) Norman, R. E., Byambaa, M., De, R., Butchart, A., Scott, J., & Vos,
T. (2012). The long-term health consequences of child physical
abuse, emotional abuse, and neglect: a systematic review and
meta-analysis. PLoS Medicine, 9(11), e1001349.
43) Nurius, P. S., Green, S., Logan-Greene, P., & Borja, S. (2015). Life
course pathways of adverse childhood experiences toward
adult psychological well-being: A stress process analysis. Child
Abuse & Neglect, 45, 143-153.
44) Ogata, S. N., Silk, K. R., Goodrich, S., Lohr, N. E., Westen, D., &
Hill, E. M. (1990). Childhood sexual and physical abuse in
adult patients with borderline personality disorder. American
Journal of Psychiatry, 147(8), 1008-1013.
45) Örsel, S., Karadağ, H., Kahİloğullari, A. K., & Aktaş, E. A. (2011).
Psikiyatri hastalarında çocukluk çağı travmalarının sıklığı ve
psikopatoloji ile ilişkisi. Anadolu Psikiyatri Dergisi, 12(2), 130-
136
46) Poole, J. C., Dobson, K. S., & Pusch, D. (2017). Childhood adversity
and adult depression: The protective role of psychological
resilience. Child Abuse & Neglect, 64, 89-100.
47) Royse, D., Rompf, B. L., & Dhooper, S. S. (1991). Childhood
trauma and adult life satisfaction in a random adult
sample. Psychological Reports, 69(3_suppl), 1227-1231.
48) Schilling, E. A., Aseltine, R. H., & Gore, S. (2007). Adverse childhood
experiences and mental health in young adults: a longitudinal
survey. BMC Public Health, 7(1), 30.
49) Sofuoğlu, Z., Oral, R., Aydın, F., Cankardeş, S., Kandemirci, B., Koç,
F., ... & Akşit, S. (2014). Türkiye’nin üç ilinde olumsuz çocukluk
çağı deneyimleri epidemiyolojik çalışması. Türk Pediatri
Arşivi, 49, 47-56.
50) Spataro, J., Mullen, P. E., Burgess, P. M., Wells, D. L., & Moss, S.
A. (2004). Impact of child sexual abuse on mental health:
prospective study in males and females. The British Journal of
Psychiatry, 184(5), 416-421.
51) Spinhoven, P., Elzinga, B. M., Hovens, J. G., Roelofs, K., Zitman, F.
G., van Oppen, P., & Penninx, B. W. (2010). The specificity of
childhood adversities and negative life events across the life
span to anxiety and depressive disorders. Journal of Affective
Disorders, 126(1-2), 103-112.
52) Steine, I. M., Winje, D., Skogen, J. C., Krystal, J. H., Milde, A. M.,
Bjorvatn, B., ... & Pallesen, S. (2017). Posttraumatic symptom
profiles among adult survivors of childhood sexual abuse: A
longitudinal study. Child Abuse & Neglect, 67, 280-293.
53) Sullivan, T. P., Fehon, D. C., Andres‐Hyman, R. C., Lipschitz, D. S.,
& Grilo, C. M. (2006). Differential relationships of childhood
abuse and neglect subtypes to PTSD symptom clusters among
adolescent inpatients. Journal of Traumatic Stress, 19(2), 229-
239.
54) Swanston, H. Y., Plunkett, A. M., O’Toole, B. I., Shrimpton, S.,
Parkinson, P. N., & Oates, R. K. (2003). Nine years after child
sexual abuse. Child Abuse & Neglect, 27(8), 967-984.
55) Şar, V., Öztürk, P. E., & İkikardeş, E. (2012). Çocukluk çağı ruhsal
travma ölçeğinin Türkçe uyarlamasının geçerlilik ve güvenilirliği.
Türkiye Klinikleri Tıp Bilimleri Dergisi, 32(4), 1054-1063.
56) Thompson, M. P., Kingree, J. B., & Desai, S. (2004). Gender
differences in long-term health consequences of physical
abuse of children: data from a nationally representative
survey. American Journal of Public Health, 94(4), 599-604.
57) Turner, S., Taillieu, T., Cheung, K., & Afifi, T. O. (2017). The relationship
between childhood sexual abuse and mental health outcomes
among males: Results from a nationally representative United
States sample. Child Abuse & Neglect, 66, 64-72.
58) Ullman, S. E., & Filipas, H. H. (2005). Gender differences in social
reactions to abuse disclosures, post-abuse coping, and PTSD
of child sexual abuse survivors. Child Abuse & Neglect, 29(7),
767-782.
59) Walker, E. A., Gelfand, A., Katon, W. J., Koss, M. P., Von Korff, M.,
Bernstein, D., & Russo, J. (1999). Adult health status of women
with histories of childhood abuse and neglect. The American
Journal of Medicine, 107(4), 332-339.
60) Wegman, H. L., & Stetler, C. (2009). A meta-analytic review
of the effects of childhood abuse on medical outcomes in
adulthood. Psychosomatic Medicine, 71(8), 805-812.
61) Widom, C. S. (1999). Posttraumatic stress disorder in abused
and neglected children grown up. American Journal of
Psychiatry, 156(8), 1223-1229.
62) Wu, N. S., Schairer, L. C., Dellor, E., & Grella, C. (2010). Childhood
trauma and health outcomes in adults with comorbid
substance abuse and mental health disorders. Addictive
Behaviors, 35(1), 68-71.
63) Zanarini, M. C., Williams, A. A., Lewis, R. E., Reich, R. B., Vera, S. C.,
Marino, M. F., Levin, A., Yong, L., & Frankenburg, F. R. (1997).
Reported pathological childhood experiences associated with
the development of borderline personality disorder. American
Journal of Psychiatry, 154(8), 1101-1106.
64) Zielinski, D. S. (2009). Child maltreatment and adult socioeconomic
well-being. Child Abuse & Neglect, 33(10), 666-678.
65) Zoroğlu, S. S., Tüzün, Ü., Sar, V., Öztürk, M., Kora, M. E. ve
Alyanak, B. (2001). Çocukluk dönemi istismar ve ihmalinin
olasi sonuçlari1/Probable results of childhood abuse and
neglect. Anadolu Psikiyatri Dergisi, 2(2), 69-78 |
Başa Dön
Öz
Giriş
Materyal ve Metod
Bulgular
Tartışma
Sonuç
Kaynaklar
|
|
|
|